Yazmamak için çok direndim… Polemiklerin, problematik bir hale gelip, sonra temcitleştirerek yazılaştırılması, ve başarı ve takdir görmesi üzerine konuşmayı pek sevmeyen bir insanım.
Köşe yazarlarımızın gündemini işgal eden şey, problem ve sorunların çözümünden çok, reklamsal ve rakamsal hedefleri göz önünde bulundurarak yazma çabası ki, buna dayanmak bir hayli zor..
Ülkemizin gündemindeki pembe baharlı tablonun, işlenmiş yazmaları vekilleşmiş olarak meclisten içeriye girince bir devrim yapıldı algısı uyandırıldı. Bir kahramanlık şarkısı daha çalındı. Faiz lobisinin, caiz görmediği baş örtüsünü, milletin meclisinin kapısından içeriye girmesi sağlandı. 3 Kurum hariç, bütün kurumlarda ki tutum ve despotizmanın önüne set çekildi.
Bu konu üzerinde, emeği geçen milletin vekillerine, ve devlet erkanına, teşekkürü bir borç bilmek her insani vicdanın yapması gereken bir davranıştır.
Siyaset ticaretle eş değer bir kavramdır. Kazanımların yanında kaybettiklerinin de hesap edilmesi, kar ve zarar paydasını netleştirir.
Dolu konuştuğunu sanan, bir boş ağızlının hoş olmayan cümlelerini okumak bende bu konuyla ilgili yazmama kararını bozdu.
Bende bozuk düzenin, azınlığında azıklanmak için candan yandaşlık bürosunda, vicdan hukukunu mahkum etmiş bir insanın karşısında, Dürüstlüğe sadık Ebu Bekir olarak yazıyorum.
Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak’ın beyanatlarını değerlendirerek, sorular soran sayın arkadaşa birkaç soru sormakta fayda bile görmüyorum..!
Birilerinin yapmış ve başarmış olarak lanse edildiği bu zaferin, gölgesi bile değildir şimdiki şahıslar.
Bu bir liderin ve davanın azimli duruşunun fiili ve kalbi dualarıyla mücadelesinin teşekkülüdür.
Eğer birine teşekkür edilip, şükran duyulması gerekiyorsa..! Bu Erbakan Hoca’dan başkası değildir.
Milletin verdiği emanete, sahip çıkmadığımızdan dem vuran kalem acaba hangi mürekkeple dolduruluyor.
Ey dolma kalem, ağzından çıkanı kulağın kulağından gireni kalbin iyi fark etsin.
Milli Görüş ve davasının üstlenen insanlar, ne aslan ne kaplandır…! Sadece bu millet ve inancı için, kalbi aşkla çarpan insanlardır.
Yeri geldiğinde PKK ile konuşan, yeri geldiğinde Papa bilmem kaçıncısının huzurunda şeref ve onurla Avrupa birliği imzaları atanlarda bir beyis bulamıyorsunuz da…! Kalem atınıza, atından düşen seyisi nasıl buluyorsunuz?
Eleştirmek iyileştirmektir. Kötümser bakmak ve karalamak adına karaladığınız yazınızın içeriği ve söylemleri tamamen, körleşmiş bir aklın, zihin duvarlarına vura vura kafasını yarmasından farksızdır.
Bir ideolojinin fikir ve düşüncelerini martaval diye nitelendirebilecek kadar, alçalmak sizin gibi değerli bir insana yakışmamıştır.
Menkul kıymetler borsasındaki yandaşlık artışınızdaki ivmeden dolayı, değeriniz kat be kat artmış olabilir. Ama vicdanınızın fakru zaruret içerisinde süründüğünün farkına varmalısınız.
Söylemleri ve yaklaşımları ile Hakkı üstün tutan ve bu çerçevede hizmetler gerçekleştiren bir Parti ve Genel Başkanına sizden özür ve saygı bekliyorum.
Sevgiler saygılar ve hürmetler Kaleminizden öpüyorum..
İçine biraz bilgi ve vicdan doldurmanızı temenni ediyorum.