Son günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kürtajı yasaklayacağız’ demesi ile Türkiye gündemine oturan, tüm kesimlerin konuştuğu kürtaj meselesine Şefkat-Der’den de tepkiler gelmeye başladı. Şefkat-Der’in düzenlemiş olduğu toplantıya, Şefkat-Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan ve tecavüze maruz kalması sonucu çocuğunu dünyaya getiren ve hayati tehlikesi bulunduğu için kimliği gizli tutulan bir kadın katıldı. Hayrettin Bulan, kişileri toplumun kürtaja zorladığını iddia ederek, “Bir genç kız veya kadın tecavüze maruz kaldığında ailem, çevrem ve toplum beni ve doğacak olan çocuğumu istemez diyor ve çocuğun aldırmak istiyor. Oysa ki devletin bu kişiye sahip çıkması lazım. Kişinin kendisinin ve doğacak olan çocuğunun kimliğini saklı tutmalı, kişi çocuğuna bakamayacak durumda ise bu çocuğu ondan alıp, ya çocuk esirgeme kurumuna ya da çocuğa bakmak isteyen bir aileye verilmelidir. Ama durum ne olursa olsun anne karnındaki bir çocuk doğmadan önce kürtaj yolu ile alınmamalıdır. Bu doğmamış çocuğun haklarını ihlal etmektir. Kimsenin buna hakkı yoktur” dedi. Bazı ailelerin çocuklarının engelli olacağı için kürtaj yaptırdığını da söyleyen Bulan, “Engelli doğacak diye anne karnındaki kâinatın en günahsız, ne masum, en güçsüz canlısına kürtaj yapılması insanlık suçudur. Utanç vericidir. Bu sadece şu anda hayatta olan bütün doğuştan engelli ve sonradan engelli olan insanlarımıza değil, tüm insanlığa yapılan bir hakarettir” ifadelerini kullandı. Tecavüz sonucu hayata getirdiği çocuğunu göremediğini söyleyen kimliği gizli kadın da, “Çocuğumu dünyaya getirmemi istemiyorlardı. Ben onlara karşı yinede çocuğumu dünyaya getirdim. Çocuğumu benden aldılar, bana göstermiyorlar. Beni dışladılar. Şu anda da hayati tehlikem olduğu için de çocuğumu göremiyorum. Çocuğumu kürtaj ile aldırmamı istediler ama ben bir anne olarak ona kıyamadım” diye konuştu.
MUSTAFA ÖZÇELİK