Partilerin kapatılarak tek Parti hükmi yetine geçtiği. Bunun iyi karşılanmaması ile Birleşmiş milletlere alınmadığı mızı ve sonrasını önceki “Rüzgar ekilmişti ama bora doğuverdi!”
(https://www.merhabahaber.com/ruzgar-ekilmisti-ama-bora-doguverdi-11803yy.htm) dem vurmuş devamını bu güne bırakmıştım.
Evet, Türkiye Cumhuriyeti, yarı gönülsüz olarak 18 Temmuz 1932 yılında yeni kurulan Milletler Cemiyetine çoğulcu partiye açılınca üye olmuştu.
***
2. Dünya savaşı neticesi bu cemiyet yerine daha sonra Birleşmiş Milletler Teşkilatı almış.
Bağımsız devletlerin üye olduğu bu kuruluş, 1945 yılında kurulmuş. Birleşmiş Milletler Teşkilatının kuruluş hedef dünya barışının korunmasını amaçlamıştır.
***
2. Dünya savaşı sonrası (SSCB) Rusya Türkiye’den Kars ve Ardahan illeri ha valisini istemesi ile NATO’ya girmek için müracaat etmiştir ama
“Sizde seçim demokrasisi bulunmamaktadır bunu da yerine getirin o zaman düşünürüz cevabı alınca 1946'da ki “Açık oy verme, Gizli tasnif” kaideli seçimi terk etmek zorunda kalınmıştı.
***
1946'da ki seçim kanununu ve işlemini bir daha anlatmak isterim.
Demokrasiye geçişin ilk seçim işlemi 1946 da başlamış, Seçimine altı parti ve bağımsızlar iştirak etmiştir.
***
Belleğimin hemen hatırlattığı günlerdeki bizzat gördüğüm oluşumu anlatayım.
Birkaç Mahalleyi kapsayan oy verme yeri Konya Nakiboğlu Cami avlusu. Bir masa üzerinde seçim sandığı ve etrafında açıkta duran parti ve bağımsızların ayrı ayrı oy pusulaları bulunmakta.
Seçmen herkesin gözü önünde istediği oy pusulasını alıp sandığa atacak. Sandık vazifelileri resmî memurlar. Siz atın onların gözü önünde muhalefete de. Memur ve resmi dairelerle ilginiz varsa(!)görün bakalım neler olabilir?
CHP’nin iktidarı zamanında olan bu işlem için bu gün bilmeyenlere. “Demokrasiyi biz getirdik” diye gururla belirttikleri demokrasi işlemi!
Merakla seyreden biz çocuklar, saat 17 de sandığı cami içine götüren vazifelileri görmüştü. Yarım saat sürmedi. Sandıktan tüm CHP kazandı diyerek çıkıp gittiler.
Akşam saat 20 de Radyo konuşmacısı Nurettin Artam bizzat veriyordu neticeleri.
Tüm illerin 465 milletvekilliğinden 397’sini CHP, 61’ini DP ve 7 tanesini de bağımsızlar kazanmıştı..
Bu hususta seçimle ilgili söylenti ve yazılımlar olarak. Dış işleri bakanlığı yapan merhum Turan Güneş'in anlatımı;
“Olaylı bir seçim yaşanmış Kandıra'da o yıl... Seçimde oylar değiştirilmiş. Kandıra Savcısı, 'Ben böyle bir hükumete hizmet etmem' diyerek görevinden istifa etmişti.” (Darbeler ve Kavgalar Dönemi, Shf. 171)
Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı Doğan Nadi de 1946 Seçimlerini şu ironik dil ile eleştirmekte idi. “Meşhur hokkabaz Zati Sungur İzmir'den gitmiş. Ayol ne oldu? Güzel güzel temsiller verirken neden birdenbire kaçtı? Merak ettik. Telgraf çektik. Şu cevap geldi. Rey sandıklarının başında yapılan numaraları gördükten sonra İzmir'de bana iş kalmadı.”(Menderes Dönemi, Shf,107)
***
O zamanlar özel TV'ler olmayıp gazeteler de bir gün sonra geldiği için ilk seçim de olan tek olayı üçüncü gün duya bilmiştik.
Olay Aslanköy kadınlarının Jandarma ile Konya Hükumet konağında ki Ağır ceza mahkemesine getirilmesi idi Hükumet önü mahşer kalabalığına bürünmüştü.
“ Nedir ne oluyor?” merakımız neticesinde. Mersine bağlı Aslanköy seçmenlerinin hepsi cesaretle DP’nin Muhtar adayı için oy pusulasını sandığa atmış olmaları ve gizli tasnif sonu beyanda CHP kazandı diye ilan edilmesi neticesi…
Av tüfeklerini kapan köyün kadınlarının, sandığı jandarmanın da elinden alarak ” Nasıl olur biz CHP’li muhtara hiç oy atmadık” diyerek şehirdeki seçim ilgililerine vermelerinden kaynaklanmış.
Demek ki Türkiye de sadece onlar, köylerinin adı gibi Aslan kesilmişler demokrasi aykırılığına?
Tabii bu hareketi kanunaaykırı bulan Hükumet ilgilileri derhal Jandarma takviyesi ile Köy halkını derdest edip Konya’da ki mahkemeye çıkarmış oldular.
Gün boyu ve geceye kadar devam eden sorgulama sırasında hükumet binası önünde topluca çömelme veya ayakta durdurulan aslan köylülere, Konyalılar kumanya vererek onların açlığını gidermeye çalıştılar.
Dava sadece o gün bitmedi tam üç buçuk yıl köylüler mahkemeye getirildiler götürüldüler.
Halk sessizdi kimse neye böyle oluyor münakaşasını bile etmiyor işinde gücünde devam ediyordu.
Dünya’da da hoş karşılanmayan ve tarihe geçen bu Demokratik(!) 1946 seçimi CHP’nin zaferi ile sonuçlanmıştı.
Sonuçlanmıştı ama batının ikazı ile seçim kanunu değiştirilmiş çok güzel bir demokrat seçim kanunu çıkarılmıştı.
Gelecek yazılarımda Allah ömür verir, anlatırım inşallah
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…