Bu memlekette her kış mevsiminde bir grip salgını peydahlanır ve atılır ortaya.
Ve toplum bu korku ile yönlendirilir.
Kuş gribi salgını gibi.
Tavuk gribi salgını gibi.
Ve bu günlerde domuz gribi salgınında olduğu gibi.
Bir zamanlar da hac mevsimlerinin değişmez bir salgını vardı. Kolera.
Hemen her hac mevsiminde kolera salgını hikâyesiyle, insanlarda belli korkular ortaya çıkarılarak toplum yönlendirilirdi.
Mesela bu korkuyla karayolu ile hac yasaklandı seneler önce.
Mesela bu korku ile zemzem artık arıtmadan geçirilmeden içirtilmiyor Müslümanlara yıllardır.
Son yılların korku tüneli ise, kuş gribinden sonra milletin başına musallat edilen domuz gribi oldu.
İsimlerinin önündeki unvanları, kendilerinden daha büyük olan bir takım okumuş yazmış insan gruplarının açıklamalarına bakarsanız, bu ülkede bir domuz gribi salgını var.
Diğer bir kısım üniversite öğretim üyelerinin açıklamalarına bakarsanız ise, salgın falan yok bu memlekette.
Her şey normal kış şartlarında devam edip gidiyor.
Bu teknolojik çağda hemen her hastalıktan ölümler olduğu gibi, domuz gribinden de ölümler olmakta.
Çünkü erken teşhis edilmeyen pek çok hastalık gibi, domuz gribi de erken teşhis edilmediğinde ölümcül oluyor maalesef.
Sağlık bakanlığının biraz da kısık sesli diyebileceğimiz açıklamaları ise, çıkarılan gürültü arasında yeteri kadar anlaşılmıyor vatandaşlarca.
Gerçi bakanlık her zaman doğru mu söylüyor diyecekler çıkabilir.
Elbette bakanlığın her açıklaması gibi bu domuz gribi ile ilgili açıklamaları da dünya gerçekleri ile bağdaşmıyor.
Hatırlarsanız AkParti hükümetlerinin bir zamanlar değişmez sağlık bakanı olan zatı muhteremin grip salgınlarıyla ilişkili açıklamaları Başbakandan dönmüş ve hatta sağlık bakanlığı koltuğunu kaybetmesine bile sebep olmuştu.
O zamanlar ortaya konan kargaşa ve korku ortamına bakıp da aşı ithal etme çılgınlığına girişenler şimdilerde pek ortada gözükmüyorlar.
Veya her meselede Hükümetin icraatlarını savunanlar o dönemlerde sipariş verilen milyonlarca doz grip aşısından kaç adedinin ithal edildiğini ve kaç adedinin kullanılarak kaç tanesinin kullanılmadığını açıklamaktan neden kaçınırlar ki?
Hatta soruyu bir kademe daha ileri ötürerek soralım.
Sipariş verilip ödeme yapıldıktan sonra ithal edilmeyen aşı miktarı ne kadardır?
Veya parası ödenerek ithal edilen aşılardan kullanılmayıp çöpe atılan aşı miktarı ne kadardır?
Ya da bu kullanılmayan aşılar için bu memleketin ne kadar parası ve dövizi çarçur edilmiştir?
Biz kuş gribinde olduğu gibi domuz gribinde de, uluslararası ilaç kartellerine kadar uzanan bir domuzluk olduğuna inanıyoruz.
Domuz gribinde herhangi bir domuzluk yok diyenler, işe yukarıdaki sorulara cevap vermekle başlayabilirler.