Davutoğlu: Çözüm Süreci Sadece Türkiye Değil Bölge İçin De Tek Başarı Hikayesi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin sadece Türkiye için değil bölge için de tek ve en önemli başarı hikayesi olduğunu söyledi. Çözüm sürecinin her ne surette olursa olsun, kim sabote etmek isterse etsin, etmeye çalışırsa çalışsın...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin sadece Türkiye için değil bölge için de tek ve en önemli başarı hikayesi olduğunu söyledi. Çözüm sürecinin her ne surette olursa olsun, kim sabote etmek isterse etsin, etmeye çalışırsa çalışsın mutlaka kararlılıkla sürdürüleceğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, "Çünkü bizim için bu mesele milletimizin bütünleşmesi, milletimizin her kesiminin temsil bakımından siyasi hayat içinde, kültürel hayat içinde, ekonomik hayat içinde yer alması bakımından önemlidir ve ülkemizin bekası açısından kaçınılmazdır. Bu çözüm süreci demokratikleşme ve özgürlük alanlarının genişletilmesine, desteklenmeye devam edilecektir." diye konuştu.

Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Afyonkarahisar'da gerçekleştirilen istişare ve değerlendirme toplantısında üç önemli konu olarak çözüm süreci, dış politika ve ekonomiyi görüştüklerini söyledi. "İstişare insanı kibirden uzak tutar" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: "İstişaremizde küçük bir format değişikliği yaptık ve 3 konuda eş zamanlı olarak derinlemesine tartışma yapma kararı aldık. Bunlardan birisi çözüm süreci ve iş güvenlik reformu, ikincisi; dış politikada bölgemizde yaşanan değişim, üçüncüsü ise küresel ve Türkiye'deki değişim, Türk ekonomisindeki gelişmeler."

Bu görüşmelerde elde edilen sonuçları aktaran Davutoğlu, çözüm sürecine ilişkin şunları söyledi: "Ulaştığımız sonuçlar göz önüne alındığında birincisi çözüm süreci ve iç güvenlik reformu bağlamında dün yapılan toplantıda arkadaşlarımızın ortak aklı şu noktalarda özellikle tebellür etti. Birincisi: Çözüm süreci yüz yıllık bir dünya savaşından sonra açılan yaraları, sadece ülkemizde değil bütün bölgede açılan yaralar itibarıyla söylüyorum. Bu uzun muhasebe döneminden sonra yürütülmekte olan çözüm süreci sadece Türkiye için değil bölgemiz için de tek başarı hikayesidir. En önemli başarı hikayesidir ve her ne surette olursa olsun, kim sabote etmek isterse etsin, etmeye çalışırsa çalışsın mutlaka kararlılıkla sürdürülecektir. Çünkü bizim için bu mesele milletimizin bütünleşmesi, milletimizin her kesiminin temsil bakımından siyasi hayat içinde, kültürel hayat içinde, ekonomik hayat içinde yer alması bakımından önemlidir ve ülkemizin bekası açısından kaçınılmazdır. Bu çözüm süreci demokratikleşme ve özgürlük alanlarının genişletilmesine, desteklenmeye devam edilecektir. Kararlılıkla sürdürdüğümüz bu politikaların özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelen arkadaşlarımızın da gözlemleriyle halkımızda nasıl bir güven uyandırdığını, nasıl bir iyimser, olumlu perspektifle ülkenin geleceğine baktıklarını görmek de bizim bu kararlılığımızı teyit etmek bakımından önemli olmuştur."

Çözüm sürecinde kamu düzenine büyük önem verdiklerini söyleyen Ahmet Davutoğlu, "Çözüm süreci kararlılıkla sürdürülürken kamu düzeni konusunda herhangi bir ihmale, tereddüde fırsat verilmeyecektir. Bunu buradan Afyon'dan, istiklalimizin ve cumhuriyetimizin beşiği olan bu güzel şehirden bir kez daha bütün milletimize söylüyorum ki bu ülkenin her bir santimetrekaresinde sadece ve sadece milletten meşruiyetini almış olan siyasi iktidarın teminatı altında olan kamu düzeni egemen olacaktır her bir bölgede. Kamu düzeni ile çözüm süreci arasında bir tür ikilem oluşturmaya çalışanlara fırsat verilmeyecektir. Ne çözüm süreci bahane edilerek kamu düzeninden taviz verilebilir ne de kamu düzeni provoke edilmek suretiyle çözüm süreci akamete uğratılabilir. Ortak aklımız bize şunu söylüyor, diyor ki; 'Bu milletin her bir ferdini, bu ülkeye, Türkiye Cumhuriyeti devletine aidiyet bağıyla bağlamak bu ülkenin ikbali ve istikbali için temel bir zarurettir. Bu aidiyet bağının zayıfladığı toplumlarda, Suriye'de, Irak'ta, neler olduğunu hepimiz gözlüyoruz. Aslında AK Parti böyle bir aidiyet ve meşruiyetin adresidir." şeklinde konuştu.

AK Parti olarak Afyon’da istişare toplantısı yaparken ana muhalefet partisi CHP’nin de Antalya’da bir toplantı gerçekleştirdiğini anımsatan Davutoğlu, "İki kongre ve iki değerlendirme süreci neredeyse eş zamanlı yapıldı. Bir AK Parti olağanüstü kongresine bakınız, çok önemli görev değişikliğinin yapıldığı kongreye, oradaki vakara, oradaki kararlılığa, oradaki sürekliliğe yeni Türkiye kavramıyla yeniliği ifade ederken aynı zamanda 12 yıllık bir yol arkadaşlığı bağlamında bir de sürekliliği ifade eden kavram ki bunun üzerinde biraz daha durmaya ihtiyaç var. Bir ona bakınız, bir de yaptıkları yanlış tercihlerle cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra türbülansa giren siyasi partilere bakınız özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi'nin olağanüstü kongresine. Her türlü ithamın, hakaretin, karşılıklı olarak yürütülen kampanyaların egemen olduğu bir anlayış. Bizim ve CHP’nin yine eş zamanlı olarak yaptığımız istişare ve değerlendirme toplantılarının konularına, öncesinde yaşananlara ve sürecine bakıldığında aradaki farkın görülecektir. Eğer diğer partiler de bu dönemlerde böyle istişareler yapmış olsaydı şu farkı herkes görecekti: AK Parti'nin istişaresine Türkiye'nin her yerinden katılım var. Her kesim temsil ediliyor, Hakkari'de de var, Şırnak'ta da var, Diyarbakır da var, Edirne'de de, İzmir'de de, Rize'de de, Konya'da da Kayseri'de, herkes her yerden var. Eğer bir ortak akıl üretecekse siyaset, siyaset ortak bir vicdanın eseri olacaksa işte platform burada ama diğer partiler bir araya geldiklerinde sadece ülkemizin bir kesimine ya da bir bölgesine hitap ediyorlar." ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Konuştukları dil, kullandıkları siyasi terminoloji ve sürdürdükleri politikalar hep bir kesimi dışlayan politikalar. HDP'nin en iyi açıklamalarına baktığınızda dahi en barışçıl görünümlü açıklamalarına, bırakın Türkiye'nin bütününü kuşatmayı Türkiye'nin batısında, ortasında yaşayan ve barış içinde diğer vatandaşlarla kardeşleriyle birlikte yaşayan Kürt vatandaşlarımıza dahi hitap etmez. Sadece belli bir bölgedeki vatandaşlarımıza hitap etmeye çalışır ve onunla siyasetin bittiğini düşünür. Siyasetin hedefi de bir kesime ait, kullandığı dil de bir kesime ait. Ya da Milliyetçi Hareket Partisi aynı şekilde bir araya geldiklerinde belli bölgelerin oralardaki o istişarelerde temsil edilmediğini görürsünüz, belli toplumsal kesimlerin. Cumhuriyet Halk Partisi için de bu geçerli. Aslında bu karşılaştırmalar AK Parti'nin kaderiyle Türkiye'nin kaderinin nasıl örtüştüğünü açık bir şekilde ortaya koyuyor. AK Parti kadroları bir araya geldiği zaman dışarıda kimse kalmaz, kimse kendisini dışlanmış hissetmez, kimse kendini ötekileşmiş hissetmez. Dünkü bölümünde çözüm süreciyle ilgili görüşmelerde son derece dinamik bir şekilde süren oturumda Diyarbakırlı kardeşimle bir İzmirli ya da Edirneli kardeşimin nasıl farklı perspektiflerle bazen ama aynı hedefe odaklandığını görmek bizi ümitlendirdi, bir kez daha ümitlendirdi. Aziz milletimizin ümitlenmesi için söylüyorum; her kim ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir dil kullanırsa kullansın, kim hangi kesimi dışarıda bırakırsa bıraksın madem ki AK Parti vardır, bu milletin ortak vicdanı vardır, bu milletin ortak aklı vardır ve olacaktır ve AK Parti var oldukça da bu emaneti taşıdıkça da hangi formatta, hangi şekilde olursa olsun hiçbir vesayetçi, hiçbir paralel yapılanmaya da izin verilmeyecektir. Dün ve bugün süregiden istişarelerimizin ortak aklı bu gerçeğe işaret etmektedir. Çözüm süreci siyasi meşruiyetin nihai kaynağının sadece ve sadece millet iradesi olduğunu ve bu millet iradesini savunmak gerektiğinde AK Parti kadrolarının gerekli çabayı göstereceğini bir kez daha ortaya koymuştur." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri