Massoudfoundation...
Ahmet Şah Mesudun vakfı, mescit vakfı…
Ahmet Şah Mesud vaktiyle Taliban'a ve Sovyet işgaline karşı direnmiş bir komutan... Sovyet karşıtı...Lakabı Pençşir aslanıydı.
Şimdi Pençşir bölgesinde Taliban'a karşı direnen kişi ise Ahmet Şah Mesudun oğlu Ahmet Mesud, ona da Pencşir aslanı 2 diyorlar. 32 yaşında olan Ahmet Mesud Londra'da eğitim almış, Massoud vakfının CEO’sudur kendisi. Massoud vakfının Amerika Colaroda eyaletinde ve Avusturya'da ofisleri var. Şu an Taliban'a direnen bu genç direnişçinin bir Fransız hayranı olduğunu söyleyelim, bunu hem Fransız gazetesine verdiği röportaj üzerinden kimlerden bu direnişte yardım istediği hususunda ispatlamış olalım. Ahmed Mesud, "Washington Post" gazetesindeki makalesinde, "Amerika, bir kez daha Taliban'la yüzleşmeye hazır olan savaşçıları destekleyerek büyük bir demokrasi cephaneliği olmaya devam edebilir" dedi. Ahmed Mesud, bu yirmi yıl boyunca Amerikalılar ve Afganların ortak "idealleri ve mücadeleleri" paylaştığına inandığını belirtti.
Mossaud vakfının sitesi us. uzantılı. Sitenin içinde Amerika ile iş birliği ile ilgili tanıtımlar var. NATO’dan yardım isteyen Ahmet Mesud’un karşısında kim duracaktır. Elbette Rusya duracaktır, buradan ulaşacağımız şey bölgede ki savaş Taliban ile direnişçiler arasında değil NATO ABD ile Rusya arasında bir mücadeledir.
Afganlarla konuştuğum kadarıyla Ahmet Mesut’un direnişi hoş görülmüyor, çünkü Ahmet Mesud’un yabancıların güdümünde ve uşağı olduğu söyleniyor. Bilhassa Fransa'nın...Taliban güdümsüz mü peki, orası da ayrı bir konu. Taliban ile Pencşir arasındaki mücadelede taraflar az çok belli, kimin kimi desteklediği de açık seçik ortadadır.
★★★
Aslan kaplan lakapları kullanılınca aklıma Pencşir aslanı lakabından sonra Çöl Aslanı lakaplı Ömer Muhtar geldi. Ömer muhtarı az çok duymuşsunuzdur, Libya'da İtalya ve Çad’da Fransız birliklerine işgaline ve sömürgesine karşı 22 yıl boyunca mücadele etmiş, Fransa ve İtalya'ya kök söktürmüş, işgalci birlikleri her seferinde mağlup ederek püskürtmüş bir mücahitti. Lakabı Çöl Aslanı idi. Şimdi Pencşir’dekinin lakabı da aslan, Ömer muhtarın lakabı da... Birisi Fransa ve İtalya’dan yardım istiyor, diğeri de 22 yıl boyunca bunlarla mücadele ediyor savaşıyor ve sonunda yakalanıp idam ediliyor. Kimin aslan kimin kaplan olduğuna siz karar verin.
Çakalların böl parçala yut yapanların kim olduğu belli açıkçası. Bir yerde cellatlarına el açan Ahmet Mesut, diğer yanda “bana gelince cellatlarımdan uzun yaşayacağım”, diyen Ömer muhtar. Gerisi size kalmış...
Çocukken bir oyun oynardık. İsmini hatırlamıyorum. Toprağa yuvarlak bir daire çizip kaç kişiyle oynayacaksak ona göre eşit oranda çizerek daireyi bölerdik. Birisi eline değneği alır yukarı atardı. Değnek yere düşene kadar diğerleri kaçabildiği kadar kaçardı. Değneğin yere düşmesini bekleyen değneği yakalar yakalamaz bağırırdı ve kaçanlar olduğu yerde dururdu. Sonra değneği yakalayan kaçanlardan gözüne kestirdiğini değnekle vurmaya çalışırdı. Vurabilirse dairede belirlenen sınırlardan o değnekle vurduğu kişinin alanını çizmeye çalışıp toprağının sahibi olurdu. Değneği kaşına gözüne yiyen genelde Müslüman milletler, çizilen oynanan, işgal edilen gene Müslüman topraklarıdır. Değneği atanlar ise sömürgeci çıkar ülkeleridir. Çocukken oynadığımız bu oyunu kim icat etti bilmiyorum, sonradan biraz araştırdım ama bulamadım. Tam İngiliz oyunu gibi, sömürmeyi çok severler…bilen, hatırlayan varsa yazsın. Değneği atanlardan yardım istenmez.