Dağlıca yangını!

Dr. İbrahim Büyükeken

Mehmetçik'e kanlı pusuların kurulduğu Dağlıca'dan dün akşam saatlerinde Hollanda maçı sırasında acı haber geldi. Milli takımımızın 3-0 galibiyetiyle gelen tarihi zaferin sevinci kursağımızda kaldı. Hiçbir maç, hiçbir galibiyet 1 askerimizin canından daha kıymetli değildi. Bugüne kadar nice yiğitler Dağlıca'da, Gabar'da, Aktütün'de hain pusularda şehit oldu...

**

2007 yılının Ekim ayında Dağlıca'da 12 askerimiz şehit edilmişti. 250 kişilik PKK'lı grubun saldırısının ardından 12 askerimizin şehit olmasının ardından Türkiye yas evine dönmüştü. 8 yıl sonra aynı  bölgede yine askerlerimiz şehit oldu. Şimdilik rakamlar tam net değil. 16 şehit diyen de var 21 şehit diyen de var. Şehitlerin sayısı neden açıklanmıyor bilmiyoruz? Memleketin altın gibi evlatları kahpe pusularda şehit düşüyor...

**

Memleket yangın yeri. Yüreğimiz kavruluyor. Ateş öyle acı veriyor ki; tadımız, tuzumuz,  huzurumuz kalmadı. Acının tarifi yok. Kelimeler artık bu acıyı anlatmaya yetmiyor. 2 hafta sonra Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Ramazan Bayramı'ndan bugüne bize her gün Kurban. Kınalı kuzularımızı, gencecik evlatlarımızı kurban veriyoruz ama kimin için? Bu sorunun cevabını verecek yiğit aranıyor. Hani analar ağlamayacaktı?

**

Şehit aileleri tepkili, gaziler tepkili, çözüm sürecine karşı çıkanlar tepkili. Dün 'bebek katilleriyle müzakere olmaz" diyenleri kandan beslenmeklee suçlayanlar, bugün sonuna kadar savaş diyor. Dün "çocuklarınızı askere göndermeyin" diyenler, bugün "Vatan, millet" edebiyatı yapıyor. Terör örgütünün siyasi uzantısı 80 milletvekiliyle Meclis'te ve 2 bakanıyla birlikte Bakanlar Kurulu'nda...

**

Saraylarda mutabakat metinleri imzalayanlar şimdi çıkıyorlar ve "terör örgütü yaptıklarının bedelini ödeyecek" diye açıklamalar yapıyor. Samimi olmadığınızı biliyoruz. Size güvenmiyoruz. Sadece Allah'a ve kahraman ordumuza güveniyoruz. Anadolu'nun tertemiz evlatları gaflet ve ihanet sürecinin kurbanı oluyor. Dağlıca'dan gelen şehit haberleri yüreğimizdeki yangının daha körükledi...

**

Birlikte masaya oturduğunuz kişiler dün de terörden nemalanıyordu bugün de. "Akil Adamlar Heyeti" diye kurduğunuz çadır tiyatrosu bile tutmadı. 40 bin insanımızın katili Bölücübaşı'nı barış güvercini yaptınız. Sayfa sayfa mektuplarını okutturdunuz. İmralı'dan pozlar verdittiniz. Onun rahatlığı için herşeyi düşündünüz ama bir şehit ailesine "ayyıldızlı bayrağı" çok gördünüz..

**

Bu zor günler gelip geçecek ama akan kandan sorumlu olan herkes bu dünyada olmasa bile huzur-u mahşerde hesap verecektir. Konyalı Ahmet'in, Urfalı Mehmet'in, Binbaşı Aslan Kulaksız'ın ve diğer şehitlerimizin günahı neydi? Geride bıraktıkları yetimlerimizin vebalini nasıl ödeyeceksiniz ey çözümcüler? Meydanı bu itlere bıraktınız. Ülkenin altını üstünü silahla doldurdular. Şimdi de "yanlış yapmışız, çözüm süreci hataydı" diyorsunuz ama iş işten geçti artık...

**

Bu saatten sonra "çözüm" diyenin, "müzakere" diyenin dili kopsun. Bebek katillerinin kökünü kurutun. En modern silahlarımızla, uçaklarımızla, Fırtına obüslerimizle dağları, taşları bombalayın ki bu dünyada cehennemi yaşasınlar. Dualarımız kahraman Mehmetçiklerimizle. Onlar Dağlıca'da, Gabar'da, Aktütün'de hain kovalarken, bu vatan için savaşırken bize uyumak bile haram artık.

**

Bu zor günler gelip geçecek, ama bizler için, bu vatan için, ayyıldızlı bayrağımız için şehit olan askerlerimizi, polislerimizi unutmayacağız...Bize bu acıları yaşatanları asla unutmayacağız. Bir daha gaflete düşmeyeceğiz. Zaman ayrılık, gayrılık vakti değil, birlik ve beraberlik zamanıdır...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.