İNSANLAR AY SONUNU GETİREMİYOR
Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, Merhaba Gazetesi'nin sorularını yanıtladı. Saydam, bugün yapılacak tek ittifakın geçim ittifakı olması gerektiğine vurgu yaparak, “Bugün en büyük sorun ekonomi. İnsanlar ay sonunu getiremiyor. Babalar, çocuklarının ihtiyacını karşılayamıyor. Türkiye'nin derdi seçim değil, geçim” dedi.
TÜRKİYE’NİN EN KÖKLÜ PARTİSİYİZ
**Saadet Partisi’ni bir de sizden dinleyebilir miyiz?
-Biz bugün muhalefet partisi olsak da Türkiye’nin en köklü partilerinden bir tanesiyiz. Ülkenin gidişatına dair ortaya söylem koyan bir partiyiz. Öyle ki sadece ülkenin değil İslam ülkelerinin hatta dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir partiyiz. Bizim ortaya koyduğumuz değerler ve inanç manzumesi bugün Türkiye’deki birçok siyasi parti için referans kaynağı oluyor. Partiler bizim ortaya attığımız değerler üzerine bir şeyler ekleyerek konuşmalarını gerçekleştiriyor. Nitekim bugün iktidarı elinde bulunduranlar geçmişte aynı şekilde bizim söylemlerimiz üzerinden bir konuma geldiler. Bu söylemler sayesinde vatandaşı kendilerinden vazgeçilmez hale getirdiler.
**Ciddi bir sıkıntı halini almış ekonomi için neler söylersiniz?
-Bugün ekonominin ilk olarak 2015’lere kadar iyi olduğunu ve bundan sonra kötüleşmeye başladığını dile getiren vatandaşlarımız var. Bunları sahada duyuyoruz. Esasında bu durum borç alınarak yapılan işlerin bir göstergesi oldu. Fakat hazıra dağı dayanmaz ve de dayanmadı. Şu anda elimizde borçla kalakaldık. Ekonomik problemler seçimi de gündeme getirmekte. Ne var ki hükümetin erken seçime yanaşası yok. Biz milli görüş olarak, Saadet Partisi olarak çıkış yolunu gösteriyoruz. Biz biliyoruz ki bu durum sandıkta değişecek.
DURDUĞUMUZ YER BELLİ
**Geçtiğimiz seçimlerde millet ittifakında olmanız ciddi tepkiler ortaya koydu. Peki siz bu tepkileri nasıl karşılıyorsunuz?
-Baktığımızda iktidarı koşulsuz destekleyen bir halk kesimi var. Her yaptıkları doğrudur anlayışı ciddi bir problem. Bize tepki gösteren kesim de bu kesim. Ben bize bu tepkileri belirtenlerin de zamanında bizim tabanımız olduğunu söyleyebilirim. Bizim iktidarın yanılışlarını söylememiz bu arkadaşları rahatsız ediyor. Neden rahatsızlık duyduklarını bir futbol tabiri ile anlatmamız yerinde olacaktır. Bu durum tıpkı ofsayt gibi. Bizim durduğumuz yer belli. Normalde iktidar partisi her attığını gol olarak hesap ediyor. Fakat bizim durduğumuz yerden dolayı sahada ofsayt bayrağı kalkıyor. Hakemler diyor ki orada Saadet Partisi vardı bu sayılmaz. Çünkü biz yaptıkları şeylerin yanlış olduğunu ifade ediyoruz. Bunu da söyleyince bundan rahatsız oluyorlar. Sonra bize oradan çekilin diyorlar. Aslında bizim hangi ittifakta olup olmadığımız umurlarında değil. Duruşumuzdan kaynaklı bir sorunları var. O yüzden bize diyorlar ki siz oradan çekilin de gol atalım. Bakınız biz cumhur ittifakında olsak dahi onların yanlışlarını yine söyleyeceğiz. Kaldı ki bizim ittifakımız şu anda devam eden bir ittifak değil. Biz sadece yüzde 10 barajından dolayı ittifak yaptık. Bu ittifak iktidarın yaptığından da çok ayrıydı. Bizim ittifakımızda herkesin kendi cumhurbaşkanı adayı ayrıydı. Herkesin milletvekilleri ve partilerin amblemleri ayrıydı. Neticede şu an devam eden bir ittifakımız yok. Şu an yaptığımız tek ittifak vatandaşımızla yaptığımız geçim ittifakıdır. Yarın seçim olduğunda yine kendi çizgilerimiz ve prensiplerimiz doğrultusunda milletimiz için en uygun ve güzel yeri seçeceğiz.
KONYA’YI KAZANAN TÜRKİYE’Yİ KAZANIR
**Konya özelinde nasıl bir siyası değerlendirme yaparsınız?
-Konya’nın şöyle bir tarafı var; Konya tuttuğunu tutar. Bu geçmişte de böyleydi. Şimdi de böyle. Hatta geçen bir abimiz Konya’yı kazanan Türkiye’yi kazanır dedi. Ben bunun da haklılık payı olduğunu düşünüyorum. Konya bu manada fikrini değiştirirse Türkiye de fikrini değiştirir. Fakat bizim bazı hatalarımız var. Mesela hakkımızı arama sorunumuz olduğunu düşünüyorum. Bugün basit bir ürün aldığımızda bile bozuk çıktığında aldığımız yere götürüp iade ediyoruz, yenisini alıyoruz. Oysa bu durum siyasi yaşamımızda böyle değil. Bir partiyi çok seviyor olabilirsiniz. O partiye destek de veriyor olabilirsiniz. Ama verilen bir söz yerine getirilmediğinde bunu sorgulamak lazım. Ki bu arkadaşlar sizden beş yıllığına yetki aldı. Verilen tüm sözlerin takibi önemli. Bugün Konyamızda sözü verilmiş ama yapılamayan onca proje var. Mesela eski sanayi bize kalsa çoktan kalkmıştı. Öyle ki biz belediyeciliğimizde Aykent’i yapıp vermişiz. Ki bunu yapalı 20 sene olmuş. Bugün Mevlana çarşısını yıktılar arka tarafına çadır kurdular. Esnafımız çadırlarda kaldı. Bunlar ters işler.
BAŞKAN BEY İSTİFA ETSE DE BİR DE ZORLUKLARI ONDAN DİNLESEK
**Siyasetin nabzı sayfamızda büyükşehir yasası ile alakalı değerlendirmeler yapmıştınız. Belediyeden mahalleliğe düşürülen yerler gerçekten hizmet alamıyor mu?
-Bu vesile ile bir kez daha gazetenize sesimizi duyurduğu için teşekkür ediyoruz. Evet baktığımız zaman bugün taşradaki birçok ilçe ve önceden belediyelik olup şimdi mahalle olan kasabalar hizmeti en son alabilmekte. Büyükşehir belediyesi taşraya bir yatırım yapmaya kalksa bu sefer de merkezi aksattığını görüyoruz. Taşra hizmet alırsa merkez bekliyor. Merkez alırsa taşra bekliyor. Hem altyapı hem üstyapı için. Yetişemiyorlar. Keşke şu anki Büyükşehir Belediye Başkanımız partisinden istifa etse; ya bağımsız olsa ya da muhalefete geçse. Bir de ondan dinlesek büyükşehir yasasının zorluklarını arızalarını, sıkıntılarını. Belediyeliğini kaybetmiş kasabaların vatandaşından dinlemek lazım sistemin nasıl arıza verdiğini. Koskoca bir kasabanın nasıl koskoca bir köye dönüştüğünü. Ne üzerinden bakarsak bakalım eski düzenlerimizin bugünkünden daha iyi olduğu aşikârdır. Yeni uygulanan hem başkanlık sistemi, hem de büyükşehir yasası problemleri çözecek derken işi daha da karmaşık hale getirmiştir. Bu yanlış gidişattan dönmek lazım. Atalarımız ne güzel söylemiş. Yanlışın neresinden dönersen kâr diye.
RÖPORTAJ: EYYÜB KARAKUZU