DİSİPLİN-8-
Anne ve babalar ev içinde olumlu, hoşgörülü, karşılıklı sevgiyle beslenen saygı esasına dayanan bir anlayışla hareket ederlerse, çocukta daha önce bahsettiğimiz menfi davranışları yapmaz. Aile içerisindeki bireyler hayat boyu birbirleriyle paylaşım, etkileşim ve dayanışma içinde olacaklarından sağlıklı iletişim kurmak durumundadırlar. Ebeveynlerin çocuklarına verdikleri temel değerler kuvvetli olursa, onların göstereceği davranış kalitesi de o nispette yüksek olur. Şunu da, anne ve babalar olarak bilelim ki, disiplin kendi sorumluluğumuzu yerine getirme enerjisidir. Bu enerjimizi hesaplı kullanarak gereksiz davranış israfları yaparak çabucak bitirmeyelim. Olumlu davranışlarımızı çoğaltarak, ebeveynler olarak sorumluluk enerjimizi hep diri tutalım inşallah.
Dengeli ve tutarlı davranışlar her zaman güzel neticeler ortaya çıkardığından anne ve babalar, sözlerinde keyfi değişiklikler yapmamalıdırlar. Zira disiplinde kararlılık ve tutarlılık gayet önemlidir. Bugün “evet” dediğiniz olaya yarın “hayır” dediğinizde sizde bir tutarsızlık var demektir. Evet, ve hayırlarınızdaki çizgilerde çok önemli bir sebep yoksa şaşma olmamalıdır. Çocuk anne ve babasının neye evet veya hayır diyeceğini tahmin edebilmeli. Ancak bu çizginin dışına kırkta bir defa çıkılmışsa niçin öyle olduğu da anlatılmalı. Tavırlarımızdaki tutarlılık, davranışlarımıza yansıdığı gibi ses tonumuzla da kararlı olduğumuzu vurgulamalıyız. Kesin çizgilerimizi ortaya koyarken, bu çocuğa sevgi ve şefkat çerçevesi ihmal edilmeden yapılmalıdır.
Çocuğa gösterilen sevginin dozunda da tutarlılık gerekir. Aşırı gösterilen sevgi tezâhürleri sonucu anne babayı âdeta çılgına çeviren çocuklar vardır. Özellikle de günümüzde ailelerde ekonomik kaygılarla genelde az çocuk veya tek çocuk hâkim. Durum böyle olunca evde çocuk reistir ve her isteği yerine getirilir. Maalesef günümüzde nimetlerin içinde olanlar pek kadir, kıymet bilmiyorlar. Aşırı gösterilen sevgi, ilgi, övgü, takdir çocuğu şımartıp lakaytlaştırır. Hatta öyle ki; anne çocuğundan izin almadan gezmeye gidemiyor. Çocuğun izin verdiği yerlere giden anneler tanıyoruz. Bir de, bunu övüne övüne söylüyorlar. Bu bir davranış çarpıklığıdır. Anne ve babanın disiplini aşırı müsamahakâr olursa, çocuklar şımarık, bencil ve sorumsuz olurlar. Çocuklar sizin ilginizi, övgü ve takdirinizi kaybedeceğinden korkmalıdır. Ancak her bozuk davranışın arkasındaki gerçek sebeplere giderseniz başta anne ve babanın çocuğa uyguladığı yanlış disipline etme şeklinin izlerini görürsünüz. Çoğu aileler, durumun vahâmetini geç kavrıyor ve çocuklarını bir psikologa götürmekte soluk alıyorlar.
Bunun tam aksine, çocuğa verilmesi gereken sevginin dozajının azlığı, eksikliği veya hiç sevginin gösterilmemesi de uygun bir davranış biçimi değildir. Disiplinde çocuk şımarmasın diye sevginin hissettirilmemesi tasvip edilemez ve kabul edilemez. Bu defa çocukta özgüven gelişmez, mücâdele gücü olmaz. Çocuk her şeyi olumsuz değerlendirir. Böyle çocuklar sert, katı ve acımasız olurlar. Kin ve nefret duyguları şahsiyetine yerleşir. Oysa sevginin olduğu yerde bu duygular bulunmaz. Sevgisiz büyüyen çocuklar etrafındakileri sevemez ve ilerde kuracağı yuvasında sevgisiz bir kişilik sergiler. Demek ki; ne sevgiyi aşırı gösterip çocukları şımartacağız ne de şımaracak diye sevgiyi içimizde saklayacağız. Asıl mesele sevgiyle disiplini ayarlamakta gizli. Bunu başarmalıyız.
Disiplinle, çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları kazandırmayı arzu ederiz. Çocuk istediğimiz davranışı yapmadı diye aceleci davranıp hemen cezalandırmak daha önce de belirttiğimiz gibi uygun değildir. Disiplin deyince hemen akla cezalandırmak geliyor. Oysa disiplin cezalandırmak değil “ çocuğu uygun şekilde terbiye etmektir.”
Ceza verilecekse bile cezanın çocuğun yaşıyla uyumlu olması gerekir. Küçük yaşta ufacık bir hatadan dolayı banyoya, tuvalete hapsedilen çocukların sayısı az değildir. Korkudan dili tutulan, kekeme olan, konuşamayan çocuklar biliyoruz. Bunun yanında suç ve ceza dengesizliğinden de bahsetmek gerekir. Odasını toplamadı diye hortumla dövülen çocuklar tanıyoruz. Bu şekilde sindirilen çocuklar güçlü bir şahsiyet çizemezler. Pasif, küskün, hayatından bezmiş, silik şahsiyetler ortaya çıkar. Bu tür çocuklar kendi problemlerini kendileri çözemezler. Topluma uyum bozukluğu gösterirler. Oysa yerinde uygulanan disiplin kâideleriyle bireylerin topluma uyumunu kolaylaştıran nesiller yetiştirmek hedeflenir.
İbâdeti, hayır, hasenâtı bol cumalar.