Kutlu bir yolculuk için, bir süre yurt dışındaydık. Gelince gene ikilemler, posa, kir, kesret ve illet bütün kanallardan boşalmaya başladı üstümüze.
Kaçış yok. Sürekli dünyevî mesajlar, uyarılar, şaşırtıcı davetler, karmaşa, ruhu yoran bir telâş ve koşuşturmaca.
Yaşadığımız; güzel bir başlangıç, ara, yenilenme vesilesiydi herhalde.
Farklı bir dünya, aslında kendinizi nasıl hapsettiğinizi, sınırlarınızın genişliğini, ufku ve sonsuzluk vaatlerini görmüş, hiç değilse hissetmişken; yine eski sınırlarınıza çekilmek, kabuğunuza, güvenli gözüken ama çıkış kapısını daralttığınız, modern, konforlu o vıdıvıdıcı hücreye dönmek, attığınız ileri adımların etkisinin azalmasıyla karşı karşıya kalmak.
Hayatınıza verdiğiniz biçimin yetersizliğine apaçık şahitken; tekrar eski alışkanlıklarınızla, oyuncaklarınızla oyalanmak, bocalamak.
Bizi yutacak boşluklara, kara deliklere karşı, yeterli tedbiri alamamak kaygısı belki de. Sizi çepeçevre saran kaybetme, düşme korkusu…
Ama evet, artık o baskıcı, sığ ve kesinkes yaşanılacak ortamla; katı, acı memleket gerçekleriyle yüz yüzeydik. Rüya bitti.
Şimdi bütün mesele, bir denge kurmaya çalışmak. Manevî kazancı ezdirmemek, muhafaza ve güzellikleri devşirerek, üzerine eklemek.
Rüyayı, bir esenlik, diriliş ruhunu sürdürmeye, bir özü korumaya niyetlenmek, gayret ve amel.
Zannedildiği kadar kolay değil. Günlük işlerin yol kesiciliğini, dalgalanma ve gitgelleri, zorunlu tercih meselesini unutmayalım. Dünya işleri bazen zarurî olarak öne konuyor.
Hayat bu muvazeneyle yürüyor ve esas mesele de burada. Ayar tuttu mu, tutturduk mu belli değil. Zaman gösterecek.
Hamlık, muhabbet mayası, aşı katlanarak devam edecek mi? Durgunluk, kesintiler nereye kadar sürecek.
İnşallah hayır duaların, mübarek nefeslerin, feyizli vakitlerin faydası görülecektir. Yoksa “insan olmak” çetin iş.
“Ve sen artık yavaş yavaş ‘ziyarete’ gelmediğini anlıyorsun. Anlıyorsun ki sen hacca gelmişsin; burası, senin konaklama yerin değil. Kâbe, ‘yolun kaybedilmemesi için bir işaret taşıdır. ‘Bu sadece bir alâmet idi. Sadece sana yön veren bir ‘ok işareti’ydi.
Sen haccetmişsin, yönelmişsin; edebiyyete mutlak yöneliş, hareket, O’na doğru ebedî hareket. Elbette Kâbe’ye kadar değil; zira Kâbe yolun sonu değil, tersine başlangıcıdır.” der Ali Şeriati, Hacc kitabında.
Cümlemiz için hayırlı başlangıçlar, kalbî doğuşlar niyaz ediyorum efendim.
…
KİTAPSEVERLER İÇİN
Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan ve tüm hızıyla süren “Konya Kitap Günleri’nin (30 Kasım- 09 Aralık), Pazartesi gününün konuklarından biri de bendenizim.
3 Aralık Pazartesi günü, saat: 16.00’da “Yazma Hikâyelerini” konuşacağız. Muhtemelen bir de misafirim olacak. Pakistanlı yazar Masud Akhtar Shaikh.