Geçen Çarşamba günü Cezayir asıllı Fransız vatandaşı iki Müslüman genç kardeş, Fransa’da yayınlanan adı geçen dergiye bir saldırı düzenleyerek 12 kişiyi öldürdü. Bunun üzerine Fransız polisi bu iki genci üç gün sonra bir matbaada kıstırarak öldürdü.
CHARLE HEBDO Dergisi, Garbın değerlerini koruyan ve kollayan ateist bir dergidir. Bu sebeple bu dergi zaman zaman âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin karikatürlerini çizerek O’na hakaret etmektedir, O’nu terörist ve kadın düşkünü olarak göstermektedir… İslâm âlemi buna tepki gösterdi ve bu dergiyi uyardı; fakat bu dergi tepkilere kulak asmadı ve yayın politikasını sürdürmeye devam etti. Mahkemeye verildi, Fransız mahkemesi fikir hürriyeti diyerek dergiyi cezalandırmadı. Dergi Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimize hakaret etmeye ve İslâm dinini küçük düşürmeye devam etti.
İki gencin dergiyi basarak 12 kişiyi öldürmesini biz de uygun görmüyoruz; fakat dünya devletleri, adı geçen dergiyi ve bu dergiyi destekleyen Fransa’yı kınamalıydı ve geçen pazar günü kırk ülkenin devlet ve hükümet Başkanları’nın Paris’te yürüdüğü gibi yürümeliydi ve bir mahkeme kurup adı geçen dergiyi ve Fransa’yı yargılamalıydı; bu olmadı. Olması da mümkün değildi…
Yakında İslâm âlemi bir mahkeme kurup adı geçen dergiyi ve Fransa’yı yargılayacağını ümit etmekteyiz; çünkü İslâm’ın âmir hükmü budur. İslam hukukuna göre, bir dergi İslâm peygamberine bu şekilde hakaret ederse, İslâm devleti harekete geçer, dergiyi ve bu dergiyi destekleyen devleti yargılar ve gereken cezayı verir.
İslâm peygamberinin karikatürünü çizip hakaret etmenin ve İslâmî değerlere saldırmanın fikir ve basın hürriyetiyle yakından ve uzaktan hiçbir ilgi ve alakası yoktur. Garp filozofları mütenahi (sonlu varlık) namütenahi (sonsuz varlık) hakkında görüşlerini açıklamışlar ve açıklamaya devam etmektedirler. İslâm dünyası bir şey diyor mu? İslâm âlimleri de bu konuda görüşlerini beyan etmişler ve etmeye devam ediyorlar. Bu derginin yaptığı bu şekilde değil, güzel ahlak sahibi ve bütün insanlık için güzel örnek ve güzel bir model ve aydınlatıcı bir kandil olan Hz. Peygamberi insanlığın gözünden düşürerek Batı medeniyetini dünyaya hâkim kılıp zulmünü sürdürmektir.
Kur’an-ı Kerim’de, Yahudi’nin İslâm’ın en şedid düşmanı olduğu, Hıristiyanların ise Allah’ın dinini eğri gösterdiği ifade edilmektedir. İnkâr edenlerin mallarını insanları Allah yolundan alıkoymak için harcadıkları ve harcayacakları dile getirilmektedir. Güçleri yeterse Müslümanları dinlerinden vazgeçirinceye kadar savacaklarından bahsedilmektedir. Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla Müslümanlardan razı olmayacakları açıklanmaktadır.
Bu bağlamda ABD, nükleer silahlar vardır yalanıyla Irak’ı işgal etti ve milyonlarca Müslüman’ı katletti. 11 Eylül’ü bahane ederek Afganistan’ı işgal etti ve binlerce Müslüman’ı katletti ve katletmeye devam etmektedir. Batı’nın ileri karakolu durumunda olan terörist İsrail, masum Filistin halkını dünyanın gözü önünde 1948’den beri katletmektedir, Türkiye dışında kimsenin gıkı çıkmamaktadır. Zalim Esad’a destek verip masum Suriye halkını katleden de Batı’dır. PKK’ya yardım eden de Batı’dır. Kendi vatanını, kendi toprağını korumaya çalışanlara terörist damgası vuran da Batı’dır.
Bitmedi; Kral Faysal’ı, Pakistan Devlet Başkanı Ziyaü’l- Hakk’ı ortadan kaldıran ABD’dir. Suçları(!) İslâm birliğinden bahsetmeleridir. Bu durumda en büyük terörist kimdir? Batı değil mi? ABD değil mi?
Onun için dünya artık kendine gelmeli, hâkim güce haddini bildirmeli ve “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek Birleşmiş Milletleri dizayn etmeli ve masum müslim ve gayrimüslim halklar korunmalıdır.