Güncel meselelere mümkün mertebe girmemeye gayret ediyorum.
Günlük “suni” gündemler insanlarımıza “dikte edilip” gerçek yükümlülük ve sorumluluklarımızı unutuyoruz. Aslolan problemlerimizin başında bu durum geliyor dolayısıyla.
Gerçi şimdi yazacaklarım da hepimizin asli görevi olmalı.
Öncelikle çok önemli iki söz var hayatımıza şiar edinmemiz gereken. Hatta sadece bununla yetinmeyip bütün devlet dairelerine asılması gereken.
“Devletin dini adalettir.”
“Geç gelen adalet adalet değildir.”
Önce Diyarbakır’da Narin kızımız, akabinde 2 yaşındaki bir bebeğimiz, sonra Konya’da kayıp olan bir ablamız. Daha önceki kaçırılmaları, katledilmeleri, tecavüzleri hiç saymıyorum. Burada katledilen bu üç kişinin hepsi de son bir hafta içerisinde.
“Fe eyne tezhebün”
“Nereye bu gidiş?”
Dillere pelesenk olmuş, hemen herkesten duyabildiğiniz bu ayeti tekrar hatırlamalı her daim.
Ancak artık sadece lafta kalan vaadler, en basit tabiri ile, mide bulandırmaya başladı.
“Laf ile peynir gemisi yürümez!” der ya atalarımız.
Ülkemizin en büyük özelliklerinden birisi de bu. Gemiler sürekli konuşarak yürütülmeye çalışılıyor.
Konuşmaya gelince milyonlarız.
İcraate gelince parmakla sayılıyoruz.
Yazıktır, günahtır.
Çok çok eskilere, beyaz Toros dönemlerine gitmeye gerek yok!
Bakın son 25 yıla, neler yaşandığına.
Bu ülkede vekillik yapmış bir parti başkanının nasıl öldüğü halen aydınlatılamadı.
Bu ülkenin bir valisinin şüpheli ölümü açıklığa kavuşturulamadı.
Bu ülkenin şaibeli şekilde hayata veda eden vekillerinin yakınlarının göz yaşları halen dindirilemedi.
Bu ülkenin en önemli akademisyenlerini taşıyan uçağın nasıl düştüğünü hala kimse bilmiyor.
Tren kazaları, maden kazaları, kaçırılan çocuklarımız, tecavüzler, kadın cinayetler, mahallelerde onlarca kişinin ölümü ile sonuçlanan kavgalar.
Üzülerek söylüyorum, bunlar devam edecek.
Belki daha şiddetli hallerini de göreceğiz.
Şaşırmaya devam edeceğiz.
Çünkü, devletimizin bu şaibeli ölümlere, kazalara yönelik herhangi bir adalet mekanizması maalesef yok!
Ne zaman bu tür eylemleri işleyenlere hak ettiği cezalar verilir, biz de o zaman adaleti bekleyebiliriz…