Din kültürü dersi yeni müfredat programı, anaokulundan itibaren okutulmalı ve İslam dini, tedricen- efradını cami ağyarını mani bir şekilde- anlatılmalı ve bütün üniversitelerde de İslam hukuku tedricen okutulmalı ve Mecelle’nin 100 maddesi açıklanmalı. Bu, bir haktır; çünkü bu milletin kahır-ekseriyeti Müslüman’dır; inanmış insanlardır.
Yaklaşık iki asırdır, karanlık ve zorba bir güç, bu aziz milleti, dininden ve medeniyetinden tedricen uzaklaştırmış ve laikliği de anayasaya koydurmak suretiyle dini ve medeniyetiyle arasına Berlin Duvarı gibi kalın bir duvar örmüştür.
Dost- düşman şunu iyi bilsin ki bu Berlin Duvarı bir gün gümbür gümbür yıkılacak ve dünya buna şahit olacaktır. Bu günleri bu aziz millet, Allah’ın izniyle, dört gözle bekliyor.
Küfür sürekli hâkimiyetini sürdüremez; biz Müslümanlar adam olduğumuz gün, şafağın sökmesiyle karanlık yok olduğu gibi, bu Berlin Duvarı yıkılıp yok olacaktır.
Din kültürü dersi yeni müfredatını inceledim. Anaokulundan itibaren başlatılmadığı gibi ilkokul birinci sınıftan itibaren de başlatılmamıştır. Sebep laikliktir, hep karşımıza laiklik çıkıyor. Hayırlısı olsun, buna bir çare bulur, bu aziz milletimiz.
İlköğretim 4. sınıftan itibaren başlatılan din kültürü yeni müfredatında, İslam dini tedricen öğretilmemektedir. Konular, genel olarak ahlak ve kültür konularıdır. Laik çevrelerin buna bile tahammülleri yoktur. Müfredatta Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ve sahabenin hayatı kısa da olsa yer alması onları çileden çıkarmaktadır. Hz. Muhammed’in hayatının okutulması hiç ideolojik yaklaşım olur mu? Sahabe gibi İslam’da tartışmalı hangi kavram vardır? Siz aklınızı peynir- ekmekle mi yediniz de Efendimiz (s.a.v.)’in hayatının okutulmasını ideolojik buluyorsunuz. Sahabenin tanıtımının yapılmasını ve birkaç sahabe hayatından bahsedilmesini tartışmalı kavram diyerek tahammülsüzlük gösteriyorsunuz. Bu toprakların her bir karışı şehitlerimizin kanıyla yoğrulmuştur. Bu sebeple bu aziz milletle dini ve medeniyeti arasına örülen Berlin Duvarı bir gün gümbür gümbür yıkılacaktır. Şafak sökmek üzere… Siz isteseniz de istemeseniz de bu aziz millet yakında dini ve medeniyetiyle kucaklaşacaktır.
Aleviliğin “a”sı bile yoktur, diyorlar. Şiilik, imam hatip liselerinde Akait ve Kelam dersinde yıllarca okutulmaktadır. Din kültürü dersinde de yer almıştır Şiilik, bildiğim kadarıyla liselerde okutulan İslam Tarihi dersinde de okutulmaktadır. Daha ne istiyorsunuz?
Ayrıca din kültürü dersinde Alevilik- Bektaşilik ünitesi altında cem ve cemevi, semah, cemin yapılışı musahiplik, dua ve gülbenkler gibi konuların yer alması doğru değildir.
Bu konular okutulacaksa Alevilik- Bektaşilik adı altında değil de başka bir ad altında başka derslerde okutulmalı. Atatürk ve Din Eğitimi ünitesi ve laiklik tarih ve inkılâp derslerinde okutulmalı; doğrusu budur.
Din kültürü dersi, bir saatlik bir ders, hangi birini bu derste okutacaksınız. Bu milletin evladı az da olsa bu derste dinini öğrenmeli. Din kültürü dersini yurttaşlık bilgisi dersine çevirmenin kime yararı vardır; soruyorum size?
Materyalist ve ateistlerin geliştirdiği Aleviliğin Hz. Ali (r.anh) ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu sebeple Hz. Ali’ye atfedilen Aleviliğin başka bir ad altında zikredilmesi gerekir. Hz. Ali (r.anh) ümmetin halifesidir. Bu konuda sesi çıkmayan akademisyenlere sesleniyorum: Ey akademisyenler! Sesiniz niye çıkmıyor?
Şia, sözlükte taraftar demektir, terim manası ise Hz. Ali taraftarlarına denir. Hz. Ali ile Muaviye arasında çıkan harbin sonunda Hz. Ali taraftarlarına Şia, Hz. Muaviye taraftarlarına Sünni, her iki taraftan olmayanlara da Hariciler denmiştir.
Yanlış anlaşılmasın, bizim Şia’ya hürmetimiz var, ehlibeyti çok seviyoruz. Onlar bizim kardeşimizdir. Yukarıda ifade ettiğim gibi materyalistlerin ve ateistlerin geliştirdiği Alevilikle Şia’nın ve ehlibeyt’in hiç bir ilgisi yoktur; bunu anlatmaya çalışıyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı’na sesleniyorum: Bu aziz milletin evladı, bir saatlik derste de dinini öğrenemeyecekse nereden öğrenecek? Dinini öğrenemeyip, ideolojilerin kurbanı olan gençler yarın kıyamet gününde yakanıza yapışırlarsa ne diyeceksiniz? Laiklik yüzünden mi öğretemedik, diyeceksiniz veya makam ve mevkiimizden olurduk mu diyeceksiniz, ne diyeceksiniz?
Bakanlığımıza başarılar, dilerim. Hoşça kalın.