Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nazmi Zengin yaptığı açıklamada, geçen günlerde UNİCEF'in yayınladığı ''Dünya Çocuklarının Durumu 2009'' raporunda Türkiye ile ilgili çarpıcı bilgilerin yer aldığını belirtti.
Raporda, doğum öncesi bir kez sağlık kuruluşuna baş vurma oranının Türkiye'de yüzde 80'lerde olduğunun yer aldığını ifade eden Zengin, en az dört kez başvurma oranının da yüzde 54 olarak belirlendiğini ifade etti.
Prof. Dr. Zengin, bu rakamların Türkiye'de hamile kadınların sağlık kontrollerinin düzenli aralıklarla yapılması konusunda henüz istenen yerde olmadığını gösterdiğini vurgulayarak, ''Çocuklarımızın yüzde 90'ından fazlasının aşılandığını görmek sevindirici, ancak tetanoz için aşı uygulanan yeni doğanların oranı yüzde 69, 5 yaş altında zatüre olan çocuklarımızın uygun sağlık kuruluşuna götürülme oranı 2000-2007 arasında yüzde 41 olarak tespit edilmiş. Yine aynı yaş grubunda ishal için uygun tedavi olan ağızdan sıvı verilme oranının yüzde 19'larda olması bu alanlarda önemli çabaların sarf edilmesinin gereğine işaret ediyor'' dedi.
BEBEK ÖLÜMLERİNDE 104. SIRADAYIZ
Raporda yer alan, Türkiye'de 5 yaş altı bebek ölümleriyle ilgili bilgilere dikkati çeken Prof. Dr. Zengin, şunları kaydetti:
''UNİCEF'in dünya çocuklarının durumu ile ilgili yayınladığı rapordaki 2007 verilerine göre 5 yaş altı ölümler açısından dünyada Panama ve Tonga'nın ardından 104. sırada bulunuyoruz. Bu alanda 1990'dan bu yana dünyada en hızlı iyileşmeyi gerçekleştiren üç ülkeden biriyiz. 1990'da her bin bebekten 82'si beş yaşına gelmeden kaybedilirken 2007'de bu oran 23'e düşmüş. Yüzde 72'lik bu azalma sağlık personelimizin özverili çalışmaları, toplumumuzun anne ve çocuk sağlığı alanında bilinçlenmesi ve yoksulluğun azalması sayesinde elde ettiğimiz büyük bir başarıdır. Ancak daha alacağımız çok yol olduğunu da bilmemiz gerekiyor.''
Kadınların hamilelik ve doğumla ilişkili nedenlerden ölüm oranının da raporda 2000-2007 yılları arasında binde 29 olduğunun belirtildiğini anlatan Prof. Dr. Zengin, her 880 kadından birinin yaşamı boyunca aynı nedenlerden dolayı ölüm riski altında olduğunu, bu oranının sanayileşmiş ülkelerdeki orandan yaklaşık 10 kat fazla olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Zengin, değinilmesi gereken bir başka konunun da hükümetlerin bütçeden savunma ve eğitime ayırdıkları pay olduğunu dile getirerek, raporda 1997-2006 yılları arasında Türkiye'de bütçeden sağlığa ayrılan payın yüzde 3 olarak belirtildiğini bildirdi.
Bu oranın yüzde 14 olan dünya ortalamasından çok düşük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zengin, ''Bu noktada hemen akla (Bu kadar düşük bir bütçeyle nasıl oluyor da büyük başarı sayılabilecek bazı ilerlemeler sağlanabiliyor) sorusu gelebilir. Bu durum hükümetçe genel bütçe dışından yapılan sağlık harcamaları, vatandaşın cebinden yaptığı ödemeler ve kuşkusuz sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarıyla açıklanabilir'' diye konuştu.
Raporda, doğum öncesi bir kez sağlık kuruluşuna baş vurma oranının Türkiye'de yüzde 80'lerde olduğunun yer aldığını ifade eden Zengin, en az dört kez başvurma oranının da yüzde 54 olarak belirlendiğini ifade etti.
Prof. Dr. Zengin, bu rakamların Türkiye'de hamile kadınların sağlık kontrollerinin düzenli aralıklarla yapılması konusunda henüz istenen yerde olmadığını gösterdiğini vurgulayarak, ''Çocuklarımızın yüzde 90'ından fazlasının aşılandığını görmek sevindirici, ancak tetanoz için aşı uygulanan yeni doğanların oranı yüzde 69, 5 yaş altında zatüre olan çocuklarımızın uygun sağlık kuruluşuna götürülme oranı 2000-2007 arasında yüzde 41 olarak tespit edilmiş. Yine aynı yaş grubunda ishal için uygun tedavi olan ağızdan sıvı verilme oranının yüzde 19'larda olması bu alanlarda önemli çabaların sarf edilmesinin gereğine işaret ediyor'' dedi.
BEBEK ÖLÜMLERİNDE 104. SIRADAYIZ
Raporda yer alan, Türkiye'de 5 yaş altı bebek ölümleriyle ilgili bilgilere dikkati çeken Prof. Dr. Zengin, şunları kaydetti:
''UNİCEF'in dünya çocuklarının durumu ile ilgili yayınladığı rapordaki 2007 verilerine göre 5 yaş altı ölümler açısından dünyada Panama ve Tonga'nın ardından 104. sırada bulunuyoruz. Bu alanda 1990'dan bu yana dünyada en hızlı iyileşmeyi gerçekleştiren üç ülkeden biriyiz. 1990'da her bin bebekten 82'si beş yaşına gelmeden kaybedilirken 2007'de bu oran 23'e düşmüş. Yüzde 72'lik bu azalma sağlık personelimizin özverili çalışmaları, toplumumuzun anne ve çocuk sağlığı alanında bilinçlenmesi ve yoksulluğun azalması sayesinde elde ettiğimiz büyük bir başarıdır. Ancak daha alacağımız çok yol olduğunu da bilmemiz gerekiyor.''
Kadınların hamilelik ve doğumla ilişkili nedenlerden ölüm oranının da raporda 2000-2007 yılları arasında binde 29 olduğunun belirtildiğini anlatan Prof. Dr. Zengin, her 880 kadından birinin yaşamı boyunca aynı nedenlerden dolayı ölüm riski altında olduğunu, bu oranının sanayileşmiş ülkelerdeki orandan yaklaşık 10 kat fazla olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Zengin, değinilmesi gereken bir başka konunun da hükümetlerin bütçeden savunma ve eğitime ayırdıkları pay olduğunu dile getirerek, raporda 1997-2006 yılları arasında Türkiye'de bütçeden sağlığa ayrılan payın yüzde 3 olarak belirtildiğini bildirdi.
Bu oranın yüzde 14 olan dünya ortalamasından çok düşük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zengin, ''Bu noktada hemen akla (Bu kadar düşük bir bütçeyle nasıl oluyor da büyük başarı sayılabilecek bazı ilerlemeler sağlanabiliyor) sorusu gelebilir. Bu durum hükümetçe genel bütçe dışından yapılan sağlık harcamaları, vatandaşın cebinden yaptığı ödemeler ve kuşkusuz sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarıyla açıklanabilir'' diye konuştu.