Davutoğlu: “Büyük bir ekonomik krizin içindeyiz”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, “Türkiye'de bugün değer, ölçü ve kurumsal akıl kalmadı. Çocuklarımızın geleceği için birilerinin bunlara dur demesi gerekir” dedi

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Kanal 42 Televizyonunda yayınlanan Esat Ergener ile İzdüşüm Programına konuk oldu. Davutoğlu, Kanal 42 Televizyonu Genel Müdürü Esat Ergener, Merhaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi Halid Şen ve Yenigün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rasim Atalay'ın sorularını cevaplandırdı.

AYASOFYA İSTİSMAR EDİLİR DERECESİNE GETİRİLDİ

Bugün iktidarın “Kim bana sadık, kim kul köle, kim bana değerlerimi hatırlatmıyor” anlayışı içinde olduğunu söyleyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, “Yine bugün Türkiye'de AK Partili misin değil misin ölçüsü var. Bugünkü iktidar, Türkiye'yi dünyaya kapatmaya çalışıyor” dedi. İktidarın Covid-19 sürecinde kriz yönetimini başaramadığını aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:“Kurumsal akıl böyle mi olur? Sadece bir kişinin aklıyla ülke yönetilmez. Böyle bir devlet anlayışı olamaz. Ülkemizde ölçü, değer, kurumsal akıl kalmadı. İhanet, hakaret ve bu kadar vefasızlık gördükten sonra bizi siyasete tekrar celbeden şey nedir? Büyük bir kriz sarmalının içindeyiz. Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğinin kararmaması adına birilerinin bu gidişat yanlış demesi gerekir. Yine birilerinin iktidara yanlış yapıyorsunuz demesi gerekir. Bedel ödeyerek, bunları söylüyoruz yoksa vazifemizi yapmamış oluruz. Covid-19 sürecinde Türkiye'de çok kötü bir ekonomi politikası yürütüldü. Son derece kötü bir kriz yönetimi yapıldı. Maske dağıtım konusunda, sokağa çıkma yasağı hususunda, üniversitelerin tatil ediliş sürecinde ve daha birçok alanda gerçekten çok kötü bir kriz yönetimi ortaya konuldu. Bu kötü kriz yönetimini unutturmak için de Ayasofya gibi kutsal bir değerimiz neredeyse istismar edilecek ölçüye getirildi. Ayasofya'yı pandemi öncesinde neden açmadılar? Biz, eğriye eğri doğruya da doğru demeyi biliriz. Ayasofya'nın açılması doğru bir karardır hatta geç alınmış bir karardır. Biz, bu kararın arkasındayız. Kimse Türkiye'yi Ayasofya dolayısıyla eleştiremez. AK Parti inandırıcılığını kaybetti. Ayasofya'nın açılması meselesini ben dünya genelinde savunurum ama AK Parti savunamaz çünkü onlar inandırıcılıklarını kaybettiler. Değerlerimizin araçsallaştırılması doğru değil”

YUKARI DA AZARLIYOR AŞAĞI DA!

“Ilgın Çavuşcugöl Mahallesi'nde yaşanan bütün olayın detayı bana sunuldu” diyen Davutoğlu, “Konya'daki arkadaşlarımıza 'Ne oluyor, vatandaş ile konuşun bana rapor edin' dedim. Kaymakamın vatandaşı azarlaması, askerlerin vatandaşa müdahalesi, ne oluyor? Vatandaşın sesini tabi ki yükseltemesi gerekir. Vatandaş haklıdır, haksızdır orası olayın hukuki bir boyutudur. Köylü milletin efendisidir. Kaymakam, vatandaşa efendi gibi bir üslupla yanaşmalı. Yukarıda azarlayacı bir stil olunca, aşağıdakilerde de bu durum görülüyor. Vatandaş azarlanmaz, vatandaş ikna edilir ve vatandaşa bir şeyler anlatılır. AK Parti'ye bu davanın sahibi diye oy veren 28 Şubat mağdurları varya işte biz onların sahibiyiz. Biz, mazlumun güç karşısında ezilenlerin sahibiyiz. İktidar, bu yüzden bizden rahatsızlık duyuyor” şeklinde konuştu.

AVRUPA İLE İLİŞKİLERİ KOPARMAMAK GEREKİR

Avrupa ve İslam Birliği noktasında kendisine yöneltilen soruyu da yanıtlayan Eski Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2005 yılında İşlam İşbirliği Teşkilatı'nın Reform Komitesinin üyesiydim. İslam İşbirliği Teşkilatının bir yerlere gelebilmesi adına en çok ter döken isimlerden biri oldum. İslam Birliği ile Avrupa Birliğini birbirine alternatif olarak görmemek gerekir. İslam dünyası ile işbirliği içinde olmak için Avrupa'yı dışlamamak gerekir. Artık dünya değişti. Avrupa Birliği vize muafiyetini 2016 yılının Haziran ayında alacaktık. Şu günlerde bana en çok parçalanmış aileler ve Avrupa'ya gidemeyenler ulaşmak istiyor. 50'li, 60'lı, 70'li yıllarda değiliz. Bugün Avrupa'da en büyük ikinci din İslam. Milyonlarca vatandaşımız Avrupa'da. Avrupa'nın fiili olarak zaten içindeyiz. Avrupa ile ilişkileri kopararak, o insanlara sahip çıkamayız. Avrupa, bizim kıtamızdır. Asya da bizim kıtamızdır. Serbest dolaşım demek, vize muafiyeti demek. Gümrük Birliğini biz revize etseydik, şuanda Türkiye ekonomisinin yüzde 50'si, 60'ı Avrupa ile ticaret yapıyordu. Böyle bir durum olsaydı, ekonomik kriz bugün önemli ölçüde aşılmıştı. Avrupalı firmalar bugün Türkiye'yi terk ediyorsa bu Türkiye için iyi bir gelişme mi? Bizim artık dünyaya açık siyaset anlayışı belirlememiz gerekir. İrade kullanılacak. Avrupa Birliği ile iletişim sürecine geçildiğinde bu konuya en çok İslam dünyası sevindi. Hiçbir yerden korkmamak gerekir. Kendisine güvenen, her yerde zaten hakkını hukukunu korur.”

COVİD-19 SADECE KRİZİ DERİNLEŞTİRDİ

Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, “Bugün yaşanan ekonomik sorun, Covid-19 süreci ile başlamadı. Covid öncesinde de Türkiye'de bir ekonomik kriz vardı. Tüketilmiş bir ekonomik kaynak vardı. Ben, Başbakanlığı bıraktığımda Dolar 2,85 TL'idi. Şimdi 6,90 TL. İşsizlik son 2 yıl içinde arttı. Türkiye'de önümüzdeki dönemlerde işsizliğin yüzde 25-30'lara, genç işsizliğin de yüzde 40'lara tırmanacak bir seyri var. Başbakanlığı bıraktığımda devletin 49 milyar Türk lirası faiz harcaması vardı. Şimdi faiz harcaması 107 milyar Türk lirasını buldu. Bütçe açığı felaket. Başbakanlığı bıraktığımda 12 milyar Türk lirası bütçe açığı vardı şimdi 117 milyar Türk lirası bütçe açığı var. Yatırım yapmak için dünyanın en riskli ülkesi olarak görülüyoruz. Buraya nasıl gelindi? Covid-19 yoktu. Buraya çok kötü ve cahil bir ekonomi yönetimiyle gelindi. Türkiye'de ülke ekonomisi, aile ekonomisine dönüştü. Covid-19 sadece var olan ekonomik krizi derinleştirdi” diyerek, konuşmasını noktaladı.

MUSTAFA ÜNÜVAR

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri