Hiçbir zaman aklımda geçmediği halde Allah’ın şartları tanzim buyurmasıyla 2000 yılı başından beri “evlendirme çalışmaları” ile meşgul oldum. Şimdi bu çalışmaları, “Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum” sloganı çalışmalarını sürdüren HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği bünyesine alarak orada devam ettiriyorum.
yuvamizda@gmail.com dan istenecek formlarla yapılan başvurular, akıl ve mantık evliliği yöntemiyle değerlendirilmekte, her iki taraf da birbirine “uygundur” demeden adres ve telefonlar verilmemektedir. İşin ciddiyetine, gizliliğine, sır saklamaya azami derecede dikkat edilen bu çalışmalarda her bir adaya kendi dünya görüşüne uygun aday bulunmaya çalışılmakta ve böylece Peygamberimizin “…siz dindarını seçin” Hadis-i Şerifi ile atalarımızın; “Tencere yuvarlanıp kapağını bulmadan kaynamaz” sözü gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.
Ailelerimizi korumalı ve flört yangınına feda etmemeliyiz… Bunun için lütfen “Flört yangını” kitabımızı okuyunuz.
Birçok Hoca Efendi, bu çalışmalarımı takdirle karşıladıklarını söylerken bilhassa yakın çevrem bana büyük sıkıntılar vermektedir. Bu işlerin dinimizdeki yeri neresidir? En çok dikkat edeceğimiz nokta burasıdır.
Bu konuları bir yazarımız incelemiş ve “Evlenme ve nikâh konularına” ait ayet ve Hadis-i Şerifleri toplamış. Bu yazımda sizlere o ölçüleri takdim etmek istiyorum.
NİKÂH’IN SIHHATİNİN ŞARTLARI
Kişi, buluğ çağına erince geciktirilmeden evlendirilmelidir (Nisa 6).
Mü´min kişi mü’min bir eşle evlenmelidir. Müşrik kişi (nesep, zenginlik, güzellik gibi sebeplerle) hoşumuza gitse bile onunla evlilik yapılmamalıdır. Çünkü mü’min kimse (burnu kesik siyah) köle bile olsa, hoşumuza giden müşrikten daha hayırlıdır. Çünkü onlar cehenneme çağırırlar (Bakara 221).
Kadınlardan hoşa gidenle evlenilmelidir (Nisa 3).
Kadınlarla ailelerinin izniyle evlenilmelidir (Nisa 25)
Kadın namuslu, fuhuştan uzak ve gizli dostlar edinmeyen olmalıdır (Nisa 25)
Kadına, mehri (nikâh bedeli) verilmelidir (Nisa 25).
Cemiyet, bekâr olan (dul, yetim, köle) kimselerle ilgilenip, onları evlendirmelidir. Evlendirmede fakirlikten korkulmamalı, bekârlara yardım edilmelidir. (Nur 32)
Nikâh akdi alenî olmalıdır. Ayrıca Hz. Peygamber (asm) nikâhın alenî olmasını, bu maksatla ziyafet verilmesini ve ilan edilmesini emretmiştir.
Nikâh kadın erkek arasında veraset hakkı te’sis eder (Nisa 12)
Nikâhın müddeti müebbettir, daimidir. Yani kadınla erkek hayat boyu beraber olmak üzere nikâhlanırlar. Belli bir müddetle sınırlı olan nikâh meşru değildir.
Boşanma dinimizde meşru ise de ciddi ve meşru bir sebebe dayanmayan boşama ve boşanmalar Allah’ın buğz ettiği, sevmediği bir ameldir. Talak, hadiste "Allah’ın en çok buğz ettiği helal" olarak tarif edilmiştir.
NİKÂHIN KABULÜNUN ŞARTLARI
Nikâhı kıyanın akil (akilli), baliğ (buluğa ermiş) ve nikâh akdi hususunda hür (zorla yapıyor olmaması) olması.
Nikâh akdini yapan erkek ve kadının veya vekillerinin her birinin icap ve kabul anlamındaki sözlerini işitmeleri gerekir. (İcap erkeğin, kabul kadının kabulüdür)
Şahitlerin hazır bulunması lazımdır. Fukahaya göre şahit, nikâhın caiz (geçerli) olmasının şartıdır. Nikâh yapılırken hazır bulunan şahit olacak kimseler de dört sıfatın bulunması şarttır: Hürriyet, Akıllı, Ergenlik, Müslüman olması lazımdır.
Şahitler; Ya iki erkek, ya da bir erkek iki kadın olması şarttır. Sadece bir erkek veya iki kadının bulunmasıyla nikâh akdi geçerli olmaz.
Şahitlerin, icab ve kabul sözlerini işitmeleri şarttır. İki şahitsiz hiçbir nikâh geçerli değildir. "Allah (cc) ve Peygamber şahidimizdir" denen gizli nikâh geçerli değildir.
Kendisi hazır olmayan ve nikâhı kıyılan kadının ve erkeğin ismi anılınca şahitlerin onları rahatlıkla tanımalıdır.
Bakire olsun, dul olsun, ergen olan kadının rızasının alınması nikâhın şartıdır. Ergen kızın velisi, onu evlenmeye zorlayamaz.
Evlenecek olan kadın ve erkeğin tanınması şarttır. İki kızı olan bir kimse vereceği kızının ismini bildirmeden kızını verirse nikâh geçerli olmaz.
Erkeğin mektupla yazdığı icab teklifini, kadın iki şahit huzurunda okuduktan sonra “Kabul ettim..” derse nikah geçerli olur.
Nikâh akdi, Cuma günü olmak ve mescitte icra olunmak menduptur (uygun olur). İki bayram arasında dahi nikâh ve zifaf caizdir.
Nitekim Peygamberimiz (asm) bir hadisi şeriflerinde; "Nikâhı ilan edin, onu mescitlerde yapın." buyurmuştur. Kaynak: Kütüb-ü Sitte