Dilin Kemiği Yok Nasılsa!

Süleyman Küçük

Siyasiler arasında çokça bilinen bir hikâyedir. “Dil Yemeği Hikâyesi”

Evvel zamanların birinde, bir ülkenin milletinden uzak yaşayan kralı, canının sıkıldığı bir gün, aşçıbaşını çağırır ve “Bana bugün, dünyanın en tatlı, en lezzetli, en güzel yemeğini pişir” diye emir verir. Akşam kralın önüne belki de hayal ettiğinin çok ötesinde basit bir dil yemeği konur.

Bir zaman sonra kral günlerden bir gün yine çağırır aşçıbaşını, “Senden dünyanın en lezzetli yemeğini istemiştim. Bir dil getirdin. Madem öyle, şimdi de dünyanın en kötü, en berbat, en lezzetsiz yemeğini pişir bana,” diye emreder.

Akşam olduğunda, kralın sofrasında, yine dilden yapılmış bir yemek servise hazır beklemektedir. Bunu gören kral, hiddetlenerek, “Nedir bu diye sorar. Bana en lezzetli yemek olarak dil getirmiştin, şimdi de en lezzetsiz diye, aynı yemeği getiriyorsun” diye kızgınlıkla sorar. Aşçıbaşı boynunu bükerek, “Kralım dünyanın en tatlı sözleri, en güzel duygu ve düşünceleri dil ile aktarılır. Hayatın tadı ve lezzeti dil ile gerçekleşir, bundan dolayı dil en lezzetli yemektir. Aynı zamanda dünyada en kötü sözler, en acı verici deyişler, en tatsız haberler hep dil ile aktarılır, bundan dolayı yine dil yemeğinden daha kötü yemek ne olabilir ki?..” diye cevap verir.

Bu hikâyeyi hatırlatmamızın sebebi elbette ki yerel seçim propaganda çalışmaları.

Ve de daha düne kadar hemşerilerine alaycı zehir gibi bir dil ile yaptıklarını başa kakan, tepeden bakan, buyurgan bir tavırla hitap eden, hemşerilerinin içine girmekten imtina eden, protokol icabı bulunulan cenaze ve düğün merasimleri hariç sürekli milletten kaçar bir tavır sergileyen, vatandaşlar bir yana sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin bile randevu taleplerine cevap bile vermeyen bir davranış ortaya koymaktan geri durmayan belediye başkanlarının son bir ayda sergiledikleri davranış değişikliğidir.

Adaylar her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim zamanında da kralın kim olduğu hatırlanmış ve siyasi parti liderleri kendilerini seçmiş olsa da seçimlerin gerçek kralının oy kullanacak hemşerileri olduğu gerçeğiyle dün dilleri vaat ettiklerini yerine getirmeyerek acıttıkları hemşerilerini bu gün yine aynı dilleri ile bir kez daha kandırarak yeniden seçilme telaşına düşmüş durumdadırlar.

Belediye başkan adayları gün geçmiyor ki bir köyde, bir ilçede ve ya bir mahallede çokça övündükleri yapacakları hizmetlerle ilgili bir takım sözler sarf etmemiş olsunlar.

Özellikle büyükşehir belediye başkan adayı Türkiye’de belediyecilik konusunda diğer şehirlerden daha önde olduklarını ve hatta onlara belediyecilik eğitimi bile verebileceklerini söylemesiyle kendini ve teşkilatını hayli gülünç duruma düşürmüştür.

Bunu geçmiş diğer belediye başkanları söylese insan bir derece kabul eder ama bu sözü 10 yıldır iş başında olan ve geçen her seçim döneminde verdiği sözleri yerine getirmediği basın yayın organlarında bile sıkça konu edilen bir kişi söyler ve güya millete belediyecilik dersi vermeye kalkışırsa ortada bir garipten de öte bir durum çıkar.

Hele bir de değişen kanunla hizmet alanı üç merkez ilçe sınırından il sınırları olarak belirlenen çok daha geniş bir alana çıkarılan Türkiye’nin yüzölçümü olarak en büyük şehrinin belediye başkanı bu sözleri söylüyorsa.

İktidar partisinin belediye başkanlarının verdikleri sözlerin yerine getirilmemesini yumuşak karın olarak görmesi nedeniyle diğer partilerin adaylarıyla ortak tartışma programlarına katılmaya izin vermemesiyle belediye başkanlarının bu hesapsız kitapsız vaatleri sonucu düştükleri aciz durumlar ve söz düelloları vatandaşlarca yeteri kadar bilinmemektedir.

Yoksa bu polemiğe katılacak ve gerçekleri vatandaşların önüne net bir şekilde koyacak pek çok siyasi parti temsilcisi olduğu gibi yine bu şehrin geçmişine ve geleceğine sahip çıkmayı görev bilen pek çok sivil toplum kuruluşu da vardır.

Bu yazımızda belediyelerin hatalarını ve yanlışlarını çok basit ve anlaşılabilir tablolar halinde kısa zamanda ortaya koyabilecek ve kısa adı TMMOB olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları ile yine kısa adı TÜRMOB olan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler odası bu STK lardan sadece ikisidir.

Eğer belediyeler kendilerine ve yaptıkları teknik düzenlemeler ile parasal iş ve işlemlerinin doğruluğuna güveniyorlarsa, son 5 yıllık işlem ve hesaplarını bu iki odadan seçilecek tarafsız kişilerce oluşturulacak komisyonların denetimine açarlar.

Vatandaşlarımızda böylece seçilmiş paralı askerlerce son günlerde sürekli olarak bir başarı(!) ve istikrar(!) abidesi olarak gösterilmeye çalışılan Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlarının Türkiye sıralamasında ilk sırada mı son sırada mı yer alacaklarını görmüş olur.

Haydi, görelim bakalım. Hodri meydan diyebilecek bir belediye başkanı varsa çıksın ortaya.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.