Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesindeyiz, altı gün kaldı. Önümüzdeki pazar günü halkımız cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gidecektir. Heyecan dorukta, adaylar kıyasıya birbiriyle yarışıyor. Hayırlısı bakalım. Halkımız kendine layık bir adayı seçer de ülkemiz ve dünya için hayırlara vesile olur.
Malumunuz üç aday var: Birincisi, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İkincisi, Ekmelettin Mehmed İhsanoğlu. Üçüncüsü, Selahttin Demirtaş’tır.
Seçim propagandası dolayısıyla adayların Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde neler yapacağı konusunda bilgi edindik; böylece üçünü de tanımış olduk.
Muhalefet, adaylar eşit şartlar içerisinde yarışmamaktadır, Sayın Başbakan devletin bütün imkânını kullanıyor, diye menfi propaganda yapsa da adaylar eşit şartlar içerisinde yarışmaktadır.
Muhalefet, yasalara göre Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerekmediği halde milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyerek Sayın Başbakan, Başbakanlıktan istifa etmediği için adaylar eşit şartlar içerisinde yarışmamaktadır, demektedir. Tabii bu durum Sayın Ekmelettin Mehmed İhsanoğlu’nun hanesine eksi puan olarak yazılmaktadır.
Sayın Selahattin Demirtaş, TRT’nin adaylar arasında eşit bir şekilde davranmadığını Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için çok zaman ayırdığını ve Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde TRT Genel Müdürü’nü görevden alacağını söyledi.
Biz burada TRT’yi savunacak halimiz yok; ama Sayın Başbakan, diğer adaylara göre daha çok çalışmakta ve şehir şehir dolaşıp, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde neler yapacağını uzun uzun anlatmaktadır. Bu durumda elbette Sayın Başbakan’ın konuşması, diğer adaylara göre daha çok verilir.
Efendim, söz konusu adayların konuşmalarını alt alta sıraladığımız zaman Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkın beklentilerine ve geleceğine tercüman olmakta ve eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki çizgiyi bariz bir şekilde açığa kavuşturmaktadır. Ayrıca Ortadoğu’da, Balkanlar’da ve diğer beldelerde yaşayan Müslüman halkların duygularına hitap ederek onların istikbaldeki beklentilerine umut vermektedir.
Sayın Ekmelettin Mehmed İhsanoğlu’nun konuşmalarından anladım ki, o, Demirel gibi tam bir statükocu ve eski Türkiye’nin adamıdır. Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Türkiye’nin 50 yıl geriye gideceğini, Doğu’da barış görüşmelerinin sekteye uğrayacağını, şehit cenazelerinin gelmeye başlayacağını, muhalefetin eskiden olduğu gibi bundan nemalanacağını, Türkiye’ye sığınan binlerce Suriyelinin, Irak’ın, Gazze’nin, kısacası Ortadoğu’nun ve Balkanların ve bütün İslam dünyasının geleceği Batı’nın inisiyatifine terk edileceği anlaşılmaktadır.
Sayın Selahattin Demirtaş’ın konuşmalarından anladım ki O’nun Türkiye’nin tümünü kucaklayamayacağını, Ortadoğu, Balkan ve dünya Müslümanlarının sorunlarına muhalefet gibi yaklaşacağını anladım.
Sayın okuyucum, Cumhurbaşkanı adaylarını değerlendirdik, oyunu buna göre kullanmanız, ülkemiz, İslam âlemi ve dünya için daha hayırlı olacağı kanaatindeyim. Hoşça kalın.