Hollanda’da; birkaç ay önce, üzerinde semazen resmi olan Rumi isimli bir içecek üretildi. Şişe içinde votka var. Evet, doğru okudunuz.! Bir içki şişesi düşünün, üzerinde semazen figürü ve ismi Rumi.! Yani Mevlâna’nın Avrupa’da bilinen adı olan; “Rumi”
**
Rumi votkası; 1001 adet üretilmiş. Adı, figürü, sayısı, Farsça yazılı olması ve alkol olarak karşımıza çıkması hepsi birden, bir tesadüf mü dersiniz? Tabi ki hayır.! Peki neden 1001? Bu sayı neyi işaret ediyor? Bu sayının Mevlevilikte ne anlama geldiğini, kısaca açıklayım sizlere. Mevlevîlikte, çile çekmeye talip olan “Can”lar, 1001 gün müddetle usûl ve âdâba uygun olarak, on sekiz değişik hizmet görür. Yani; bu 1001 sayısı bu çile gününe işaret ediyor. Sayı asla tesadüfi değil.
**
Bu votkanın fiyatı da diğerlerine göre gayet ucuz. Amaç; para kazanmaktan ziyade, manevi değerlerimizi alaşağı etmek, dikkat çekmek ve belki de şimdilik 1001 adet üretip Müslüman kesimin nabzını ölçmek. Yeterli tepki gelmezse belki ikinci bir, 1001 adeti daha çıkarmak. Şimdilik burası muamma. Sadece müslümanlar değil, bütün dünya tepki göstermelidir. Manevi değerlere saygısızlık etmek, insanlık suçu’dur.
**
Verilen ismin skandalı yetmezmiş gibi bir de üzerinde bulunan semazen figürü var ve bizdeki bembeyaz semazenlerin tam aksine kapkara bir renkte. Gerçekten içimiz karardı! Mevlâna’nın ve semazenlerin votka içerek sema ettiklerini zannediyorlar herhalde. Cahilliğin ve saygısızlığın Nirvana’sı!
Bu kadarına da pes! demeden önce; acaba onlar votkaya gelene kadar, biz neler yaptık, bunları da düşünerek ufak bir özeleştiri yapmak istiyorum. Manevi değerlerimizin bu hale gelmesinde suç sadece yabancılarda mı? Yakın zamana kadar pide çıkarıp adını Mevlâna koymadık mı? -neyse ki bu hatamızdan erken döndük; ama yaptık- Bunun yanı sıra; Mevlâna’yı ve Konya’yı uzaktan yakından ilgilendirsin ilgilendirmesin, ne varsa, olur olmaz dükkanlara, seyahat şirketlerine, cafelere, otellere ismini vermedik mi? Belki iyi niyetle belki de ismini anmak isteyerek yaptık; ama yaptık. Yabancılar da bu durumun, niyetine ve niyesine bakmadan aldı, hooopp isim olarak koydu. Hem de bir alkol çeşidi olan votkaya!
**
Elbette ki Mevlâna evrensel mesajlar veren ve tüm dünyayı etkileyen bir düşünür; ama islâm dünyasının içinden gelen bir düşünür, filozof, ilim adamı. Sürekli medeniyetten dem vuran ve bizi ilkelmişiz gibi göstermeye çalışan Avrupa’nın bir ülkesinde, binbir çeşit subliminal mesajlarla, Mevlâna’nın ismiyle bir votka üretmesi, etiğin neresinde? Zaten bu tür mesajları sıkça kullandıklarını biliyoruz; ama bu kadarı da fazla değil mi?
**
Bir diğer skandal da slogan olarak geliyor. Şişenin üzerinde “İçki, içeni değiştirir.” anlamına gelen hem Farsça hem de İngilizce versiyonuyla yazılmış bir slogan yer alıyor.
Onlar içerek değişiyorsa, peki biz içmeden nasıl bu hale geldik? Takdir sizin...
Sevgiyle kalın...