50 yılı aşkın bir süre milletimiz uyaran merhum Erbakan hocamızın karın tokluğuna diye tarif ettiği firavunî kölelik düzeninin yeni versiyonu Corona virüs masalı ile bu defa dünya ölçeğinde sahneye konuldu.
Virüs denen illet ister kendiliğinden ortaya çıkmış olsun isterse de bazı kişiler tarafından dile getirildiği gibi laboratuvar ortamında üretilmiş olursa olsun dünya egemenleri tarafından kendi şeytani düzenleri için kullanıldığı görülüyor.
Bu lanetli kişilerin kurmaya çalıştığı dünya hegemonyası için zamanında görmezden geldiğimiz bazı sözleri hatırlatmakta yarar var.
1959-1973 yılları arasında New York valisi olan ABD'nin 41. başkan yardımcısı Nelson A. Rockefeller’in ABD Başkanlık Seçimi Kampanyası sırasında söylediği "Din ortadan kalkacak ve inananlar yok edilecek ya da hapse atılacak. İnsana ve aklına tapılan yeni bir din olacak, herkes bu yeni dine inanacak." Sözleri belki bu düzenin ilk işaret fişeği idi ama insanlar görmezden geldiler.
“Muhtemelen geleceğin dünya düzeni uluslardan meydana gelen bir aile olacaktır." Diye ABD Başkanı George Bush’un sözleri de aynı işaret fişeğinin bir benzeri idi.
Özellikle dikkat edilmesi gereken diğer iki sözden ilki ise “İnsanlar özgürlüklerini Kontrol Edenlere teslim edecek çünkü planlanmış bir kıtlık ya da savaş baskısı gibi bir takım ciddi vakalar olacak." Diyecek kadar ileri giden Yeni Dünya Düzeni, yazarı A. Ralph Epperson’a,
İkincisi ise Fyodor Mihayloviç Dostoyevski ‘nin Büyük Engizisyoncu kitabından alıntı yaptığı "O zaman geldiğinde insanlar özgürlüklerini biz yöneticilerin ayakları altına atacak ve 'bizi köleniz yapın, yeter ki ekmeğimizi verin' diyecekler." Sözleri ile varmak istedikleri hedefi "21. yüzyıl Dünya Egemenlerinin çağı olacak." Şeklinde açıklayan Aldous Huxley’e aittir.
Bu sözleri vakti zamanında ciddiye almayan ve oynan büyük oyunu bir türlü anlamak istemeyen toplumlar öyle bir zaman geldi ki devlet düzenlerinin değişmesine paralel olarak aile düzenlerinin değiştiğini ve geçmişte karşı çıktıkları Eşcinsel evliliklerin yasal hale geldiğini, ailelerin çocuklarını yetiştiremeyecek bir hale geldiğini, neredeyse tüm kadınların evlerini ikinci plana atarak iş hayatına atılmaya gayret ettiğini, ev hanımlığının terk edilerek elde edilecek serbesti için boşanmalarım kolay hale geldiğini gördüler.
Anadan atadan kaldı denilerek kötülenen eski hayat şeklinin önceden planlanmış formatta bir hayata evirilmesi için toplumlara peş peşe bir dizi parça parça yutturularak hazmettirilen bu zehirli lokmaları yutan toplumlar gerçekte yaşanan değişiklikten haberleri olmadan kendilerine bu düzeni dayatanları iktidar yapmışlardır.
Her ne kadar Corona pandemisi dünyada 2020 yılında başlamış olsa da bizim Milletimiz için dininden, tarihinden, ahlak ve kültüründen koparılma pandemisi başlayalı yirmi yıldan fazla oldu.
Daha açıkçası Sovyetlerin yıkılması ile ortaya çıkarılan tek kutuplu dünya düzeninin küresel hegemonya aktörü olmakla görevlendirilen Amerika ile imzalanan stratejik ortaklık virüsü ile başladı bizim için gerçek pandemi.
Öyle ki önce Irak sonra Libya ve Suriye Libya kuzey Afrika ve genişletilmiş orta doğu projesiyle yakıp yıkılıp parçalanırken bütün bir İslam âlemi ile birlikte biz naklen savaşları hiçbir kaygı duymadan seyreder olduk.
Müslüman bünyeler üzerine o güne kadar hiç görülmemiş ölçüde öylesine bir uyutucu ve uyuşturucu politikalar yürütülmeye başlandı ki tabir caiz ise o güne kadar kabul ettikleri her fikir ve düşünce alt üst edilerek faizi dünya gerçeği, zinayı ise toplumun gerçeği olarak görmeye başlayan Müslümanlar 2023 de büyük Osmanlı tekrar kurulacak hayalleri ile önlerine bir sirk aynası konan varlıklar haline dönüştürüldüler.
Domuzun kasaplık et olmasına itiraz edenler bu propaganda sağanakları sonrasında ETCEP denilen ahlaksızlığın başlangıcı sayılan lanetli İstanbul Sözleşmesini bile itirazsız kabul eder hale geldiler.
Bir zamanlar neredeyse toplu olarak karşı çıktıkları Ergenekon ile yüz yılı aşkın süredir yeraltında olan mafya ve çeteleri bile legal hale getirdiler.
Maalesef bütün bunlar acısını unutturmak için sünnet çocuğu karşısında hokkabaz oynatan şaşkınlar gibi milletin karşısına devlet eliyle palazlandırılarak dikilen basın yayın organlarında yer verilen köşe yazarları ve internet ortamındaki ücretli trol ordusu ile gerçekleştirildi.
Bu millet geçmişte yaşadığı karanlık günleri ve fetret devirlerini nasıl geride bırakmış ise bu günleri de geride bırakacak elbette.
Bu günlerin gelip geçici olduğunu ve corona pandemisi nedeniyle yoğun bakımda yatanların büyük bir çoğunluğu nasıl sağlığına kavuştuğunda sevinç duydular ise bizde öyle bir sevinç dönemi yaşayacağımıza inanıyoruz.
Belki onların dediği şekilde büyük Osmanlı geri gelmeyecek.
Ama eminiz ki bu milletin inancı her türlü pandemiyi ortadan kaldıracak yegâne ilaçtır ve bu ilaç eninde sonunda bu milletin bünyesindeki tüm yabancı virüslere karşı olduğu gibi yerli ve milli olarak tanıtılmaya çalışılan virüslere karşı da tesirini gösterecektir.