İnsan bu fâni dünyâda yaşarken âilesi, eşi-dostu, akraba ve arkadaşlarıyla iletişim hâlindedir. Âile ve akrabâları ile olan ilişkiler, mecbûrî ilişkilerdir. İnsanların birbirleriyle olan iletişim zincirlemesinin özelinde bulunan arkadaşlık ve ahbaplık yaptığı dostları vardır. İnsan ferdî olarak hayat imtihanında iyi-kötü halleri, sevinçli ve üzüntülü durumları olabilir. Kimseye açamayacağı problemleri, sırları, sıkıntıları bulunabilir. Günümüzde insanlar ruhsal yönden buhran yaşadığı durumlarda derhal bir doktora, akabinde de medet gördüğü ilaçlara sarılmaktadır. Halbuki kişinin dertlerini paylaşacağı, kendisine hayırlı tavsiyeler vereceği dostları olsa gönlündeki sıkıntıları hafifleyecek, rûhu huzur dolacak, zihnini yoran pek çok gereksiz şeylerden dostu sâyesinde kurtulabilecektir. Ne demişler; ‘Acılar paylaşınca küçülür, sevinçler paylaşınca çoğalır.’
Pek tabi arkadaş-ahbap başka, dost başkadır. Arkadaş ve ahbap ile olan samimiyet daha yüzeysel iken dostla olan sevgi bağı daha içtendir. Her şey herkese söylenmez. Dost kişiyi himâye eder, sırrını saklar, ifşa etmez. Konuştuğunda doğruyu söyler, hayrı tavsiye eder, iyiliğini dostundan esirgemez. Gerçek dost, dostunun yanındayken de, arkasından da onun hak ve hukûkunu çiğnemez, çiğnetmez. Onu dâima korur ve kollar. Dolayısıyla dostluğun önemi büyüktür. Dost her zaman bulunmaz. Bu sebeple dostların kıymetini bilmek gerekir. Hayat dostlarla güzelleşir, anlam bulur.
İnsanlarda kusur arayanlar, dostsuz kalır. Zira kusursuz insan yoktur. Asgari müştereklerde birleşmek dostluğa atılacak adımı kolaylaştırır. Sürekli gülün dikenlerini gören güle ulaşamaz yâni dost edinemez hep yalnız kalır. Bunaldığınız, sıkıldığınız, üzüldüğünüz günler olur. Dostlarla acılar paylaşılır, hayâtın zorlukları aşılır. Gerçek dostlar hayâtın denge taşlarıdır. Hayâtın bize sunduğu en güzel hediye ‘güzel dost’ olsa gerektir. Bittim, yittim, mahvoldum dediğinizde dostun uzanan eli sizin yüreğinizi rahatlatır. O dost sizi içinde bulunduğunuz çıkmazdan çeker çıkarır ve gönlünüzü sükûnetle doldurur. O sebeple;
İnsan dost edinirken seçici davranır. Herkes arkadaş olur ama dost olmaz. Dost, senin derdine derman olan, üzüntünü paylaşan, sana sâhip çıkan bir gönül insanıdır. Tabi hep maddenin hâkim olduğu bir dünyâda yaşadığımızdan bugün gerçek dost bulmak hakikaten zordur. Kişi bâzen gerçek dost bulamamanın derdine yanarken, bazen da dost diye bildiklerinden gördüğü olumsuzluklardan dostluğa güveni kaybolabilir. O takdirde Mevlâna Hz. gibi demeli; ‘Dost ise düşünme ver ömrünü gitsin.
Dost değilse hiç bekletme, yol ver gitsin.’ Ne doğru bir tespit!
Eğer dostu buldun ise de, bu sefer onu kaybetmemek gereklidir. Elbette her şey emek ister. Evet, dostluk da, emek ister. Dostluk karşılıksız sevgi, muhabbet ister, diyergamlık, fedâkarlık, sadâkat ister ve dahi sabır ister… Zâten bu hasletler –bugün pek kalmasa da- insânî özelliklerdir. Dostta olmazsa olmazlar bulunur. Dostlukta çıkar gözetilmez. Dostluklar öyle bir çırpıda sökülüp atılmaz. Kimi zaman öz kardeşinle yaşamadığın samimâne ilişkiyi dostunla yaşarsın. Yâni ‘kan bağı’ değildir bizi dosta bağlayan ‘can bağı’dır.
‘Dost ile yan yana, diz dize olmak önemli değildir.
Asıl önemli olan can cana, kalp kalbe olmaktır’, der. Hz. Mevlâna.
Hakiki dost senden bıkmaz, usanmaz. Senin derdini sabırla dinler, sana hep müspet ve doğru tavsiyelerde bulunur. Âdeta canına can katar, sadrını ferahlatır, zihnini açar, ruhûna bahar nefesi üfler. Senin acın onun yüreğini acıtır, sevincin onu da sevindirir. Halbuki günümüzde başkasının üzüntü ve sıkıntısına ‘bana ne’ diyen insanların sayısı oldukça kabarıktır. Yine birbirinin başarısı yüzünden kıskançlık gösterenler, hased edenler‘ onda var, bende niye yok?’ diyenler çoktur. Dost sâdece iyi gününde değil asıl kötü gününde belli olur. Ne diyor gönül insanı Hz. Mevlâna; ‘Dost sanma şanlı vakitte olanı, dost bil gam vaktinde yanında olanı.’ Der. Dost seni hiç yalnız bırakmaz. Acına, derdine, sıkıntına ortak olur. Sen düştüğünde seni kaldıran dostundur. Bugün düşene –af buyurunuz- tekme atmak maalesef çok yaygın. Böylesi dostluklardan sakınmak gereklidir.
Şimdilik bu kadar efendim, bâki olana emâmetsiniz inşaALLAH. Gününüz ve gönlünüz aydın olsun.