İki yıl önce evlenen R.A. ve N. A. çifti, aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle boşanmak için mahkemeye başvurdu ve ayrı yaşamaya başladı. Bu sırada hamile olan N.A., ikamet ettiği Ankara’daki ailesinin yanında doğum yaptı. Boşanma davası süren ve eşinin doğum yaptığından haberi olmayan R.A., yakınlarından çocuğunun olduğunu ve isim olarak ise kayınpederinin adı olan ‘Cömert Eymen’ konulduğunu öğrendi. Kayınpederinin eşiyle ayrılmalarına vesile olduğunu iddia eden ve bu nedenle oğluna ‘Cömert’ isminin verilmesine karşı çıkan R.A., konuyu mahkemeye taşıdı.
R.A., 2013 yılında N.A. ile evlendi. Ancak ikili aralarındaki sorunlar sebebiyle geçinemedi. R.A., eşinden boşanmak için Eskişehir 2. Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. Hamile olan N.A. da eşinin yanından ayrılarak Ankara’daki ailesinin yanına gitti ve burada yaşamaya başladı. Boşanma davası sürerken N.A., Ankara’da ailesinin yanında doğum yaptı ve bu doğumdan ayrı yaşadığı eşi R.A.’yı haberdar etmedi. Ayrıca N.A., dünyaya getirdiği oğluna aralarındaki boşanma davası süren ve bu nedenle ayrı yaşadığı eşi R.A.’ya haber vermeden babasının adı olan ‘Cömert Eymen’ ismini koydu. Ardından nüfus dairesine giderek çocuğuna ‘Cömert Eymen’ ismiyle nüfus cüzdanı çıkarttı. Bir oğlunun dünyaya geldiğini ve adına ‘Cömert Eymen’ koyduğunu duyan ve şaşkına dönen R.A., durumu doğrulamak için nüfus müdürlüğüne gitti. Nüfus kayıt örneği çıkarttığında oğluna kendisinden habersiz’ Cömert Eymen’ isminin konduğunu öğrendi. Ancak R.A., ‘Cömert’ adının kayınpederinin ismi olduğunu ve kendisinin eşiyle boşanmalarına sebep olan kişi olduğu gerekçesiyle duruma tepki gösterdi.
R.A., oğlunun eşiyle ayrılmalarına sebep olan kayınpederinin ismi olan ‘Cömert’ adıyla anılmasına rıza ve muvafakati olmadığını belirterek durumu yargıya taşıdı. Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuran R.A., oğlunun isminin nüfus müdürlüğüne kaydedildiği sırada her hangi ismin konulacağı konusunda tarafına sorulmadığını kaydetti. R.A., 2 şahit ve nüfus kayıt örneği ile birlikte mahkemeye yaptığı başvurusunda, Medeni Kanun'un 339. maddesine göre ‘Çocuğun adını ana ve babası koyar’ hükmün olduğunu, boşanmak üzere olan eşi N.A.’nın bu kanuna aykırı davranarak çocuklarına kendisinin rızasını almadan isim koyduğunu vurguladı. R.A., mahkemeden oğluna verilen ismin kendi rızası alınmadığı için değiştirilmesini isteyerek "Nüfusa 'Cömert Eymen' olarak kaydedilmiş olan oğlumun isminin 'İsmail Ömer' olarak değiştirilmesini ya da sayın mahkemenin Türk örf ve adetlerini uygun göreceği bir isim ile değiştirilmesini için iş bu davanın açılmasına zarureti hasıl olmuştur." talebinde bulundu. Şimdi ilgili mahkeme, R.A.’nın başvurusu üzerine Medeni Kanun'un 339. maddesine göre ‘Çocuğun adını ana ve babası koyar’ uyarınca çocuğu yeni bir isim koyması bekleniyor.
R.A.’nın avukatı Emre Kurtoğlu, Medeni Kanun'a göre çocuğun ismini anne ve babanın birlikte aldıkları karar doğrultusunda koymaları gerektiğini söyledi. Anne ve babanın aynı isim üzerinde anlaşmış olmaları ve bunun üzerine anlaştıkları ismi koymaları gerektiğini belirten avukat Emre Kurtoğlu, “Burada R.A.’nın çocuğunun isminin konmasında rızası, onayı ve bilgisi yoktur. Bu nedenle R.A., çocuğuna kendisinden habersiz isim verilmesine karşıdır. Bu nedenle mahkemeye başvuruldu." diye konuştu.
Bu başvuru üzerine artık çocuğa mahkemenin bir isim koyacağını anlatan Avukat Kurtoğlu, şöyle dedi: "R.A., annenin çocuğu babasının ismini vermesini istemiyor. Hukuki sürecin sonunda çocuğun ismini artık mahkeme belirleyecek. Mahkeme çocuğu her hangi bir ismi verebilir. Çocuğun ismi konusunda takdir mahkemenin. Mahkeme gerekli incelemeyi yapıp, sonunda bu isim meselesini karar bağlayacak. Bu bakımda dava ilginç. Türkiye’de bu tür çocuk ismi konusundaki davalar çok nadir yaşanıyor."
Türkiye’de çocuklara isim verilmesi konusunda hep kadınların mağdur olduğunu savunan avukat Kurtoğlu, "Çünkü çoğu zaman anne doğum yaptıktan sonra hastanede yatarken baba bir isim üzerinde anlaşmadan gidip hemen çocuğa istediği ismi koyup, nüfus çıkartıyor. Anneler de durumu ve kanunları bilmediği için çocuğun ismi tek tarafın isteğiyle verilmiş oluyor." şeklinde konuştu. Kurtoğlu, oysa Türk Medeni Kanunu'nun 339. maddesine göre çocuğa ismi anne ve babanın anlaşarak koyması gerektiğini vurguladı. CİHAN