“Danışan dağ aşmış, danışmayan yolda şaşmış” diyi gözel bi sözümüz var. Hem istişare sünnettir, hatda Gur’an’da emir vardır, yiri gelince farz bile diyebiliriz.
“Akıl akıldan üsdündür” disek, bu da gine dooru, hikmetli bi sözdür.
Onun üçun insanın mevkisi, makamı, sıfatı ne olursa olsun her şiyi bilmesi mümkün deyildir. Bundan dolayı da bilennere danışması icab ider.
Fakat benim bildiğim “danışman” adam, yani gendine “danışılan” adam, belli mevzularda “danışan” adamdan daha üsdün, daha zeki, daha bilgili, tecrübeli olur ki danışmaya değer. Purotokoldakı bi adamın her mevzuyu bilmesi mümkün değil didik. O siyasetle bu makamlara gelmişdir. Hukukda, dış politikada, ekonomide, sanatta… mutlaka birilerine danışması iyi, gözel, isabetli bi durumdur.
Lakin bizim Türkiye’de ööle değil. Belki işin hakgını virenner, bizim didiğimiz gibi bilgisiynen, kültürüynen danışmannık yapan değerli insannar da vardır. Bunnar istisna. Zaten bunnar ağırbaşlılıklarından dolayı çok piyasaya, ekrana çıkıp şaklabanlık yapmazlar. Ağır azem gendine danışan adama bildiklerini akdarı, ağırlığında duru.
Amma sabah ağşam ekrannara çıkan bazı danışman geçinen yinlicekler var ki sorma gitsin. Adamın işi gücü patronuna yağ yakmak. “Danışmannık” sıfatıynan gendine etiket gazandırmak, göze girmek, gariyer yapmak, ilerde daa böyük makamlara gelmek.
Adam “danışman” sıfatıynan çıkıyor ekrana, 24 saat “Benim patronum ööle böyük adam ki sizin aklınız irmez, bakın nası böyük adam o…” diyip taklak atıp duruyor.
Yaav sen hakgaten danışmansan ekranda ne işin var? Otur oku, yaz, bilgi topla, doküman topla, rapor hazırla… ağana takdim it, sorarsa sööle, sormassa süs, haddini bil, işini yap. Sen danışman mısın yoğsa “ziytinyağcı” mı, partinin “propagandisti” misin? Şu Gonyalı halimnen bu yaşdan soğna bana bööle zor kelimeleri bile sööletdiriyon.
Duyduğumuza göre bi çuval da para alıp bu işi yapıyormussun. Hem de ööle bir yirden deyil, 3-5 yirden mayış alarak yağcılık yapıyormussun.
Yazzık günah, aldığın paralarda tüyü bitmedik yitimin hakgı var.
Tabi “danışman”ın kiyfi yirinde. Ya “danışan” ne alem dirseniz, onun da hoşuna gidiyor ki bu cark curk devam idiyor.
Esgi patişahlar ceplerinden para virip adam dutallar, “Mağrurlanma patişahım senden böyük Allah var” diyi bağırtdırıllarmış. Şimdiki patişahlar ise milletin parasından mayış virip “Böyüksün patişahım, en böyük sensin, hem de ne böyük amma…” diyi bağırtdırıyollar.
Bi de kitaplarda diller ki “Esgi patişahlar şööle kötüydü, bööle kötüydü…” Bilmem gari onnar mı kötü, bunnar mı kötü, siz garar virin.
Yavuz Sultan Selim hutbede gendine “Hakimu’l-harameyn” diyen imamın sözünü kesip, “Bundan soğna o lafı duymayım, bana ‘Hakimu’l-harameyn’ deyil, ‘Hadimu’l-harameyn’ diyin” şeklinde ikaz itmiş.
Allah başımıza “Hadim” olacak başlar nasib itsin.