Şurası bir gerçek ki çocuklarımız bizden farklı kişilerdir. Onların da kendilerine has fikir ve düşünceleri vardır. Lütfen onların fikirlerini önemseyelim, düşüncelerine saygı gösterelim. Bu onlara değer verdiğimizin göstergesidir. Değer verin ki değer göresiniz. Onları önemseyin ki onlar da sizi ve konuşmalarınızı önemsesin. Kendi yapmadığınız bir davranışı nasıl karşınızdan beklersiniz? Çocuklarınızı dinleyiniz. “Dinlemesini bilmeyenler, sözlerini dinletemezler.” Kâidesine uyarak çocukla yaşanan sıkıntı ve problemlerde, onlara söz hakkı verip dinleyerek karşılıklı anlayış içerisinde sorunlar giderilmelidir. Çocuklar her çeşit sıkıntı ve problemlerini gönül rahatlığıyla ailelerine açabilmeliler. Bu rahatlığı onlara ebeveynleri sağlamalıdır. Böylece sıkıntılar büyümeden giderilmiş olur. Çocuk ebeveynine problemini açamıyorsa mesele gizli kalıp bastırıldıkça, peşi sıra bazı ruhsal sıkıntılar da beraberinde gelecektir. Ayrıca zaman içinde sorun büyüyecek veya büyütülecektir. Oysa zamanında, yerinde ve uygun disiplin metotlarıyla büyümeden sorunun giderilmesi daha mantıklıdır. Eğer çocuğunuz sorununu rahatlıkla anne ve babası olarak size açıyorsa, sizi kendine yakın görüyor ve hayatını sizinle paylaşıyor demektir. Lütfen ebeveyn olarak çocuklarımıza bu anlayışı sağlayalım.
Çoğunlukla aile içerisinde uygulanan disiplin kaideleri, “uydum kalabalığa” cinsinde üzerinde pek kafa yormadan çevrede herkesin uyguladığı bilindik şeylerdir. Halk tarafından genel kabul görmüş uygulamalardır. Oysaki bu kâideler; acaba sizin çocuğunuzun rûhî ve fizîkî haline uygun mu? Yukardan beri hep bahsediyoruz; her çocuğun kişilik özellikleri farklıdır. Hattâ, ayni anne ve babanın çocukları bile birbirinin ayni olmuyor. O zaman anne ve babalar, disiplin kâidelerini uygularken dikkatli davranmak durumundalar. Ebeveynler çocuklarını terbiye ederken rast gele oradan buradan her duyduğunu uygulamaya geçmeden önce, hem kendi kişilik yapısını hem de çocuğunun kişilik özelliklerini göz önünde bulundurarak o metodu uygulamalıdırlar.
Eğitim kurumlarında eskiden sınıfların duvarlarında asılı duran bir dizi disiplin kuralı yazılıydı. Gerçi şimdiler de o da kalmadı. Panoda kâideler hep asılı durduğundan, öğrenciler neyin suç teşkil ettiğini bilirlerdi. Çünkü nelerin suç olduğunun disiplin levhasında, sınırları çizilmişti. Böylece öğrenciler, suç teşkil eden davranışları bildiğinden sınırları aşmamaya özen gösterirlerdi. Aksi davranışlarda ne gibi cezalar alacaklarını bilir ve ona göre davranış geliştirirlerdi. Ancak evlerde böyle kuralların yazılı olduğu pano ve levhalar olmadığından ebeveyn sınırlarını da koymadığından ister istemez bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Bunu söylerken bu tür uygulamaları yerinde görüyoruz anlayışı çıkmasın. Fakat ebeveynler kendi aile düzenine uygun sınırlarını ve ölçülerini çocuklarına en açık ve net bir şekilde belirtmelidirler. Çocuk kendi aile yapısına göre neler suç teşkil ediyor, anne ve babasının kendisinden istediği ve beklentileri neler, ev içinde kendisinin görev ve sorumlulukları var mıdır? Bunları en ince detaylarına kadar bilmeliler. Şuna inanalım ki, uygun sevgi ortamında büyüyen çocuk bu sınırlamalardan rahatsızlık duymaz. Hatta “ailem beni sevdiği, önemsediği ve korumak istediği için bu kuralları koyuyor” diye düşünür. Hele de eve getirilen sınır ve kurallar bir defa benimsenip uygulandıkça yerli yerine oturur. Çocuk onlarla yaşamaya alışır, seve seve, isteyerek, gönül rahatlığı içinde ve mutlulukla yerine getirir.
Davranışlara sınır koyabiliriz ama çocukların isteklerini baskı altına alamayız. Disiplin kâideleri ilk uygulanırken bazı sıkıntılar yaşanabilir. Ebeveynlerin her isteği çocuklar tarafından hemen kabul edilmesi gerekmiyor. Onların da fikir ve görüşleri var. Elbette ki istek ve arzuları var. Eğer de, onlara ilişkin kararlar alınacaksa bu onlara sorularak, düşünceleri önemsenerek birlikte karşılıklı anlayış ve hoşgörü diyalogu çerçevesinde yapılmalıdır. Böyle yapılırsa neticesi verimli ve güzel olur.
Eğer çocuğun görüşleri ve duyguları mühimsenmezse çok çeşitli sorunlar çıkabilir. Meselâ; çocuk tepkisini göstermek için koyulan kuralı özellikle yerine getirmez. Disiplin kurallarına baş kaldırmak adına evin eşyalarına, kardeşlerine, kendine zarar verebilir. Ufacık şeylerden öfkesini çıkarır, olur olmaz şeylerden evin huzur ortamını bozucu davranışlar sergiler. Yemeğe gelmek istemez veya odasına çekilir kimseyle konuşmayıp evin içinde küs gibi durur. Hatta çocuk anne ve babasından öç almak niyetiyle onları çevrelerinde küçük düşürücü davranışlarda bulunabilir. Kendisiyle ilgilenilmiyorsa dikkat çekmek için okulda arkadaşlarıyla bilerek uyumsuzluklar çıkarır. Bunlar tabîdir. Zira siz onu önemseseydiniz, o da tepkisini bu şekilde ortaya koymazdı. Oysa ebeveynler olarak çocuklarımızın sağlığını, yemeğini, giysilerinin temizliğini önemsediğimiz gibi terbiyesini de önemsemeliyiz. Onlara vakit ayırmalı, her şeyleriyle ilgilenmeliyiz. Çocuklarımıza vereceğimiz en güzel armağanın ilgi ve zaman olduğunu unutmayalım. Fikirlerini önemseyelim. Bu onlara kıymet verdiğimizi gösterir. Çocuklarımızın kişilikli yetişebilmeleri için isteklerinin zararsızlarına, fikir ve düşüncelerinin uygulanabilir olanlarına müsaade edelim. Lütfen çocuklarımızın kendisi olmalarına izin verelim. Bu şekildeki davranış onların kendilerine özgü iyi bir karakter gelişmelerine yardımcı olur. Kendi inançlarından vazgeçip her istenileni hemen yerine getiren çocuklar ilerde hep otorite arayışı içinde olmuşlardır. Bu da arzu edilen netice değildir.
Hayırlı günler diliyorum sizlere efendim.