Çocuğu TV'ye alıştırmayın!

Birçok aile çocuklardaki iştahsızlık problemiyle boğuşuyor. “Çocuğum yemek yemiyor” deyip hekime başvuranların sayısı hayli fazla. Ailelere tavsiyelerde bulunan Dr. Hülya Kartekin, “Çocukları TV ve videoya alıştırmayın” dedi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Kartekin, çocukların beslenme alışkanlıkları ve çocuklardaki iştahsızlık problemi hakkında tavsiyelerde bulundu. İştahı yiyeceklere karşı duyulan istek olarak tanımlandığını belirten Kartekin, “İştah bilinçli bir istek olup daha önce yiyecek ile olan deneyimlerden, besinin görünümünden olumlu veya olumsuz olarak etkilenir. İştahsızlığın çocuklar için en önemli sonucu büyümelerinin olumsuz yönde etkilenmesidir. Çocukluk çağında iştahsızlık ve yeme problemleri nedeniyle doktora başvuran normal çocukların oranı yüzde 20-35 arasında değişmektedir. Gelişme geriliği olan çocuklarda ise bu oran yüzde 33-90 olarak bildirilmektedir” diye konuştu.

İŞTAHSIZ ÇOCUK SAYISI FAZLA

İştahsız çocuk sayısının hayli fazla olduğunu dile getiren Kartekin, “Aileler, 'Benim çocuğumun iştahı az ne yapmalıyım?' diye bize soruyor. Çoğu kez annelerin çocuklarından bekledikleri beslenme davranışıyla çocuğun beslenmesi ve büyümesi farklı olabilir. Örneğin anne bebeğini ilk aylardaki ağırlık artışına bakarak yaşamın ikinci 6 ayında da aynı ağırlık artışını bekleyebilir. Anneler bebeklerinin iştahsızlık olduklarını ve deyim yerindeyse hiçbir şey yemediklerine ifade etmelerine karşı çoğu zaman çocuğun büyümesi yaşına uygun bulunur. Öncelikle  iştahsızlığın bir nedene bağlı olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Bunun için iyi bir öykü alınması, tam bir fizik muayene yapılması ve temel laboratuar tetkiklerinden yararlanması gerekir. Orta kulak iltihabından, demir eksikliği, diş çıkarma, parazit ve çölyak hastalığına kadar pek çok hastalık çocuğun iştahını etkileyebilir” diye konuştu.

ÇOCUĞA KARŞI TUTARLI OLUN

Kartekin, ailelere şu önerilerde bulundu: “Başta süt olmak üzere kola, meyve suyu, çay ve su gibi içeceklerin tüketim sıklığı ve miktarı belirlenip, gerekirse yemekten 1 saat önce verilmemelidir. Günlük 2 bardaktan fazla süt tüketmemeli. Yemek porsiyonları anne isteğine göre değil, çocuğun tüketebileceği miktarda olmalı. Çocuk kendi yemek isteğinde özgür bırakılmalı, saygı duyulmalıdır. Yemek saatleri düzenli olmalı,aralarda iştahı kesebilecek besinler verilmemeli, aile bireyleri çocuğa karşı tutumu tutarlı olmalıdır. Yemek gerekirse çocuğun ilgisini çekecek şekilde süslenmeli,çocuğa besinlerin yararları oyunlarla anlatılmalı ve onun seçim yapmasına izin verilmelidir. Kalabalık ortamda veya arkadaşlarıyla yemek yemesi çocuğu olumlu etkiler. Televizyon ve video gibi yöntemlerin kullanılmamasına dikkat edilmelidir.”

SÜREKLİ ÖDÜLLENDİRMEYİN

“Çocuğa sürekli ödül vermeyin” diyen Kartekin, “Çocuk yemeğini kendi yiyebilecek yaşta ise kendi kendine yemesine fırsat verin. Döke saça da olsa kendisinin yemesini sağlayın. Çocuğun yemeğini yediği durumlarda çocuğa ödül vermeyin. Çünkü çocuk yemek yemeyi ödül aracı olarak görür ve her öğün sizden ödül ister. Ödül vermediğiniz durumlarda bende yemeğimi yemeyeceğim diyebilir. Yemek saatlerinde mümkünse ailecek sofraya oturun. Böylece çocuk sizi de görerek örnek alır. Ayrıca sofrada sohbet ederek  yemek yerseniz çocuk için yemek saati eğlenceli bir hal alır. Çocuğa yemek yedirmeden en az 1 saat önce sıvı tüketimi azaltın. Çocuğa yemeği sunarken görsel anlamda daha özen gösterirsek çocuk daha iştahlı yer. Hazırladığınız kekleri,kurabiyelerin içinde kuru meyve, yağlı tohumlar,elma,havuç gibi sebze ve meyveleri  koyarak besini zenginleştirebilirsiniz. Seviyor diye sık sık aynı besinlerin pişirilmesi,yemeğe karşı isteksizliğe ve çeşitli bahaneler üretilmesine yol açar” ifadelerini kullandı.

KERİM ATICI merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri