Dolap aynı dolap..!

Kerem İşkan

Bir gün Azam-ı devletten biri sohbet esnasında iken İncili Çavuş’a sorar;

“-Ağa Hazretleri, İstanbul'da bazı adamlar dolandırıcılık ederler… Ötekini berikini dolandırırlar imiş… Bunlar nasıl adamlardır, insanı nasıl dolandırırlar?”

İncili Çavuş;

“-Efendim bunlar şeytan gibi adamlardır, dolandırıcılık için birçok alet, edevatları vardır, onlar vasıtası ile dolandırırlar…

***

Adam daha bir meraklanır;

“-Bunlardan biri görmek ve nasıl dolandırdıklarını anlamak isterdim… Rica ederim bana bir dolandırıcı gösteriniz…”

İncili Çavuş, o zamanın en meşhur dolandırıcılarından birini bulup o zata götürür;

”-Efendim dün emrettiğiniz gibi işte size en meşhur dolandırıcıyı getirdim...”

Azam-ı devletten olan şahıs dolandırıcıya dönüp;

“-İnsanı nasıl dolandırıyorsun, bize bir anlat hele?” der…

***

Dolandırıcı başlar söze;

“-Bu bizim sanatımızdır… İcrayı sanat ve maharet için bir takım dolaplar kurarız, bunlar için çeşit çeşit alet ve edevat hazırlarız…”

Adam daha bir meraklanır;

“-Görmek ister idim, beni dolandırsana…”

Dolandırıcı;

“-Baş üstüne efendim, şimdi emrinizi icra etmek için, zat-ı devletleri gibi birini, öyle sade dolaplar ile dolandırmak mümkün olamayacağından, yeni bambaşka alet ve edevatları tedarik etmemiz lazım… Bunlar içinde tam tamına 100 akçeye ihtiyaç vardır…

Ancak o zaman sizi bu dolaplarla dolandırabilirim...”

***

Adam daha bir heyecanlanır daha bir meraklanır ve içinde 100 akçe bulunan keseyi dolandırıcın önüne atarak; “Çabuk tedarikini gör gel beni dolandır” der…

Dolandırıcı huzurdan ayrılır… Gidiş o gidiş…

***

Azam-ı devletten olan şahıs günlerce “dolandırılmayı” bekler… Sonunda dayanamaz İncili Çavuş’u çağırttırır;

Hani Çavuş bu adam bizi dolandırmak için dolap alıp gelecekti, alet, edevat diye gitti, gidiş o gidiş… Yahu biz ne zaman dolandırılacağız… ?”

İncili Çavuş karşısında öfkeden kıpkırmızı olmuş, bu saf suratlıya gülmekten cevap bile veremez…

***

Aynı takım, yine bir takım dolaplar kurmaya başladılar…

Artık masraf bile etmiyorlar, her seferinde taktik aynı taktik…

Biz de ortada bağır duralım; “Bizi kimse kandıramaz…” diye…

Onlar yoruldu biz usanmadık

Şimdi bize kızanlar, gönüllü(!) kandırılanlar, beş yıl sonra bu yazıyı ömrü olan ortaya getirsin…