Yeni parti kuracağı bu aralar daha fazla konuşulan eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Konyalı Sanayici İş Adamları Derneği (KONSİAD) üyeleri ile geçtiğimiz hafta bir araya geldi.
Davutoğlu'nun yaklaşık 17 dakika yaptığı konuşmanın videosunu defalarca izledim.
Ardı ardına ülkede yaşanan olumsuzlukları sıraladı.
Ekonomiden siyasete, sosyal hayattan uluslararası ilişkiler ve gelişmelere kadar sayın Davutoğlu'nun söylediği ne varsa doğruydu.
**
Sadece bir yanlış vardı.
Hatta geçmişte yapılan bu yanlış, Davutoğlu'nun bugün söylediği bütün doğruları bile gölgede bırakmaya yetiyordu.
O yanlış ise Davutoğlu'nun bu kötü gidişatı ve izlenimlerini AK Parti içinde aktif görevi başındayken söylememesiydi.
“Araba devrilince yol gösteren çok olur.”
Atalarımız ne güzel söylemiş.
**
5 Mart ve 24 Nisan tarihlerinde Davutoğlu ile ilgili bir yazı yazmıştım.
24 Nisan'daki yazımın doğruluğu, Davutoğlu'nun KONSİAD iftarında yaptığı açıklamalar ile tescillenmiş oldu.
Davutoğlu ve ekibini şanslı görmüyorum başlıklı yazımda “Davutoğlu ve ekibinin erken seçim heveslisi olduğunu anladım.” ifadelerini kullanmıştım.
Davutoğlu, iftar toplantısında tıkanarak bir ifade kullandı. “Önümüzdeki 4 yıl seçimsiz bir 4 yıl olur normal şartlar altında” dedi.
Türkiye'nin çoğu vatandaş gibi normal şartlar altında yol yürümediğini düşünen Davutoğlu, “Normal şartlar altında” ifadesiyle Türkiye'de erken seçim olacağını sezdiğini ve kendilerinin de böyle bir beklenti içinde olduğunu yansıtmıştır.
**
Ayrıca Davutoğlu, iftarda yaptığı konuşmada “Ekonomik krizden de” bahsetti.
İfadelerinde Türkiye'nin gelecek yıllardaki siyasi hayatı içinde kendi yerini de sağlamlaştırabilmenin küçük tohumlarını atmanın gayretindeydi, Davutoğlu.
Uluslararası entegresyon ile ekonomik sorunların çözülebileceğini söyledi.
Mevcut iktidarın ise uluslararası anlamda büyük bir çıkmazın içine girdiğini inceden inceye belirtiyordu.
Davutoğlu, “Olur da biz, yönetim mekanizmasının başına geçersek ekonomik sıkıntıyı da çözeriz, uluslararası piyasada Türkiye'yi daha da ileri noktaya taşırız” havasındaydı.
Ayrıca ekonomik krizin her ne kadar “Adalet” ile çözülebileceğini savunmaya çalışsa da Davutoğlu, ilerleyen konuşmalarında ekonominin sadece ve sadece uluslararası ilişkileri iyi tutma gayretiyle bir sonuca ulaştırılacağını da dile getirmiştir.
Oysa biz biliyoruz ki sayın Davutoğlu, bu ülkede Dışişleri Bakanlığı da yaptı.
O dönemde ülkenin ne kadar kötü bir dış ilişki politikasının olduğuna da şahidiz.
**
Kısacası yine söylüyorum;
Davutoğlu, bilgi birikimi yüksek, duygusal ve bir o kadar da merhametli insandır.
Siyasi olarak pek bir yetkinliği yoktur.
Çünkü siyaset karmaşık iş.
Davutoğlu'nun karakteristik yapısına ters.
**
Unutulmamalıdır ki,
Konya halkı bile Davutoğlu'na başbakanlıktan alındığı dönemde sahip çıkmadı.
Şimdi Davutoğlu, bir yol yürüyecekse kime, neye ve nasıl güvenecek?
Kendi memleketinden büyük bir destek almadan yeni bir yola nasıl çıkacak?