“Gerçeklerin eninde sonunda bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır”
Sinema filmlerinde veya televizyon dizilerinde ya da gazete, dergi yazılarında sıkça duymuş olabileceğiniz bu sözü özellikle hatırlatarak başladık ki bu sürecin sonunda bir defa daha aldatılmış olmayalım toplum olarak.
Unvanları kendilerinden büyük olan akademisyenler ile işlerine gelmeyen herkesi provokatör, terörist ve kamu dizenini bozucu devlete düşman komplo teorisyeni olarak suçlayanlardan başkalarını da dinler iseniz bu arada gerçekleri görmüş olabilirsiniz.
Bu tür arada bir de olsa görmüş olabileceğiniz diğer gerçeklerden hatırlatmak istediklerimizi şöyle sıralayalım:
COVİD 19 aslında kendi yağında kavrulan zavallı bir halde yarı ölü, yarı canlı, grip ailesine mensup bir virüstür.
Bakmayın siz televizyonlardaki her yere ulaşan, bulaşan, hoplayan, zıplayan virüs ifadelerine.
Tıpkı kardeşleri, Amcaları, dayıları, kuzenleri ve diğer akrabaları gibi.
Gerçi siz onların bir kısmını önceden geçen yıllardaki korkularınızla tanımıştınız ya.
Sars gibi, mers gibi, ebola gibi, zika gibi, H1N1 gibi, ya da Asya gribi, İspanyol gribi, çin gribi, kuş gribi, domuz gribi adlarla.
Veya hani şu yüzbinlerce yerli ve milli tavukları bir gecede katlettirip de yerine Avrupa’dan uçak dolusu cins(!) yumurta ithal ederek yeni nesil tavukları ürettiren grip var ya işte o.
Aslında kısaca ifade etmek gerekirse 21. yüzyıl insanlık için tam anlamı ile bir virüs çağı oldu.
Bu yeni virüs de en fazla onlar kadar etkili. Fakat temel bir farkı var. Covid 19 diğerlerinden biraz daha fazla laboratuvarda kaldığı için biraz daha öldürücü kabul ediliyor.
Bu sebeple beni olduğundan fazla gösterebilmek için adını ''COVİD 19'' koydular.
Bu fiyakalı isimle hepsinden bulaşıcı ve hepsinden çok daha tehlikeli bir virüs oldu çıktı.
Bütün dünya da bu hikâyeye inanmış görünse de sakın ola propagandaya inanıp olduğundan yani gelip geçici olduğundan daha fazla değer verip bu hikâyeye inanmayın.
Çünkü Covid 19 adını kullanarak bütün insanlığa dünya çapında bir tuzak kuruyorlar.
Dertleri de Covid 19 u falan değil, bütün insanlığı küresel polis devleti kurarak kontrol altına almak.
Şimdi şu geçen bir yıla yakın zaman içinde insanlığa kurulan bu tuzak sonunda geldiğimiz yeri ve olan biteni bir daha hatırlatayım:
- Şehirlerimizi açık ceza evlerine, evlerimizi ise kapalı ceza evlerine çevirdiler.
-Sabah akşam ellerindeki basın yayın organlarından yaptıkları yayınlarla düşüncelerinize hüküm ettiler tabir caiz ise esir ettiler kendilerine.
.-Yalan tutanaklarla ölü sayısını abarttılar, sıradan ölümleri bile Covid 19 yazdılar.
- İnsanların pek çoğunda bu yayınlar sonucunda oluşan korku ile panik atak oluşturarak her söylediklerini doğru kabul edip kendilerine itaat etmeye zorladılar.
- Korku imparatorluğu kurarak en temel insani özgürlükleriniz özgürlüğünüz elinizden alındı.
- Henüz grip aşısı ile ilacı bile tam olarak bulunamamışken 6 aylık bir sürede dünya nüfusunu azaltmakta kullanacaklarını düşündükleri MRNA aşıları yanında inaktif aşılarını da faz 3 denemeleri bile yapılmadan insanlara yaparak TRANSGENİK İNSAN ÜRETMEYİ DÜŞÜNDÜKLERİNİ GÖSTERDİLER.
- Yüzyıllardır savaşlar, açlık ve insanlarda kalıcı sakatlıklar bırakan aşılardan ölenlerden arta kalan insanları bu defa P(L)ANDEMİ KORKUSUYLA DAHA KOLAY ÖLDÜREBİLECEKLERİNİ HESAPLADILAR.
-5G teknolojisini kullanarak dijital dünyaya geçiş yapacaklar böylelikle robotik yaşam hız kazanacak ve insan gücü geri dönüşü olmayan bir biçimde devre dışı bırakılacaktır.
-Pandemi bahanesi ile eninde sonunda isteyen ve istemeyen her kese kanun gücü ile CHİP takarak toplumları daha kolay yönete bileceklerdir çünkü İsteyerek veya istemeyerek buna mecbur edileceksiniz.
HA UNUTMADAN… ÜST ÜSTE TAKMIŞ OLMALARINA RAĞMEN SAĞLIK PERSONELİNİ KORUYAMAYAN AMA SİZİ KORUYACAĞINA İNANDIRILDIĞINIZ MASKENİZİ TAKMAYI UNUTMAYIN.