400 yıllık Xian'daki Ulucami, tipik bir Çin mimarîsi... Etrafı avlularla kapalı, çok ufak kubbeli ve minareleri olan bu mabed, ramazan aylarında sahura kadar ilim öğretilen bir medreseye dönüşüyor.
Caminin girişinde ise "Müslüman olmayan içeri giremez" yazıyor...
Dışarıdan baktığınızda burayı bir Budist tapınağı sanabilirsiniz, ancak bu mekân Çin'in en eski camisi olan Xian'daki Ulucami.
Bu tarihi cami, her akşam teravih namazı kılmak için gelen Çinli Müslümanlarla dolup taşıyor. Cami, gündüzleri Kur'an-ı kerim öğrenmeye gelen çocuklara ev sahipliği yapıyor. Akşama doğru avluda bir hareketlilik gözleniyor. İftar hazırlıklarına başlayan Müslümanlar, Çin usulü yemeklerini avluda açtıkları sofraya dizip iftar saatini bekliyor. Buhar mantısı (Baozı), et suyunda kuzu etiyle birlikte haşlanan ekmek (Yangrou Paomo) ve buharda pişen güllü pirinç tatlısı onların favorisi.1000 yıllık Niucie Camisi de Çinli Müslümanların 30 gecesi 30 bayram yaşadığı bir diğer mekân. Avluda oruç açanlar daha sonra camiden ayrılmayarak akşam, yatsı ve teravih namazını hep birlikte kılıyorlar.
Caminin külliye kısmında Kur'an-ı kerim öğretiliyor ve ilmihal dersleri veriliyor. Caminin imamı Ali Nur El Huda aynı zamanda Pekin İslam Derneği Başkanlığını yapıyor. Çin'in İslam'a uzak kaldığını düşünmediğini söyleyen Huy asıllı İmam, "Vatan sevgisi imandandır. Biz Çin'in bir parçasıyız, ayrı değiliz, ülkemize olan aşkımız da inancımızın bir parçasıdır" diyor. Ülke genelindeki tüm camilerde benzer görüntüler yaşanırken, tüm iftar ve organizasyonlar camilerde imece usulü yapılıyor ve iftar saatleri panayır yerine dönüyor. Her caminin mutlaka misafirhanesi bulunuyor.