Türkiye Hentbol Federasyonunun merkez yerleşkesinde milli takım kampında antrenmanlarını sürdüren Mehmet, depremde Hatay'da yaşadıklarını ve çalışmalarını AA muhabirine anlattı.
Depremden yaklaşık 6 ay önce Hatay Büyükşehir Belediyespor'a transfer olarak Hatay'a taşındığını hatırlatan Mehmet Emre, şöyle konuştu:
"Depremden önce eşim, çocuğum ile sömestir tatili için İstanbul'a ablasını ziyarete gitmişti. Ben de evde değildim, kulübün tesislerindeydim depreme kulübün tesislerinde yakalandım, 3 katlı bir tesisimiz vardı, sadece tesiste kolonlar kaldı, duvarların hepsi yıkıldı. Ben yatağın üstündeyken duvar üstüme yıkıldı. O anki can havliyle üstüme yıkılan molozları kaldırıp enkazdan dışarı çıktık. Gece saat 04.17'de deprem oldu ama hava aydınlanana kadar ne olduğunu idrak edemedik, kendimize gelemedik, her şeyimiz enkazın altında kalmıştı."
Depremin acılarının hiçbir zaman unutulamayacağını vurgulayan Mehmet, "Şu anda iyi durumdayız ama takım arkadaşım, hem milli takımdan kaptanım, hem Hatay Büyükşehir Belediyespor'dan kaptanım, benim öz abim gibi Cemal Kütahya'yı maalesef kaybettik. Eşi Pelin Kütahya'yı, 5 yaşındaki çocuğu Çınar Kütahya'yı, kayınvalidesi Nurten teyzeyi depremde kaybettik. Hayatını kaybeden arkadaşlarımız adına çok üzgünüz, bizi çok etkiledi. Depremden daha zoru bizim için sevdiklerimizi, dostlarımızı kaybetmemiz oldu." diye konuştu.
"Her işimizi düzgün yapalım"
Kahramanmaraş depremlerinde 10 ilde çok büyük kayıplar yaşandığını dile getiren Mehmet Emre, "Müteahhitlerin daha özveriyle çalışması gerekiyor, mesela evimiz Hatay'da 5 bloklu bir sitedeydi, 11 katlı yaklaşık 10 yıllık bina, binada zemin kayması olmasına rağmen, ağır hasarlı bina ama yıkılmadı ayakta kaldı. Daha sonra binayı yapan müteahhittin 'Ben orada bir binanın temeline 20 dairelik demir ve beton harcadım' şeklinde açıklamasını duyduk. Ne kadar doğru bilmiyorum ama sonuçta yıkılmadı ayakta, o binada hayatını kaybeden olmadı." ifadelerini kullandı.
"Maalesef kaderin arkasına sığınıyoruz bu da kötü bir durum" diyen Mehmet, şöyle devam etti:
"Şunu örnek verebilirim, bizim sitemiz yıkılmadı ama o sitede 2 kişi vefat etti, bunlar da evden çıkarken üzerlerine eşyaların yıkılması sonucu vefat ettiler. Buna kader diyebiliriz belki ama bir siteyi yapı şartlarına uygun yapmayıp da yıkılmasına sebebiyet veriyorsak bunu artık doğal afet veya kader olarak nitelendirmek zor. Biz her işimizi düzgün yapalım, bütün gereken koşulları sağlayalım ondan sonra tabii ki takdiri ilahi. Elimizden gelen bütün gayreti göstererek insanlarımızın daha iyi durumda yaşayabilmesi için mücadele etmemiz gerekiyor."