Çocuklarımızı biz ve okul birlikte eğitiyoruz diyenlere, yanılıyorsunuz veya geçti o günler denilebilir.
Kabul etsek de etmesek de, çocuğumuzu artık biz eğitmiyoruz.
Okul denilen, yetersiz kurumlar eğitiyor.
Çevre ve arkadaş denilen, mahalle baskısı eğitiyor.
Televizyon denilen, algı kutusu eğitiyor.
İnternet ve sosyal medya denilen, dijital canavar eğitiyor.
Bunlar abartı. Çocukları aileler ve devlet eğitir diyenleredir sözümüz.
Geçti o devirler. Ya da dünyadan haberiniz yok sizin.
Veya suçunuzu kabul etmemek adına, kafanızı kumdan çıkaramıyorsunuz.
Açın televizyonlarınızı ve tek merkezden idare ediliyor gibi, neredeyse birbirinin aynısı olan haber bültenlerinden kafanızı kaldırın ve siz yokken hangi kanalların seyredildiğini görmek için, kumandada kayıtlı olan diğer kanallara bir bakın.
Veya uslu dursun, rahatsız etmesin diye neredeyse 5 yaşındaki çocuğunuzun elindeki telefonu almaya kalkıştığınızda, çocuğunuzun çıldırmış gibi bağırıp çağırmasına neden olan çizgi filmlerde, öğretilmeye çalışılan konuşma diline bir bakın.
Çocuklarımız birbirlerine hitap ederken ve ayrılırken ise birbirlerine yabancı dildeki kelimelerle hitap diyorlarsa, anlayın ki çocuklarımızı yabancı kültürlerin tesiri altına terk etmişiz demektir.
Veya çocuklarımız oyunları esnasında gücünü göstermek için “karanlıklar prensi” veya kızdıklarında “kafana sıktırma” diyorlarsa, çocuklarımızı kaybettik anlamına gelmektedir.
Daha vahimi de:
Alın telefonunuzu elinize, internete girin ve “Çizgi filmlerde subliminal mesajlar” diye aratın, karşınıza çıkacak bilgilere ve mesaj sayısına şaşıracaksınız.
Hiç şaşırmayın. Bu hale biz getirdik bu nesli.
Çünkü artık çocuklarımız aileleri ve okulları yerine sosyal medya tarafından eğitiliyor, hatta yönetiliyor.
Bizim yanlış tercihlerimiz sebebiyle ailede anne babanın, okullarda ise öğretmenin bir hükmü kalmadı.
Kendi elimizle ailesine, büyüklerine, okuluna, öğretmenine, çevresine ve toplumuna karşı duyarsız, vicdansız, merhametsiz, saygısız ve hatta ahlaksız bir nesil yetiştirdik.
Çocuğum zararlı ve zararsız olanları ayırabiliyor deme lüksümüz yok ve bu gidişle sonumuz hiç de hayra alamet değil.
Artık olan oldu, yapacak pek bir şey de yok diye düşünmemiz ve zararın neresinden dönersek kardır düşüncesiyle, toplum olarak sesimizi yükseltmek gerekiyor.
Nereden başlamak gerek diyenler için başlangıç noktası olarak, devlet ve hükümet yetkililerinin sadece çocuklarımızın izlediği çizgi filmlerde değil, neredeyse TV de yayınlanan tüm filmler ve dizilerde, özellikle de yabancı kaynaklı film ve dizilerindeki 25. Karelerin engellenmesini isteyebiliriz.
25. kare de ne demeyin, öncelikle öğretmeninden, okul idarelerinden sorun öğrenin.
Ya da bazıları gibi 25. kare diye bir şey yok diyorsanız, çocuğunuzu sizin ve okulu tarafından eğitildiğini iddia etmeyin.
Bu çizgi filmler veya diziler, eskiden bizim çocukluğumuzda da vardı şimdi de var diyenlere söylenecek söz şimdiki halimizdeki fark, o günkü yanlışların sonucudur deriz.
Daha kötüsünü önlemek için çocuğumuzun elinden telefonu, odasından televizyonu alamıyorsak, en azından ne yapıyor veya neleri izliyor takip edelim ki, kendi başına bıraktığımızda YouTube storylerine asla dalıp gitmesin, hele ki asla yabancı kanallardaki filmleri olur olmaz şekilde izlemesin.
Ancak böylelikle Rockfeller ve Rothshildlerin başını çektiği küreselciler ile uluslararası çetelerin mensubu olanların tv, medya, internet gibi dijital âlemler yoluyla ve çocuklarımız aracılığıyla evimizi ve ülkemizi teslim almalarını önleyebiliriz.
FARKINDA MIYIZ?
Okullarda yaygınlaştırılan eğitimin dijitalleştirilmesine karşı değiliz, ama her şeyde olduğu gibi bu konuda da, fazlanın zarar olacağına inanıyoruz.
Televizyon ve sinema konusu da bundan farklı değil.
Film ve dizilerde ahlâk diye bir mefhumun kalmaması bir tarafa, tarihi denilen dizlerde bile bu milletin kültürüne uygun giyim kuşam göremiyorsunuz.
En büyük yanlışımız ise;
Bu eksik ve yanlışlıklar o kadar güzel anlatılıyor ve o kadar güzel bir şekilde empoze ediliyor ve bütün bunlar çok normal şeylermiş gibi, çoluk çocuk ailecek birlikte seyredilmesinde bir sakınca görülmemesidir.