Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin mitingine katılmak üzere dün Konya’ya geldi. Ziyaret öncesi basın toplantısı düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, iktidar partisinin devlet gücüyle seçim çalışmalarını yürüttüğünü ileri sürerken, sağlık ve hastane sektörüyle ilgili çarpıcı iddialarda bulundu, Başbakanın cevaplaması istemiyle sorular sordu.
KAMU GÖREVLİLERİ PARTİ İÇİN Mİ ÇALIŞIYORLAR?
İktidar partisinin belediye başkan adayları için ev ve iş yerlerinin telefonla arandığını ve Başbakanın mitingi için vatandaşların davet edildiği yönünde somuta dayanan bilgiler aldıklarını ifade eden Atilla Kart, devletin imkanlarının iktidar partisince seçim çalışmalarında kullanıldığını ileri sürdü. Tüm taksi ve dolmuş duraklarının kamu görevlilerince aranarak Başbakanın ziyareti sırasında en az bir aracın konvoya katılması yönünde iddiaları da açıklayan Kart, bunların takipçisi olacaklarını belirtti.
BİR KİŞİNİN HAYATINA MAL OLAN SAĞLIK SKANDALI
Seçim çalışmalarına yönelik değerlendirmelerinin ardından sağlık ve hastane sektörüyle ilgili olarak, Başbakan-Sağlık Bakanlığı ve iş adamı ilişkileri üçgeninde odaklaşan yolsuzluk iddiaları ve bulgularını açıklayan Atilla Kart, bir vatandaşın hayatına mal olan hatalı tıbbi malzemenin ithalatını yapan firmanın hükümet nezdinde özel himayeye mazhar olduğunu iddia etti. Atilla Kart, bürokrat-iş adamı-siyasetçi üçgeni içinde firmanın tıbbi malzeme ithali aşamasında izin, ruhsat ve denetim işlemlerinde gerekli özenin gösterilmediğini ileri sürerek, “Fakir-fukaranın, garip-gurebanın hukukunu koruyoruz diyenlerin, insanların hayatı ve sağlığı üzerinde rant sağladıkları görülmektedir. AKP iktidarı döneminde çıkar ilişkileri etrafında oluşturulan devlet yapılanmasını gösteren ibret verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Yeşil kartlı hastaların ölümü pahasına rant sağlandığını gösteren bulgular. Al gülüm ver gülüm anlayışı içinde iş adamını refere etmeye, korumaya çalışan, durumdan vazife çıkaran gayretkeş bir bürokratik yapı. Hayati önemi olan ve kullanılması zorunlu olan tıbbi cihazları kontrol etmeyen, denetlemeyen bir Sağlık Bakanlığı yapısı.”
BAŞBAKAN’IN CEVAPLAMASI İSTENEN SORULAR
Böyle bir tablo ve kirli ilişkiler içinde babasını İzmit depreminde kaybeden küçük bir çocuğun tek dayanağı olan annesini talihsiz bir şekilde kaybetmesinden yaşadığı ızdırap ve drama dikkat çeken Atilla Kart, Başbakan Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle şu soruları sordu: “Bu firma ve şirketleri içinde yer alan Mehmet Erdoğan kimdir? Başbakan Erdoğan ve ailesiyle yakınlığı var mıdır? Firma tarafından ithal edilen aynı marka cihazların takıldığı diğer hastalar da hayati risk altında mıdır? Sağlık Bakanlığı hatalı üretildiği aşikar olan bu cihazın firma tarafından ithaline ilişkin izin, ruhsat ve sair işlemleri hangi ölçü ve takdir yetkisiyle vermiştir. Yaşananlara rağmen firmanın ithal izni neden iptal edilmemiştir? Bu tablo, fakir-fukara, garip-gurebanın hukukunu, hakkını koruyoruz diyenlerin; öksüzlerin-yetimlerin hak ve hukuklarına el uzattıkları anlamına gelmez mi?”
KAMU GÖREVLİLERİ PARTİ İÇİN Mİ ÇALIŞIYORLAR?
İktidar partisinin belediye başkan adayları için ev ve iş yerlerinin telefonla arandığını ve Başbakanın mitingi için vatandaşların davet edildiği yönünde somuta dayanan bilgiler aldıklarını ifade eden Atilla Kart, devletin imkanlarının iktidar partisince seçim çalışmalarında kullanıldığını ileri sürdü. Tüm taksi ve dolmuş duraklarının kamu görevlilerince aranarak Başbakanın ziyareti sırasında en az bir aracın konvoya katılması yönünde iddiaları da açıklayan Kart, bunların takipçisi olacaklarını belirtti.
BİR KİŞİNİN HAYATINA MAL OLAN SAĞLIK SKANDALI
Seçim çalışmalarına yönelik değerlendirmelerinin ardından sağlık ve hastane sektörüyle ilgili olarak, Başbakan-Sağlık Bakanlığı ve iş adamı ilişkileri üçgeninde odaklaşan yolsuzluk iddiaları ve bulgularını açıklayan Atilla Kart, bir vatandaşın hayatına mal olan hatalı tıbbi malzemenin ithalatını yapan firmanın hükümet nezdinde özel himayeye mazhar olduğunu iddia etti. Atilla Kart, bürokrat-iş adamı-siyasetçi üçgeni içinde firmanın tıbbi malzeme ithali aşamasında izin, ruhsat ve denetim işlemlerinde gerekli özenin gösterilmediğini ileri sürerek, “Fakir-fukaranın, garip-gurebanın hukukunu koruyoruz diyenlerin, insanların hayatı ve sağlığı üzerinde rant sağladıkları görülmektedir. AKP iktidarı döneminde çıkar ilişkileri etrafında oluşturulan devlet yapılanmasını gösteren ibret verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Yeşil kartlı hastaların ölümü pahasına rant sağlandığını gösteren bulgular. Al gülüm ver gülüm anlayışı içinde iş adamını refere etmeye, korumaya çalışan, durumdan vazife çıkaran gayretkeş bir bürokratik yapı. Hayati önemi olan ve kullanılması zorunlu olan tıbbi cihazları kontrol etmeyen, denetlemeyen bir Sağlık Bakanlığı yapısı.”
BAŞBAKAN’IN CEVAPLAMASI İSTENEN SORULAR
Böyle bir tablo ve kirli ilişkiler içinde babasını İzmit depreminde kaybeden küçük bir çocuğun tek dayanağı olan annesini talihsiz bir şekilde kaybetmesinden yaşadığı ızdırap ve drama dikkat çeken Atilla Kart, Başbakan Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle şu soruları sordu: “Bu firma ve şirketleri içinde yer alan Mehmet Erdoğan kimdir? Başbakan Erdoğan ve ailesiyle yakınlığı var mıdır? Firma tarafından ithal edilen aynı marka cihazların takıldığı diğer hastalar da hayati risk altında mıdır? Sağlık Bakanlığı hatalı üretildiği aşikar olan bu cihazın firma tarafından ithaline ilişkin izin, ruhsat ve sair işlemleri hangi ölçü ve takdir yetkisiyle vermiştir. Yaşananlara rağmen firmanın ithal izni neden iptal edilmemiştir? Bu tablo, fakir-fukara, garip-gurebanın hukukunu, hakkını koruyoruz diyenlerin; öksüzlerin-yetimlerin hak ve hukuklarına el uzattıkları anlamına gelmez mi?”