İktidara ve muhalefete ağır eleştiride bulunan Şener, ülkenin kavgacı bir siyaset anlayışıyla yönetildiğini, ekonominin çökme noktasına geldiğini ve özgür düşüncenin ortadan kaldırıldığını söyledi. Şener, 21. yüzyılda başörtüsü sorunun da ülkenin gündeminden kalkması gerektiğine vurgu yaptı.
“ÜLKEYE SİYASİ ÜSLÜP ZARAR VERİYOR”
Türkiye’nin öncelikli sorunun kavgacı ve ayrıcı üslubundan kaynaklanan siyaset olduğunu ifade eden Abdüllatif Şener, siyasetin hakaretler etrafında yapıldığını kaydetti. Siyasette kavganın değil inancın önemli olduğunu dile getiren Abdüllatif Şener, “Sevinç ve zafer daima inananların olmuştur. Fakat iktidar ve muhalefet partileri vatandaşın talebini bir tarafa bırakarak, üsluplarıyla ülkeyi yoran bir siyaset yapıyorlar. Bu ülkenin çocukları mutlu bir şekilde gelecekte yaşamalıdır. Küresel rekabette başarılı bir ülke için gerekli siyaset biçimi inşa edilmelidir.” dedi.
“21. YÜZYILDA BAŞÖRTÜSÜ SORUNU OLMAMALI”
Başörtüsü sorununa da değinen Şener, yasağın artık Türkiye’nin gündeminden kalkması gerektiğine dikkat çekti. Bu yıl başörtüsü sorununda önemli bir adımı atılabileceğini bildiren Şener, “Siyasi partiler artık bu sorunun kalkmasında hem fikir. Çünkü 21. yüzyılda bu yasak gençlere yapılan bir saygısızlıktır. Bu sorundan artık kimse siyasi bir menfaat beklememelidir. Çünkü başörtüsü, üzerinden siyaset yapılacak bir konu değildir. Tekrar kin ve nefrete dönülmeden bu sorun mutabakatla çözülsün. İnsanımız özgün olsun, özgürce fikirlerini söylesin, ezilmesin” dedi. Şener, eğitim sisteminin de öğrencileri perişan hale getirdiğini vurgulayarak, öğrencilerin dershane, okul, ev üçgeninde sınav sistemine mahkûm edildiğini kaydetti. Özgür konuşmanın da ortadan kalktığını aktaran Şener, “Başbakan toplumun özgür sesini devamlı olarak susturmaktan yana olmuştur. Parasız eğitim isteyen gençler coplanmış ve yerlerde sürünmüştür. Haklarını arayan tekel işçilerine zehirli gazlar atıldı, su sıkıldı. Özgür basın susturulmuştur. Halkın sesini duyuramamaktadır. Eğer bir ülkede insanlar seslerini özgürce dile getiremiyorsa o ülkede demokraside sorun vardır. Türkiye Partisi iktidarında tüm baskılar ortan kalkacaktır” diye konuştu.
TÜRKİYE ÜRETMEYEN BİR ÜLKE KONUMUNA GELİYOR
Ekonomik konulara da değinen Şener, işsizlik rakamlarının 2001 yılından daha kötü olduğunu ve ithalatında 8 ayda yüzde 30 arttığının altını çizdi. Sözlerine şöyle devam eden Şener, “8 ayda ihracat yüzde 12 büyürken ithalat yüzde 30 büyüdü. İhracat 1 artarken ithalat 3 artıyor. Dış ticaret açığı giderek artıyor. Son olarak Çin ile yapılan 50 milyar dolarlık anlaşma ile Türkiye Çin mallarının dolduğu bir ülke olacak. Yerli üretici ise üretemeyecek konuma gelecek. Yakın bir zamanda Türkiye üretemeyen bir ülke konumuna gelecektir. Şuanda tarımda bitirildi. Yurtdışından et ve canlı hayvan ithal edilmezse insanlar kurbanda kesecek hayvan bulamayacak. Bunun sorumlusu kim. Bu topraklarda hayvancılığı bitme noktasına getiren iktidardır. Şuanda tarım ürünleri ithalatında büyük artış var. İktidar, kendi insanın ekonomisinden ziyade başka ülkelerin ekonomisini kalkındıracak siyaset yapıyor” dedi.
HASAN AYHAN
“ÜLKEYE SİYASİ ÜSLÜP ZARAR VERİYOR”
Türkiye’nin öncelikli sorunun kavgacı ve ayrıcı üslubundan kaynaklanan siyaset olduğunu ifade eden Abdüllatif Şener, siyasetin hakaretler etrafında yapıldığını kaydetti. Siyasette kavganın değil inancın önemli olduğunu dile getiren Abdüllatif Şener, “Sevinç ve zafer daima inananların olmuştur. Fakat iktidar ve muhalefet partileri vatandaşın talebini bir tarafa bırakarak, üsluplarıyla ülkeyi yoran bir siyaset yapıyorlar. Bu ülkenin çocukları mutlu bir şekilde gelecekte yaşamalıdır. Küresel rekabette başarılı bir ülke için gerekli siyaset biçimi inşa edilmelidir.” dedi.
“21. YÜZYILDA BAŞÖRTÜSÜ SORUNU OLMAMALI”
Başörtüsü sorununa da değinen Şener, yasağın artık Türkiye’nin gündeminden kalkması gerektiğine dikkat çekti. Bu yıl başörtüsü sorununda önemli bir adımı atılabileceğini bildiren Şener, “Siyasi partiler artık bu sorunun kalkmasında hem fikir. Çünkü 21. yüzyılda bu yasak gençlere yapılan bir saygısızlıktır. Bu sorundan artık kimse siyasi bir menfaat beklememelidir. Çünkü başörtüsü, üzerinden siyaset yapılacak bir konu değildir. Tekrar kin ve nefrete dönülmeden bu sorun mutabakatla çözülsün. İnsanımız özgün olsun, özgürce fikirlerini söylesin, ezilmesin” dedi. Şener, eğitim sisteminin de öğrencileri perişan hale getirdiğini vurgulayarak, öğrencilerin dershane, okul, ev üçgeninde sınav sistemine mahkûm edildiğini kaydetti. Özgür konuşmanın da ortadan kalktığını aktaran Şener, “Başbakan toplumun özgür sesini devamlı olarak susturmaktan yana olmuştur. Parasız eğitim isteyen gençler coplanmış ve yerlerde sürünmüştür. Haklarını arayan tekel işçilerine zehirli gazlar atıldı, su sıkıldı. Özgür basın susturulmuştur. Halkın sesini duyuramamaktadır. Eğer bir ülkede insanlar seslerini özgürce dile getiremiyorsa o ülkede demokraside sorun vardır. Türkiye Partisi iktidarında tüm baskılar ortan kalkacaktır” diye konuştu.
TÜRKİYE ÜRETMEYEN BİR ÜLKE KONUMUNA GELİYOR
Ekonomik konulara da değinen Şener, işsizlik rakamlarının 2001 yılından daha kötü olduğunu ve ithalatında 8 ayda yüzde 30 arttığının altını çizdi. Sözlerine şöyle devam eden Şener, “8 ayda ihracat yüzde 12 büyürken ithalat yüzde 30 büyüdü. İhracat 1 artarken ithalat 3 artıyor. Dış ticaret açığı giderek artıyor. Son olarak Çin ile yapılan 50 milyar dolarlık anlaşma ile Türkiye Çin mallarının dolduğu bir ülke olacak. Yerli üretici ise üretemeyecek konuma gelecek. Yakın bir zamanda Türkiye üretemeyen bir ülke konumuna gelecektir. Şuanda tarımda bitirildi. Yurtdışından et ve canlı hayvan ithal edilmezse insanlar kurbanda kesecek hayvan bulamayacak. Bunun sorumlusu kim. Bu topraklarda hayvancılığı bitme noktasına getiren iktidardır. Şuanda tarım ürünleri ithalatında büyük artış var. İktidar, kendi insanın ekonomisinden ziyade başka ülkelerin ekonomisini kalkındıracak siyaset yapıyor” dedi.
HASAN AYHAN