Demirağın Hamleleri, Vasiyeti ve Yorumlar

Ahmet Güldağ
Değerli Türk sanayicisi ve vatanı için çırpınan insan Rahmetli Nuri Demirağ ile ilgili yazılarıma (www.merhabagazetesi.com.tr) linkinden tüm yazarlar kısmında bulunabilinir) diğer hamlelerinde ki karşılaştıkları, vasiyeti ve üç yıl evvel de konu ettiğim aynı konu ile ilgili okuyucuların o zamanlar gönderdiği yorumları sunmakla noktalıyorum.
***
Demirağ’ın uçak alımı ihalesi iptali sonucu düştüğü zor durumu tüm Türkiye’de imal edilen uçakları T.C. Hükümeti almamıştır ama Yunanistan ve İran’ın alımı ile durumunu kurtarmıştır.
Bununla kalmayan Demirağ konu ettiğim gibi yolcu uçakları imaline başlamış ve Saatte 325 km hız yapabilen ve 1000 km uçan ve 5000 ft irtifaya çıkabilen ilk uçağının uçuşu için tören de düzenlemiş.
Bu tören için zamanın hükümet erkânı duymazdan gelse de, düvellerde ki uçak devlerinin sahipleri ilgi göstermişler.
Uçak İstanbul’dan Sivas’a sağlıklı gidip gelmiş olunca…
Dünya Uçak devlerini olumsuzluk içine atmış ki Türkiye’ye gelip inceleme hatta bazı görüşmelere(!) sebep olmuş ola ki.
Önce Demirağ’ın sahip olduğu Yeşilköy Uçak alanı Devlet yararı diye istimlâk edilerek elinden alınmış. Okullar için izin verilmemiş, Maliye müfettişleri didik didik araştırma yaparak durumunu zorlaştırmışlar.
Önceki yazımda izlediğiniz zamanın Cumhurbaşkanı ve Milli Şef merhum İsmet İnönü’ye yazdığı mektuptan da anlaşılmaktadır zaten.
***
Aksiyon Dergisinde de belirtildiği gibi “http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=18682”
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Cumhuriyet Arşivi’nde ki 3 Ağustos 1891 tarihli belgede, içinden demiryolu geçen tüp geçit planları bulunmakta.
“Denizaltında Boru Köprüsü” (tüp geçit denmek isteniyor) yazılı proje yanında diğer başka bir projede de, İstanbul Boğazı’nın Sarayburnu-Üsküdar ve Rumeli Hisarı-Kandilli noktalarından iki ayrı köprü ile bağlanmasını önerilmekte. O tarihte kurulu olan Milletlerarası Boğaziçi Demiryolu Şirketi tarafından Sultan II. Abdülhamid’e kendi adının verilmesini de içine alan bu köprü projeleri hazırlanıp teklif edilir.
Edilir ama Sultanın onayına rağmen İttihat Terakki Partisi hükümetince “Fazla masraf” denip âkim bırakılan Boğaziçi köprüsü için
Demirağ da atılım içine girmiş olduğunu görürüz.
Nitekim 1933’de iki yıl içinde tamamlanacağı belirtilen Boğaziçi köprüsü projesini zamanın Cumhurbaşkanı M. Kemal Paşa yakınında bulunanlardan Salih Bozok vasıtasıyla Demirağ da ulaştırır.
Cumhurbaşkanı projeleri çok beğenir ve “Aferin Nuri’ye” diyerek Hükümete havale eder…
Eder ama ne yazık ki zamanın Bayındırlık Bakanı ve meşhur İstiklâl Mahkemeleri başkanlığını da yapmış olan Ali Çetinkaya’nın Nuri Demirağ’la arası ezelden beri açık olması da karışmış ola ki “Olmaz bu iş” denilerek geri çevrilir. …
Böylece yıllar sonrası bile karşıt çıkan partinin tutumu ile yıllar öncesi yapılamaz.
Demirağ mücadelesini siyasal yöne çevirerek ilk ikinci parti olan MKP’ni kurar daha sonrada üçüncü olarak DP kurulmuş olur.
Öncede değindiğim gibi açık oy kapalı tasnif sonucu bir şey elde edemeyen Nuri Demirağ…
Daha önce geri çevrilen Köprü projesi ile ilgili olarak Vasiyetnamesine şunları yazar.
“Bir gün olup bu köprü yapılacaktır. Vasiyetim: Bu köprüden
İnönü ve Ali Çetinkaya geçemez levhasını asın”
Zamanın Hükümet ricali ve Ali Çetinkaya’nın geçmesi nasip olmadığı köprüler. Bir ile kalmayıp Tüp geçitle birlikte daha da çoğalmakta.
***
Sadece Demirağ’ın uçak sanayinin baltalanması ile kalınmamıştır sanayi ilerlemesi için Atatürk zamanında kurulan Uçak fabrikası geliştirileceği yerde kapatılmış ve yabancı firmalara bel bağlanmış olunmaktadır halen!
Birde Uçak Bombası imali yapan Bombacı Şakir Zümre olayı vardır. Aynı akıbetlere uğrayan. Gelecek yazımda onu da izleriz inşallah.
***
Sizlere bu konuda yazdığım 2007 Şubatında ki yazılarıma muhterem okuyucularımızın ibret alınacak yorumlarını bir daha sunmak isterim.
Yorum: Dr. M. Mutlutürk
“Ahmet Güldağ Beyefendinin yakın tarihimizin siyasi ve iktisadi bazı gelişmelerini konu alan yazı dizisini ilgiyle takip ediyorum. Bu tür bilgileri, merakı yüzeysel olanlar, sayısı fazla olmayan yayınlardan öğrenebiliyorlar. Detaylı bilgiler elde etmek içinse ciddi araştırmalar lazım. Sözünü ettiğim bu yazıları bölgesel bir gazete köşesinden okumak güzel. Sitemizdeki yazısına bir okuyucu yorum yazmış ve “keşke” demiş, “bunları okuyanların sayısı daha fazla olsa.” Değerli yazara, yakın tarihle ilgili yazılarına devam etmesi konusunda zaman zaman görüşümüzü ifade ettik. Umarız elde yazılarının kitaplaşması konusunda destek bulur.”
Gruptan Mail; Ertan Selimoğlu (Araştırmacı Yazar)
“Bu işin arkası 1941–1942 yıllarında Cumhuriyet bayramı gösterileri için Eskişehir’de, CB. İsmet İnönü'n önünde uçuş denemesi yapıldığında, bu ilk model biraz uçtuktan sonra düştü. (Yeniler düşmüyor mu?) Hemen Ahmet Emin Yalman temsilcisi olduğu uçak şirketini ileri sürerek, devlet yardımının kesilmesini temin etti. O Çek mühendisler de Amerika’ya gittiler. Böyle Milli şef düşman başına... Bu bilgileri milliyet gazetesi arşivlerinde veya başka yerlerde vardır. Bugün yapılması gereken nedir? Üniversitelerimizin tantanalı uçak kürsüleri ne yapar? Kayseri uçak fabrikası ne yapar? Atatürk’ün yolundan gidenler,onları işletir!!! Galiba herkes ebedi izinde? TANRI bizi affetsin aklımızı ve onurumuzu kullanmıyoruz. ATAM sen de bizi manen affet gerçek izinde değiliz... Tarih sen de bizi affet ders alamadık.”
Benim notum: Milliyet’in arşivini araştırdımsa da bulamadım. Araştırmalarıma göre, Demirağ’ın uçağı 1939 sonlarında hendeğe girerek kaza yaptığı ve Türk mühendis ve ustalarını kullandığı yabancı bulunmadığı yönünde. Daha sonraki gösteriler de ise alınan Fransız uçaklarından bazılarının uçuşta kaza yaptığı saptanmaktadır. Kanımca, Demirağ uçağının kazası 1939’da olduğuna ve ihale iptal edildiğine göre Milliyet’in yönlendirme veya karıştırması olabilir.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.