Yaklaşık iki aydır, insanlarımız Dolar düşecek beklentisi içerisinde iken, bir türlü düşmediği gibi, zaman zaman yüksek trendlere ulaşmakta.
Durum böyle olunca da gerek inşaat firmaları, gerekse sanayicilerimiz tedirgin-huzursuz bir bekleyiş içerisindeler. Yatırım yapmadıkları gibi, üretimde de tam kapasiteli çalışmıyor. Kimileri de çareyi işçi çıkarmakta bulmuş.
Bu da ülkemiz için negatif bir durum. Telafisi güç ve maliyeti yüksek, uzun zamana ihtiyaç var.
Bir de Halk Bank’ta yaşananlar var ki garip bir durum. İzahı mümkün değil.
Bir ağabeyimiz üşenmemiş araştırma yapmış. Zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki farklar neler olabilir diye. Sonuç olarak zengin ülke olabilmek için halkın şu kurallara uymaları gerektiği kanaatine varmış.
Temel ahlaki kurallar
Dürüstlük
Sorumluluk
Kanun ve kurallara riayet
Başkaların haklarına saygı
Çalışkanlık
Tasarruf ve yatırıma inanç
İrade
Dakiklik
Sanırım son derece haklı tespitler, katılmamak mümkün değil.
Yaşadığımız bu günkü ekonomik durumumuz, İmparatorluklar kurmuş, medeniyetler getirmiş bir ulusa hiç yakışmıyor elbet. Atalarımız bizim şu halimizi görseler, kim bilir neler söylerler.
Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi;
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte;
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Sabırlı olmak gerekiyor.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.