Geçenlerde bir Amerikan filmi seyrettik. Somalili korsanlar tarafından ele geçirilen bir gemideki olayları anlatıyordu. Özellikle ikinci yarıda, Amerikan donanmasının, gemi kaptanını teröristlerin elinden kurtarma sahnesinde, ordunun hassasiyeti, - ikinci sınıf insan türüne bile girse- zarar vermeme konusundaki titizliği göz yaşartıcıydı(!).
Elindeki onca teknolojik imkâna rağmen, korsanlara karşı fevkalâde müşfik, merhametliydiler. Bir türlü elleri silaha gitmedi, defalarca uyarı yaptılar. Az gelişmiş, cahil Müslüman korsanlara karşı, artık kâfi derecede bilenmiş sinema seyircisine “yeter canım, bitir şunların işini” dedirttiler.
Film izledik. Halbuki asıl film dışarıdaydı. Çağımızda en ileri seviyelerde, propaganda ve beyin yıkamanın her türlüsü kullanılıyor. Biz mesela Hıristiyanlığın sürekli “sevgi dini” olduğuna dâir söylemlerle, imaj çalışmalarıyla karşı karşıyayız.
Neticede demokrasi, hukuk kahramanlarının bastırmasından, egemenlik şiddetinden(!), g(özümüzü) perdelemesinden önümüzü dahi göremiyoruz.
Bütün pazarlamacılara, pazar(lık)lara rağmen; gerçeklerse ne kadar farklı ve acı. Bu bulanık havada, kime, neye, nereye kadar ulaşır bilemiyoruz. Ama hakikatin ışığına da inanıyoruz.
27 Ekim 2013 tarihli bir haber, demokrasi havarilerinin onurlu vazifelerine ilişkin küçük bir örnek sunuyor. Oturdukları koltuklara kurularak, adam öldüren ölüm makinelerine dâir bir ifşa:
“ABD’nin Nevada eyaletinde Las Vegas’a yakın bir bölgede kurulu askeri üs. O üstte bir oda ve içinde iki ‘pilot’. Elleri kumanda kolunda önlerinde ekranlar, Afganistan, Irak, Yemen, Somali, Pakistan gibi kendilerine binlerce kilometre uzaktaki bölgelerde olup bitenleri canlı olarak izliyorlar.
‘Ateş!’ emri verildiği zaman yönettikleri Predator MQ -R1 model insansız uçakta yüklü her biri 95 bin dolar olan Hellfire (Cehennem Ateşi) füzesini ateşliyorlar ve ardından hedeflerinin yerle bir olduğunu veya hedef bir insansa vücudunun parçalara ayrıldığını takip ediyorlar.”
“ Hellfire füzeleri yüklü bir Predatör 18 saat havada kalabiliyor. 2 kişilik Predator ekibinin biri uçağı uçururken, diğeri ise füze ateşlendiğinde füzenin yönlendirilmesinden sorumlu.(...) Predator havadayken yerlerine yeni bir ekip gelmeden koltuktan kalkmaları hatta tuvalete gitmeleri bile yasak.
Eğitimli o pilotlardan biri, psikolojik tedavi görürken, yaptığı işle ilgili, bir dergiye itiraflarda bulunuyor:
“Bir robot gibiydim. Bazen kendimi bir Predator gibi hissediyordum. Bazen zombi gibi.. Ama droneler makine, vicdanı yok. Benim ise var”
İlk olarak çöldeki maket hedeflere atışlar yaptıktan sonra, Irak’ta görevlendirildi Brandon Bryant. Bryant görevdeki ilk 9 ayında 5 kez füze ateşledi. 6 seneden sonra, bunalıma girerek kendi isteğiyle görevini bıraktı.
Ordunun devam etmesi için kendisine önerdiği 109 bin dolarlık ikramiyeyi reddetti. Emekliye ayrıldığında kendisine verilen ‘karne’ midesine yumruk yemiş gibi hissetmesine sebep oldu. (Çocuklar dâhil) tam 1626 kişinin ölümüne sebep olmuştu. (Vatan)
Büyüklerimiz kimlerle kol kola girdiklerinin, neye destek olduklarının, demokrasi taşımacılığının sonuçlarının acaba farkında mı?
Hiç birimiz masum değiliz. 1627, 1628, 1629, 2000..............................
...
ÖDÜLLER
PKK’lı şarkıcı Ahmet Kaya’ya Cumhurbaşkanlığınca, özür gibi bir ödül verildi.
Yetmez. Daha önce verilmiş ödüllerinin taçlandırılması için, bir tane de Sayın Öç(alan’a) sunulmalıdır.
Malûm kendileri son yılların demokrasi ve insanlık kahramanlarından başlıcalarıdır.
Demokrasi Kahramanları
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.