İnşaat Mühendisleri Odası Osmaniye Temsilciliği tarafından 17 Ağustos Marmara depreminin 15. yıl dönümü nedeniyle Osmaniye Park 328 AVM’de 'Depreme Duyarlılık' konulu sergi açıldı.
İki gün açık kalacak sergi ile ilgili açıklamada bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Osmaniye Temsilcisi Cem Burak Keskiner, yıllar yılı büyük depremlerin acılarını yaşamış bir deprem coğrafyasında olduklarına dikkat çekti. Keskiner, "Şüphesiz bu acılar sıcağı sıcağına insanlığımıza tedbir almaya öğretmiş ama zaman geçtikçe her olayda olduğu gibi depremlerde unutulmuştur. Bizler acıları unuttukça önlem almayarak ve ağır bedelleri ödeyen bir toplumun bireyleri olmaktayız. Deprem coğrafyası olarak nitelendirdiğimiz ülkemizde Tehlikeli Deprem Bölgesi olan bir çok kentimiz bulunmaktadır. Tehlikeli bölge niteliğinde olan bu kentlerimizde halk bilinçlendirilmeli ve sağlam yapılar sağlam temeller üzerine inşa edilmelidir." dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası'nın depremi unutmama, unutturmama ısrarını sürdüreceğini belirten Keskiner, şunları dile getirdi: "İnşaat Mühendisler Odası, güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya, unutturmamaya, yöneticilerin görev ve sorumluluğunu hatırlatmaya kararlıdır. Bu salt, yapı üretim sürecinin asli unsuru olan meslek mensuplarının örgütü olmaktan kaynaklanmaktadır; toplumsal, kamusal sorumluluğun bir gereğidir. İnşaat Mühendisleri Odası insanın refahını ve mutluluğunu temel almakta, güvenli ve sağlıklı yapılarda yaşamayı taviz verilemez temel bir hak olarak görmekte, yapı üretim sürecinin kâr esasına göre düzenlenmesine karşı çıkmakta, barınma hakkı kavramını, güvenli, sağlıklı ve nitelikli barınma hakkı olarak genişletmekte, mesleki-politik hattını bu görüşüne uygun oluşturmaktadır."
Depremin, bilinen ancak yok sayılan pek çok gerçeği gün yüzüne çıkarttığına dikkat çeken Keskiner, sözlerine şöyle devam etti: "Tarih boyunca Anadolu coğrafyası sayısız depremle sarsılmış olmasına rağmen 1999 yılında depreme hazırlıksız yakalanmak başlı başına tuhaflığa işaret ediyordu. Anlaşıldı ki ülkemizde yapı stoku güvenli ve sağlıklı olmaktan uzaktı. Pek çok yapı kaçaktı ve mühendislik hizmeti almadan inşa edilmişti. 20 milyon olarak tahmin edilen yapı stokunun büyük oranlarda yenilenmesi, güçlendirilmesi gerekiyordu. İlgili mevzuat yetersizdi, yapı üretim süreci denetlenmiyordu, yapı malzemeleri nitelikli değildi. Toplumda deprem bilinci yoktu, afet anına ve afet sonrasına ilişkin merkezi, bütünlüklü planlama mevcut değildi."
Herkesin artık Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini kabul etmesi gerektiğine dikkat çeken Keskiner, "Ülkemiz yer kürenin önemli deprem kuşaklarının üzerinde bulunmaktadır. Defalarca deprem yaşadık. Marmara depreminin 15. yıl dönümünde bir kez daha tekrarlamak istiyoruz: İnşaat mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı yapı üretebilen ve bunu örnek uygulamalarla kanıtlayan bir bilim dalıdır. Doğa olaylarının doğal afet durumuna geçmemesi ancak her yapının mühendislik hizmeti almasını sağlayacak bir sistem kurmaktan geçmektedir." dedi. CİHAN