4 eski Bakanla ilgili bugün 14.00'te toplanacak olan Meclis Soruşturma Komisyonu'nun yapacağı oylama sonucu tüm Türkiye tarafından merakla bekleniyor.
"İKİ UCU..."
4 eski bakan hakkında verilecek kararla ilgili ele aldığı bugünkü yazısında, Habertürk yazarı Fehmi Koru, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hesabını 'iki ucu...' şeklindeki deyimle ifade etti.
"MADEM KUŞKUCU OLDUK..."
'Madem kuşkucu olduk ve en akla gelmeyecek kuşkuları bile dillendirebiliyoruz; bu çerçevede bir soru da ben sorayım' diyen Koru, 'Paralel yapı, haklarında yolsuzluk iddiası bulunan siyasilerin Meclis’te aklanmasını mı, yoksa Yüce Divan’a gidip orada aklanmasını mı ister?' sorusunu yöneltti ve yine kendi sorusunu 'Benim kanaatim, AK Parti’yi zora düşürmekte çıkarı olanların, bugün yapılacak oylamada, “Yüce Divan’a gidilmesine gerek yok” diye cevapladı. Koru, Başbakan Davutoğlu'nun da hesabının bu yönde olduğunu ifade ederek, Başbakan'ın bu hesabını 'iki ucu...' olarak tanımladı.
Komisyonun 4 eski bakanla ilgili kararında zorlanmayacağını ifade eden Koru, 'AK Parti’nin komisyondaki üye sayısının, diğerlerinin toplamından fazla (9-5) olduğundan, komisyonun muhalefet partilerine mensup üyeleri ile AK Partili üyelerin oylarının farklı olacağını' belirtti.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
İki hafta önce oylama yapılsaydı farklı bir sonuç çıkabilir ve haklarında karar verilecek bakanların hepsi veya aralarından bir-ikisi Yüce Divan’a sevk edilebilirdi. AK Partili üyeleri etkileme amaçlı yayınlara göre, Yüce Divan bir “kumpas”, hatta “darbenin son halkası”...
Paralel yapı, siyasallaşmış Anayasa Mahkemesi (AYM) üzerinden, Halkbank’ı ve mega projeleri tartışılır hale getirmek istiyormuş... Öyle deniyor.
“Darbe” sözcüğünü hele “paralel yapı” ile birlikte duyunca AK Parti’de herkes hizaya geçiyor; öyle ya, 17-25 Aralık (2013) operasyonlarıyla, AK Parti’yi iktidardan, Tayyip Erdoğan’ı siyasetten tasfiye etme niyeti açığa vurmuştu; şimdikine benzer bir değerlendirme sonucunda o operasyonlar def edildiği gibi, “darbe” sözcüğünden hoşlanmayan halkımız, iki seçim üst üste, AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ı ödüllendirdi de.
Şimdi de yolsuzluk iddialarının “darbe” girişiminin yeni bir denemesi olarak değerlendirilmesiyle aynı sonucun alınması bekleniyor.
Alınır mı, alınır...
Merak ettiğim, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Ahmet Davutoğlu’nun bu değerlendirmeyi paylaşıp paylaşmadığı...
DAVUTOĞLU'NUN İLK SINAVI
Davutoğlu, AK Parti’de ipleri eline, parti liderinin Cumhurbaşkanı seçilmesi ardından yaşanan nezih bir geçişle aldı. Henüz kendi adına kazandığı bir seçim başarısı yok. Bu yılın haziran ayına kadar yapılması beklenen genel seçim, onun ilk halk sınavı olacak. Partisinin oylarını korur, hatta artırmayı başarırsa liderliği de tartışmasız hale gelecek.
Liderliğini tartışmasız hale getirmek Prof. Davutoğlu’nun gündeminin ilk maddesi olmalı. Herhalde o sebeple, yolsuzluklar konusunda çok sert ifadeleri oldu Başbakan Davutoğlu’nun; yolsuzluğa bulaşan kardeşi bile olsa kolunu koparmaktan söz edecek kadar sert...
Türkiye’de insanların yolsuzluklar konusundaki hassasiyetlerine cevap teşkil ediyor o sert ifadeler...
"DAVUTOĞLU'NUN EĞİLİMİ OLUMSUZ ETKİLENMİŞ MİDİR?"
Eğer haklarındaki iddiaları araştırdığı siyasilerle ilgili karara iki hafta önce varacak olsaydı, o günlerde kol koparmaktan söz eden Başbakan Davutoğlu’nun, komisyonun AK Partili üyelerine hangi talimatı vereceğini tahmin etmek zor değil.
Acaba “darbe” sözcüğü “paralel yapı” ile birlikte kullanıma girince Davutoğlu’nun eğilimi olumsuz etkilenmiş midir?
“Darbe” sözcüğü bugüne kadar her kullanıldığında istenen sonucu doğurdu; ancak “yolsuzluk” halkın çok daha farklı değerlendirdiği bir kavram. Soruşturma konusu yapılan iddiaların Halkbank’ı kötülemek veya mega projeleri durdurmakla doğrudan ilişkisini kurmak zor.
“Paralel yapı”nın AYM üzerinde etkili bir ağırlığı bulunduğu ise kuşkulu. 12 Eylül 2010 referandumu sonrası değişen yapısında, AYM, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan yeni üyelerle farklı bir dengeye kavuşmadı mı?
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU'NUN HESABI...
Madem kuşkucu olduk ve en akla gelmeyecek kuşkuları bile dillendirebiliyoruz; bu çerçevede bir soru da ben sorayım: Acaba “paralel yapı”, haklarında yolsuzluk iddiası bulunan siyasilerin Meclis’te aklanmasını mı, yoksa Yüce Divan’a gidip orada aklanmasını mı ister?
Benim kanaatim, AK Parti’yi zora düşürmekte çıkarı olanların, bugün yapılacak oylamada, “Yüce Divan’a gidilmesine gerek yok” kararının çıkmasını yeğleyecekleridir.
Sanırım, Başbakan Davutoğlu işte bu hesabı yapıyor.
İki ucu... Evet, öyle bir durum bu.