Yetim Babası Şark Fatihi Kazımkarabekir Paşa’nın “Vatanı korumak, çocukları korumakla” başlar sözün bugünlerde daha fazla anlamlı geldi…
**
Ülkemizin dört bir yanından çocuklara yönelik şiddet, taciz, akran zorbalığı gibi haberler geliyor. Haberlerin bir kısmını tam teyit edemiyoruz, ama bunun konusu edilmesi bile insanı çok rahatsız ediyor…
**
Mersin’de 12 yaşındaki bir kız öğrenci düşük notları yüzünden kendisiyle dalga geçen arkadaşını okul tuvaletinde bıçaklayarak, öldürdü…
**
Konya’da bir lisede yaşanan taciz olayının utancını yaşadık bu hafta. Okul müdürlerinin de tacize yardım ve yataklık ettiği iddialar arasında… Şehrin imajı adına susarak, büyük vebale girdiğimizin farkındayım…
**
6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi iddiaları da çok rahatsız edici. Bu olayın doğruluğu hala teyite muhtaç. Bu olay doğruysa kopsun kıyamet artık demekten başka sözüm olamaz…
**
Ülkemizin ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız büyük bir şiddet sarmalının içerisinde. Sadece okullarda, yurtlarda değil aile içinde şiddetin önüne geçilemiyor…
**
Sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir yanında çocuklara tacize ve istismara uğruyor. Çocuklar savaşlarda ölüyor, yokluğun ve açlığın pençesinde bir hayat sürüyor…
**
Dünyanın hiçbir yerinde çocuklar böyle bir hayatı hak etmiyor. Onlar kirlenmiş ve bozuk bir düzenin en masumları… UNICEF gibi kuruluşlar icraat değil laf üretmekten öte geçemiyor…
**
SANAL ZORBALIK TEHLİKESİ BÜYÜYOR!
Teknolojinin da gelişmesiyle çocuklarımız sanal zorbalığın da pençesine düşmeye başladı. Sadece gerçek dünya değil sanal dünyada kötü insanlarla dolu…Maalesef; sanal dünyada da çocuklarımızı koruyamıyoruz…
**
Maalesef; aileler gerek iş yoğunluğundan gerek ilgisizlik yüzünden evde çocuklarıyla ilgilenemiyor. Çocuklarımızın ellerine akıllı telefon vermeyi büyük bir marifet sanıyoruz…Akıllı telefonlar akılsız bir neslin yetişmesine neden oluyor!!
**
Ama onların ne izlediğini, nerelere girip çıktığını takip edemiyoruz. Son yıllarda sanal zorbalık vakalarında rekor bir artış yaşanıyor. Ailelerin ve eğitimcilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor…
**
ŞEHRİN İMAJINI KİM BOZUYOR?
Konu şiddetten açılmışken, Konya’nın son haftalarda adının şiddet olaylarıyla anılmasının artık önüne geçilmeli. Konya’nın adının her gün sosyal medyada olumsuz anılmasından çok yorulduk…
**
Kritik yerlerde görev yapacak kişiler konusunda ince eleyip, sık dokumak lazım. Liyakat esas alınmalı. Senin benim adamım yerine liyakate önem verilmelidir. Liyakatsizlik başımıza daha büyük felaketler açacak gibi…
**
Barınaktaki köpeklere yönelik şiddet olayının ardından Konya ile ilgili olumsuz haberlerinin ardı arkası kesilmedi. Konya yerel basını olarak bu tür olayları şehrin imajı bozulmasın diye görmemeyi tercih ediyoruz…
**
Doğru mu yapıyoruz? Yanlış mı yapıyoruz? Diye bazen kendime soruyorum. Sorunları görmezden gelerek, bu sorunların büyümesine neden olduğumuz için yanlış yaptığımızı düşünüyorum…
**
Sonra elin oğlunun eline malzeme verince sadece ülkeye değil dünyaya maskara oluyoruz. Şehrin imajı adına bazı gerçekleri görmezden gelmemek, şehre zarardan başka bir şey vermez…
**
Çünkü; gerçeklerin ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır. Son zamanlarda kendime en çok Konya’nın imajını kim bozuyor? Sorusunu soruyorum… Suskunluk sarmalı bu ülkenin ve şehrin en büyük sorunlarından biri haline geldi…