Katarlıların bu işten kaçacağını 2018-2019 sezonunun başlamasına az bir süre, yani geçen senenin transfer aylarında söylemiştim...
Beintspor’dan ve TRT’den arkadaşlarım, geçen sene Konyaspor yönetiminde görev almamdan dolayı beni tebrik ederken, bir de tüyo vermişlerdi bana...
“Futbolcu alırken aman dikkat edin, sakın uçup kaçmayın, çünkü Katarlılar bu yayın işinden zarar ediyorlar ve kaçacaklar” diye uyarılarda bulunmuşlardı...
Ben de o günlerde Konyaspor yönetimindeki bazı arkadaşlarımla konuyu paylaşmış, “özellikle yabancı transferlerinde dikkatli olun” demiştim...
Katarlılara davulun sesi uzaktan hoş gelmişti, ancak yanına yaklaştıklarında bu sesin o kadar da hoş bir ses olmadığını kısa sürede anladılar...
Pabucun pahalı olduğunu kısa sürede anlayan Katarlılar küçülmeye ve masrafları kısmaya gittiler...
Küçülmeye de kanaldaki çaycıları, daha doğrusu hizmetlileri işten çıkararak başladılar...
Sonrasında bazı teknik elamanlar ve kameramanlar takip etti çaycıları ve hizmetlileri...
Daha sonra da küçülme adına Anadolu takımlarının maçlarına yorumcu göndermemeye başladılar...
Sadece 3 büyüklerin maçlarında zoraki birer yorumcu gönderdiler...
Katarlılar, büyük bir hevesle girdikleri bu işten yeterince kazanamadıkları için “cayırtı” çıkarmaya başladılar...
Perşembe’nin geleceği Çarşamba’dan belli olurmuş ya, sıra kulüplere ve TFF’ye ödenen paralara geldi!
Kulüplerin, özellikle Anadolu kulüplerinin en büyük dayanağı yayın hakları...
Şimdi bir tarafta zarar eden yayıncı kuruluş, diğer tarafta ise yayıncı kuruluştan gelen paralarla yaşama tutunmaya çalışan kulüpler.
xxx
Konyaspor Başkanı Hilmi Kulluk, yeşil-beyazlı kulübün 12 Haziran’da gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulunda yaptığı bir açıklama ile Türk futbolunun gündemine, deyim yerindeyse “bomba” gibi düşmüş, bazı kendini bilmezler tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuştu...
Başkan Kulluk genel kurulda yaptığı konuşmada yayıncı kuruluşla ilgili bugün kamuoyunda yüksek sesle dile getirilen konu hakkında bir ihtimalden bahsetmiş ve mevcut durumun bütün kulüpleri etkileyeceğini, sıkıntılı bir sürecin yaşanabileceğini üzerine basa basa ifade etmişti...
Adam yalan yanlış bir şey söylememişti...
Gelinen nokta mı?
Bu açıklama nedeniyle eleştirdikleri Hilmi Kulluk’un elini öpmek için sıraya girecekler...
O da ayrı bir konu...
Hilmi Kulluk’un hiçbir zaman “laf olsun” diye konuşmadığını görmüş oldu, bazı kafası basmayanlar.
xxx
Şimdi ne olacak?
Görüştüğüm büyük abiler, “Recep Tayyip Erdoğan bu işin içine girer, bir şekilde hem yayıncı kuruluşu, hem TFF’yi, hem de kulüpleri bu çıkılmaz gibi görünen tünelden çıkarır” diyorlar...
Ben demiyorum, konu komşu öyle diyor...
Ve “Katarlılar için en büyük teminat Recep Tayyip Erdoğan’dır” diye de bir ekleme yapıyorlar...
Deniz bitti mi?
Bana göre deniz bitmez...
Çünkü dünyada futbolun en çok sevildiği ülkelerden birisinin adıdır Türkiye...
Kimileri, “insanları uyuşturuyor!” dese de, bana göre Türk halkının, ailesinden sonra en sevdiği, en gönül verdiği, en sevdalandığı, hatta cinayet bile işlediği bir sosyal projedir futbol...
Onun için de ülkeyi yöneten “şah” da olsa, “padişah” da olsa, futboldan vazgeçemez...
Ama, şunu da gözardı etmemek lazım...
Özellikle oyunculara ve teknik adamlara ödenen ücretlerin abartısı bir tarafa, ödemeler dolar ve euro üzerinden olunca kulüplerin hareket alanı daha çok daralıyor...
Bir de döviz kurları oynak olunca, işin içinden çıkılmıyor...
Örneğin Konyaspor...
Oynak kur nedeniyle 12-13 milyon içeri girdi...
Özetlersem; futbolda da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Kulübünü seven taraftarların da bu konuda biraz daha duyarlı olup, yöneticilere baskı yapmamaları gerekir diye düşünüyorum...
Hilmi Kulluk istemez mi, şampiyonluğa oynayacak bir kadro kurmayı?
Ama, hayallerle değil, gerçeklerle yaşadığı ve kulübü düşündüğü için yoğurdu üfleyerek yiyor...
Bence de doğru olanı yapıyor.