Geçtiğimiz 12 Mart günü değeri ölçülemeyen bir anı ve kabullenmenin yıldönümü oldu!
Osmanlı İmparatorluğu yıkılmak üzere, toprakları düvellerin dudak şapırtıları arasında bölüşülme kararında olurken…
Çanakkale’de görmüşlerdi ama.
Yine de ağızlarından akan su onlara ders verememiş ki! Hâlâ aynı düşünce ile unutmuşluk gayreti içindeydiler.
Nedir o?
Türk’ün gasp edilemez, yıkılamaz ve öldürülemez dirayet ve inancı.
Netice; Osmanlı’nın aldığı topraklar kaybedilse de. Alman elçisi Won Papen’in Hitlere
“Türkler. Kanını canını verir ama topraklarını vermezler” dediği gibi
Dedelerimiz, babalarımız kanlarını ve canlarını da vererek kurtardıkları vatanımız yanında.
İstiklalimizi de bizlere bahşetmeleri sonucunda bunun bir milli marş halinde anlatılması isteği…
Açılan yarışmaya 724 şairin iştirak ve sunduğu marş tipi şiirler gerekli heyecan ve anlatımı vermeyince
Eseri için para düşünmediğinden iştirak etmeyen, büyük ve mümtaz şair Rahmetli Mehmet Akif Bey’e…
Hasan Basri ve Hamdullah Suphi beylerin “Mükâfat parası kaldırıldı ne olur bir şiir yaz” ısrarları ile…
Yazdığı şiirin TBMM salonunda birkaç kez okunurken alkışlara boğulması ile
Son kez herkesin, Türk’ün kahramanlık ve inancının yanında Ay Yıldızı kan rengi kırmızı ile donatan bayrağın değerini içlerine işleyen tüm TBMM üyelerinin ayağa kalkarak okumaları ile…
Türkiye Cumhuriyeti’nin yücelerde dalgalanan bayrağı altında okunacak “Milli Marş” olarak 12 Mart 1921’de kabul edilen “İstiklâl Marşımız”ın 90. Yıldönümünü kutlamaktayız.
***
Bazılarının dedelerinin aksine dış mihrakların onlara sözde bahşettiği “ilerde siz devlet olup başa geçeceksiniz” hayaline kalkıp Irak’ta olanlardan ders alamayan beyinleri yıkanmış ağızları sulanmış kişiler bayrağımızı kongrelerinden indirip marşımızı söylemeseler de…
Bayrağımız her evin balkonlarında daha da çok görünürken Marşımız için yarışmalar düzenlenmekte anılar tazelenmekte kutlamalar gırla gitmekte…
Hele yarışmalarda kendi küçücük yavrularımız yanında dış devletlerin de kuzuları…
Bağırlarından yırtılırcasına çıkan ses ve kolları ile anlamı derinleştirirken
Kim gözyaşlarını tutabilmektedir ki?
***
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diye haykırarak başlarken.
Asla korkma şafaklarda yüzen o ay yıldıza sahip sancak yok olamaz demenin manasını
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak. İfadeleri ile pekiştirmiyor mu?
Ve dönüp o nazlı Hilal’e
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Yalvarışı içinde
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Diyerek istekte bulunmasına, şiddet ve celâl içinde olursan…
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Helalımız yoktur ikazı sonucunda.
Bir millet hakka tapmaz, ona inancı olmazsa hakkı olamaz ama. Hak’a tapma inancıyla yaşayanların hakkıdır ifadesi olan
Hakkıdır, Hak’a tapan milletimin istiklal!
Deyimi ile ilk iki dörtlüğü ne güzel ve derinlik içinde anlatmış olmuyor mu?
***
Ya devamında ki resmen devamla okunmayan fakat çok güzel mana ve anlatımdaki Karşılarında olanlara hürriyetini asla satmayacak ifade ve vurgulamaların açıklaması
Bu günkü köşemize sığması imkânsız.
Marşımızın yıldönümü kutlu ve daim olsun.
***
Cuma günkü yardım yazısı ile ilgili olarak Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih DOĞAN bizzat ilgilenerek aile üzerinde tetkikleri yaptırmayı müteakip bendenize yine telefonla bilgi vermeyi bahşetmişlerdir.
Kendilerine derin teşekkürlerimi sunarken teferruatı gelecek yazımda anlatmış olacağım inşallah
*******
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Osmanlı İmparatorluğu yıkılmak üzere, toprakları düvellerin dudak şapırtıları arasında bölüşülme kararında olurken…
Çanakkale’de görmüşlerdi ama.
Yine de ağızlarından akan su onlara ders verememiş ki! Hâlâ aynı düşünce ile unutmuşluk gayreti içindeydiler.
Nedir o?
Türk’ün gasp edilemez, yıkılamaz ve öldürülemez dirayet ve inancı.
Netice; Osmanlı’nın aldığı topraklar kaybedilse de. Alman elçisi Won Papen’in Hitlere
“Türkler. Kanını canını verir ama topraklarını vermezler” dediği gibi
Dedelerimiz, babalarımız kanlarını ve canlarını da vererek kurtardıkları vatanımız yanında.
İstiklalimizi de bizlere bahşetmeleri sonucunda bunun bir milli marş halinde anlatılması isteği…
Açılan yarışmaya 724 şairin iştirak ve sunduğu marş tipi şiirler gerekli heyecan ve anlatımı vermeyince
Eseri için para düşünmediğinden iştirak etmeyen, büyük ve mümtaz şair Rahmetli Mehmet Akif Bey’e…
Hasan Basri ve Hamdullah Suphi beylerin “Mükâfat parası kaldırıldı ne olur bir şiir yaz” ısrarları ile…
Yazdığı şiirin TBMM salonunda birkaç kez okunurken alkışlara boğulması ile
Son kez herkesin, Türk’ün kahramanlık ve inancının yanında Ay Yıldızı kan rengi kırmızı ile donatan bayrağın değerini içlerine işleyen tüm TBMM üyelerinin ayağa kalkarak okumaları ile…
Türkiye Cumhuriyeti’nin yücelerde dalgalanan bayrağı altında okunacak “Milli Marş” olarak 12 Mart 1921’de kabul edilen “İstiklâl Marşımız”ın 90. Yıldönümünü kutlamaktayız.
***
Bazılarının dedelerinin aksine dış mihrakların onlara sözde bahşettiği “ilerde siz devlet olup başa geçeceksiniz” hayaline kalkıp Irak’ta olanlardan ders alamayan beyinleri yıkanmış ağızları sulanmış kişiler bayrağımızı kongrelerinden indirip marşımızı söylemeseler de…
Bayrağımız her evin balkonlarında daha da çok görünürken Marşımız için yarışmalar düzenlenmekte anılar tazelenmekte kutlamalar gırla gitmekte…
Hele yarışmalarda kendi küçücük yavrularımız yanında dış devletlerin de kuzuları…
Bağırlarından yırtılırcasına çıkan ses ve kolları ile anlamı derinleştirirken
Kim gözyaşlarını tutabilmektedir ki?
***
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diye haykırarak başlarken.
Asla korkma şafaklarda yüzen o ay yıldıza sahip sancak yok olamaz demenin manasını
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak. İfadeleri ile pekiştirmiyor mu?
Ve dönüp o nazlı Hilal’e
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Yalvarışı içinde
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Diyerek istekte bulunmasına, şiddet ve celâl içinde olursan…
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Helalımız yoktur ikazı sonucunda.
Bir millet hakka tapmaz, ona inancı olmazsa hakkı olamaz ama. Hak’a tapma inancıyla yaşayanların hakkıdır ifadesi olan
Hakkıdır, Hak’a tapan milletimin istiklal!
Deyimi ile ilk iki dörtlüğü ne güzel ve derinlik içinde anlatmış olmuyor mu?
***
Ya devamında ki resmen devamla okunmayan fakat çok güzel mana ve anlatımdaki Karşılarında olanlara hürriyetini asla satmayacak ifade ve vurgulamaların açıklaması
Bu günkü köşemize sığması imkânsız.
Marşımızın yıldönümü kutlu ve daim olsun.
***
Cuma günkü yardım yazısı ile ilgili olarak Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih DOĞAN bizzat ilgilenerek aile üzerinde tetkikleri yaptırmayı müteakip bendenize yine telefonla bilgi vermeyi bahşetmişlerdir.
Kendilerine derin teşekkürlerimi sunarken teferruatı gelecek yazımda anlatmış olacağım inşallah
*******
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…