“Âlimler peygamberlerin varisleridir. Netice de peygamberler miras olarak dinar veya dirhem (mal ve mülk) değil, ilim bırakmışlardır. Bu ilim mirasını alan kimse, büyük pay elde etmiştir.”( Tirmizî, No. 2682)
Bu günlerde sosyal medyada ve diğer ortamlarda “İmamlar ne İş yapıyor? Yatarak para kazanıyor.” gibi cümleler kuran bir takım kişilere daha sık rastlıyoruz. Peki, işin aslı gerçekten böyle mi?
***
Diyanet İşleri Başkanlığımızda göre yapan tüm Din gönüllülerimiz-Din görevlilerimiz hakkında söylenen bu ithamların hiç birisini kabul etmek mümkün değildir. Baktığımız zaman din gönüllüsü görevlilerimiz, farkında olmasak da hayatımızın tam merkezinde yer almaktadırlar.
**
Nasıl mı? Düğünümüzde, nişanımızda cenazemizde, asker uğurlama ve karşılamamızda hep yanı başımızdadırlar. Çocuğumuz dünyaya geldiği zaman sol kulağına kamet, sağ kulağına ezanı ilk onlar okurlar. Birçoğumuzun haberi dahi olmadığı uzak mahallelerimizde görev yapan bu görevlilerimiz orada yaşayan vatandaşlarımızın her türlü işlerine koşmaktan bir an bile olsun geri durmadan çalışmaktadırlar. Ve daha burada sayamayacağımız birçok yerde hep onlar vardır.
***
Peki, bu söylentileri konuşan kişiler insanlarımızın kafalarını bulandırmaktan, ayrımcılığa ve bölünmeye sebep olmaktan başka ne yapmaktadırlar!
**
Şu unutulmaması gerekmektedir ki, Diyanet İşleri Başkanlığının her bir mensubu, yeri geldiği zaman insanlarımızı iyiye, doğruya yönlendiren birer önderdirler.
**
Bunu en yakın zamanda 15 Temmuzda hepimiz yakinen şahit olduk. Canları pahasına minarelerden salalar verdiler. Halkımızı darbecilere karşı organize ettiler ve birlik ruhunu ortaya çıkarttılar.
***
Malumunuz şu anda Korona virüs hastalığı ile ülkemiz topyekûn mücadele vermektedir. Birçok vatandaşımız ise yaş kısıtlaması nedeniyle evlerinden çıkamıyorlar. İşte tamda bu noktada oluşturulan sosyal vefa gruplarında görev yapan Din gönüllüsü- Din görevlisi kardeşlerimiz de çalışmaktadırlar. Ve bu görevi yaparken de büyük bir özveri ile mesai mefhumu gözetmeksizin, gece gündüz demeden görev yapmaktadırlar. Bunu da görmezlikten gelenleri anlamak mümkün değildir.
***
Şunu da ifade etmek isterim ki, bir din gönüllüsü kardeşimizi gördüğünüz zaman lütfen konuşmalarımıza, hal ve tavırlarımıza özen gösterelim, hiç olmazsa yaptığı görevin hatırına alay ifadesi gibi ” Hoca !” vb. ifadelerden kaçınarak saygı ifadesi olarak “Hocam”, diye hitap edip, ciddi bir şekilde konuşalım. Çünkü bu görevdeki kardeşlerimiz Peygamber emanetçileridirler, varisleridirler. Bunu da böyle bilmekte fayda vardır.
***
Din gönüllüsü-Din görevlisi kardeşlerimize ve bu görevlilerimize gerçek değeri veren tüm gönüldaşlarımıza;
Selam, dua ve muhabbetlerimle.