Çocuklarımız, gençlerimiz ve insanımız adına yapılan her türlü hayır çalışmalarının yanında olduğumuzu her fırsatta belirtiyoruz. İhtiyaç sâhibi insanların ihtiyaçlarına koşmak, mağdur olan insanlarımızın mağduriyetlerinin sona ermesi için taşın altına konan bir el olmak, batağa düşmüş insanlarımızı oradan çekip çıkarmak ya da her ne durumda olursa olsun insanımıza hayır ve güzellik telkin etmek, onlara faydalı olmak ve kendilerinin de etraflarına hayırlı hizmetler yapmasını temin etmek adına böylesi ortamları hazırlamak hem devletin hem de yapabilirsek bizlerin görevidir diye düşünüyoruz. Bu türde icra edilen çalışmaları yakinen tâkip ederek sizlere duyuruyoruz. Hayırlı çalışmaların yayılmasına sebep olur düşüncesiyle bu seferde sizlere, herhangi bir vesileyle cezâevlerinde bulunan kardeşlerimiz için devletin yaptığı güzel çalışmalardan bahsetmek istiyoruz.
Kartal Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler için rnahkûmiyet, meslek sâhibi olmak için bir fırsat olmuş durumda. Spordan yağlıboyaya, hazır giyimden bilgisayara hatta halkoyunlarına kadar onlarca kursun bulunduğu cezâevinde gün sayan 680 hükümlünün derslerden volta atmaya vakti kalmamış durumda. Spor hocasının sigara bırakma kampanyası yürüttüğü kurumda mahkumların üçte biri okullu.
Kartal H Tipi Ceza İnfaz Kurumu, okuma-yazma öğrenenden yüksek lisans yapana kadar birçok mahkûm için âdeta bir okul olmuş. 680 hükümlünün bulunduğu cezâevinde kalanların 200'ü öğrenci. Sâdece eğitimle değil, kendine has tescilli 'Kartal-C’ markası ve 10 ayda 6 mahkuma sigarayı bıraktıran hocalarıyla da Kartal Cezâevi tam anlamıyla bir sosyal sorumluluk örneği. Yakında Florya Akvaryum'da sergilenecek 24 bin parçalık dev yapboz ise yine burada gün sayan bir mahkum tarafından yapıldı.
Kartal Cezâevi’nin beden eğitimi hocası, yaklaşık 10 ay önce mahkumlara ‘sigarayı bırakma kampanyası’ başlattı. Sigaranın en fazla tüketildiği bir yerde, yalnızca kendine değil birlikte vakit geçirdiği mahkumlara faydalı olmaya çalışan hoca, mahkûmlara bol bol spor yaptırmakla birlikte sigaranın vücuda verdiği zararları anlatarak kısa zamanda 6 mahkûma sigarayı bıraktıran spor hocası; ‘Mahkumlar için bizler birer model oluyoruz. Bizim yaptığımız olumlu bir hareket onların da olumlu adımlar atmasına vesile oluyor.’ Diye konuştu. Bunların yanı sıra el becerisi adına da mükemmel faaliyetler yürütülüyor bu cezâevinde. İşte örnekleri;
Kartal Ceza İnfaz Kurumu mahkumlarından biri olan Ramazan D. cezaevine 10 sene önce ilkokul mezunu olarak gelmiş. Ancak burası onun için volta atıp zaman öldürülen bir yer olmak yerine bir ilim yuvası olmuş. Dışarıda maddi imkânsızlıklar ve geçim derdi nedeniyle okuma imkânı bulamayan mahkum, tâlihsiz bir durum nedeniyle cezâevine düşmüş. İlkokul mezunu olarak cezâevine girdikten sonra açık öğretim lise ve sonrasında üniversitede kamu yönetimi bölümünü bitirmiş. Tek bir üniversiteyle yetinmeyip ikinci üniversiteyi de kazanan Ramazan D. şimdi Beykent Üniversitesi Emlak Yönetimi son sınıf öğrencisi. ALES'ten iyi puan alan Ramazan Bey'in önümüzdeki sene hedefi ise yine kamu yönetimi üzerine yüksek lisans yapmak. Cezâevinin vakit öldürülen yer değil okul olarak görülmesi gerektiğini belirten Ramazan D. ‘Burada birçok insanın volta atmaya bile vakti olmuyor, yeter ki insan kendini geliştirmek istesin.’ diye konuşuyor.
Kurum, kendi ürettiği ebru desenli kravat ve fularları 'Kartal-C’ markası ile tescil ettirmiş. Kravat ve fular yapımında kullanılan saten kumaşların ebru baskıları da buradaki atölyede yapılıyor. Eşarp piyasasına girmeyi de planlayan cezâevi, ürünlerini 10 lira gibi uygun bir fiyata satıyor. Deri atölyesindeki çalışmalar ise EZİO Deri Sanayi tarafından gönderilen usta bir öğretici tarafından yürütülüyor. 40 hükümlü tarafından kemer ve deri yapımı gerçekleştiriliyor. A101, De Facto, Hakmar, BİM gibi ünlü mağazaların deri kemer ve cüzdanlarını üreten atölye ayda 70 ila 80 bin parça ürün çıkarıyor. Mahkumlara günlük 4 ile 8 lira arası ücret ödeniyor. Anlaşmalı çalışılan markaların logosu dahi buradan basılıp hazır bir şekilde firmalara teslim ediliyor. Türkiye'nin en çok parçalı yap-bozu 24 bin parça ile Kartal Cezaevi'nde. Bir ay gibi kısa bir sürede yapılan yap-boz önümüzdeki günlerde İstanbul'daki Florya Akvaryum'da sergilenecek.
Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki tutuklu ve hükümlüler de, el sanatları ve meslek atölyelerinde ürettikleri eserlerle hem meslek öğreniyorlar hem de ek gelir elde ediyorlar. Kurum Müdürü, Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun 2000 yılında Adâlet Bakanlığının iyileştirme çalışmaları kapsamında oda sistemine dönüştürüldüğünü belirtti. Cezâevinde açtıkları kurslara tutuklu ve hükümlülerin yoğun ilgi gösterdiğini ifâde eden yetkili; ‘Bilgisayar, el sanatları, sıhhi tesisat, satranç, okuma yazma ve kadınlara yönelik ebru sanatı ile kapı kolu atölyesi ve spor kursuna toplam 233 hükümlü ve tutuklu katılıyor. Hükümlü ve tutuklu 512 kişinin yaklaşık yüzde 25'i, açık öğretim ve açık lise sınavlarına hazırlanıyor. Bu atölyelerde kuruma bağlı 11 personel görev yapıyor.’ diyerek bilgiler verdi. Kurum yetkilisi, atölyelerde meslek öğrenmek veya çalışmak isteyen tutuklu ve hükümlülere izin verildiğini belirterek, hükümlülerin el işi atölyelerinde ürettikleriyle kazanç elde ettiklerini vurguladı.
Adâlet Bakanlığının verdiği destekle tutuklu ve hükümlülerin bir sanat sâhibi olmaları için yoğun çaba gösterdiklerini anlatan ilgili şöyle devam etti; ‘Tutuklu ve hükümlülere bu tür etkinlikleri yaptırmak üzere 4 ayrı atölyemiz var. Yaptıkları ürünleri pazarlamakta sıkıntı çekiyoruz. Kendi imkanlanmızla kermeslerde ve sergilerde hükümlü ve tutuklular adına satış yapıyoruz. Adliye binâsı girişinde kurulan stantlarda da satış yapıyoruz. Faaliyetlerimizi iş yurdu etkinlikleri kapsamında değil de 'hobi atölyesi' adı altında yürütüyoruz. Üretimlerini onlar adına pazarlıyoruz. Sipariş üzerine de çalışabiliyorlar. Hükümlü ve tutuklunun yanında personelin de bu iş atölyelerine katkıları oluyor.’ Dedi.
Bilgisayar kursuna katılan hükümlüler, kurumun âdeta bir nimet olduğunu belirterek, ‘Cezâevinde bilgisayarla tanışacağımızı hayal bile edemiyorduk. Dışarı çıktığımızda, 'çocuklarımız, torunlarımız bize bilgisayar öğretebilir' diye beklerken kurumumuzun bize böyle bir kurs açması çok sevindirici. Bunun yanında kursa katıldığımız için maddi olarak bir destek de geliyor.’ dedi. Kapı kolları atölyesinde çalışan hükümlüler de 7 yıldır bir firma adına kapı kolları yedek parçası yaptıklarını anlatarak, ‘Burada hem gelir elde ediyoruz hem de vaktimizi üreterek geçiriyoruz. Ailemize yük olmuyoruz.’ Diye konuştular.
Bütün bu çalışmalar keşke her cezâevinde gerçekleştirilse ne güzel olur! Mahkumların moralleri düzelir içinde bulundukları ortamın menfiliklerinden biraz olsun kurtulmuş olurlar. Meşgûliyetler acıyı unutturur. Çalışmalar bununla da bitmiyor. Bu sefer de farklı bir boyutu sunacağız oralardan sizlere.
Halk arasında 'gardiyan' olarak bilinen infaz koruma memurları, çocuk mahkûmlar için koğuşlara girdi. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, UNICEF işbirliğiyle küçük mahkumlara tutsaklıklarını unutturacak 'AR-DEF' isimli bir proje geliştirdi. Koruma memurlarının sabah kahvaltısından yatma saatine kadar çocuklarla birlikte olduğu projede cezâevi, aktivite ve eğitimlerle dışarıdan farksız hâle getiriliyor. Ekip lideri, 'ağabey' rolü üstlenerek sosyal hayâta daha sağlıklı adapte olmalarını sağlıyor.
Projenin uygulandığı Maltepe Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu'nda 36 koğuşun 21’inde ekip lideri olarak infaz koruma memuru bulunuyor. Görevli memur, güne çocuklarla yaptığı kahvaltıyla başlıyor. Her çocuğu, kendisi için ayrı olarak belirlenmiş kurs ve eğitimlere yönlendiren ekip lideri, öğlen yemeğinde yine çocuklarla buluşuyor. Çocuklar da görevli ağabeylerini çok sevdiklerini dile getirerek ‘Dışarıda görmediğimiz ilgiyi buradaki abi ve ablalarımızdan görüyoruz.’ Diye konuşuyorlar.
Kurum Müdürü de; 'ARDEF ve geliştirilen birçok proje ile cezâevlerinde büyük değişiklik yaşandığını belirtiyor. Cezâevi bünyesinde 15 çeşit kurs olduğunu söyleyen Yetkili, çocuk cezâevinin diğerlerinden en büyük farkının, burada çocukların cezâevinde olduğu hissinin en aza indirilmesi olduğunu söylüyor.
Kurum psikologu ise; cezâevindeki çocukların yüzde onunun ailesinin ziyârete gelmediğini ve birçoğunun evsiz olduğunu ifâde ediyor. Bu nedenle çocuklarla birebir ilgilenilmesinin son derece önemli olduğuna değinen kurum psikologu; ‘Çıkardığımız risk ve ihtiyaç analiziyle çocuğun röntgenini çekerek, ona özel bir yol haritası çıkarıyoruz. Ve sonrasında çocukların kişiliğine göre özel eğitim ve iyileştirme programı hazırlıyoruz.’ diye konuşuyor. Projenin bir sonraki hedefi ise grup koçlarının 3 vardiya şeklinde 24 saat çocuklarla berâber olması. Kısa adı ‘ARDEF’ olan ‘Yasalarla İhtilâfa Düşen Çocuk ve Ergenler için Araştırma ve Değerlendirme Formu’ öncelikli olarak; Ankara, Antalya ve Maltepe Çocuk ve Gençlik Ceza ve İnfaz kurumlarında 3 yıl önce uygulamaya başlandı.
Hakikaten bu faydalı çalışmaları yapan ilgilileri kutluyoruz. Gayret bizden Tevfik Cenâb-ı Hak’tan değil mi?
Kartal Cezaevi’nde kalan tutuklu ve hükümlüler için rnahkûmiyet, meslek sâhibi olmak için bir fırsat olmuş durumda. Spordan yağlıboyaya, hazır giyimden bilgisayara hatta halkoyunlarına kadar onlarca kursun bulunduğu cezâevinde gün sayan 680 hükümlünün derslerden volta atmaya vakti kalmamış durumda. Spor hocasının sigara bırakma kampanyası yürüttüğü kurumda mahkumların üçte biri okullu.
Kartal H Tipi Ceza İnfaz Kurumu, okuma-yazma öğrenenden yüksek lisans yapana kadar birçok mahkûm için âdeta bir okul olmuş. 680 hükümlünün bulunduğu cezâevinde kalanların 200'ü öğrenci. Sâdece eğitimle değil, kendine has tescilli 'Kartal-C’ markası ve 10 ayda 6 mahkuma sigarayı bıraktıran hocalarıyla da Kartal Cezâevi tam anlamıyla bir sosyal sorumluluk örneği. Yakında Florya Akvaryum'da sergilenecek 24 bin parçalık dev yapboz ise yine burada gün sayan bir mahkum tarafından yapıldı.
Kartal Cezâevi’nin beden eğitimi hocası, yaklaşık 10 ay önce mahkumlara ‘sigarayı bırakma kampanyası’ başlattı. Sigaranın en fazla tüketildiği bir yerde, yalnızca kendine değil birlikte vakit geçirdiği mahkumlara faydalı olmaya çalışan hoca, mahkûmlara bol bol spor yaptırmakla birlikte sigaranın vücuda verdiği zararları anlatarak kısa zamanda 6 mahkûma sigarayı bıraktıran spor hocası; ‘Mahkumlar için bizler birer model oluyoruz. Bizim yaptığımız olumlu bir hareket onların da olumlu adımlar atmasına vesile oluyor.’ Diye konuştu. Bunların yanı sıra el becerisi adına da mükemmel faaliyetler yürütülüyor bu cezâevinde. İşte örnekleri;
Kartal Ceza İnfaz Kurumu mahkumlarından biri olan Ramazan D. cezaevine 10 sene önce ilkokul mezunu olarak gelmiş. Ancak burası onun için volta atıp zaman öldürülen bir yer olmak yerine bir ilim yuvası olmuş. Dışarıda maddi imkânsızlıklar ve geçim derdi nedeniyle okuma imkânı bulamayan mahkum, tâlihsiz bir durum nedeniyle cezâevine düşmüş. İlkokul mezunu olarak cezâevine girdikten sonra açık öğretim lise ve sonrasında üniversitede kamu yönetimi bölümünü bitirmiş. Tek bir üniversiteyle yetinmeyip ikinci üniversiteyi de kazanan Ramazan D. şimdi Beykent Üniversitesi Emlak Yönetimi son sınıf öğrencisi. ALES'ten iyi puan alan Ramazan Bey'in önümüzdeki sene hedefi ise yine kamu yönetimi üzerine yüksek lisans yapmak. Cezâevinin vakit öldürülen yer değil okul olarak görülmesi gerektiğini belirten Ramazan D. ‘Burada birçok insanın volta atmaya bile vakti olmuyor, yeter ki insan kendini geliştirmek istesin.’ diye konuşuyor.
Kurum, kendi ürettiği ebru desenli kravat ve fularları 'Kartal-C’ markası ile tescil ettirmiş. Kravat ve fular yapımında kullanılan saten kumaşların ebru baskıları da buradaki atölyede yapılıyor. Eşarp piyasasına girmeyi de planlayan cezâevi, ürünlerini 10 lira gibi uygun bir fiyata satıyor. Deri atölyesindeki çalışmalar ise EZİO Deri Sanayi tarafından gönderilen usta bir öğretici tarafından yürütülüyor. 40 hükümlü tarafından kemer ve deri yapımı gerçekleştiriliyor. A101, De Facto, Hakmar, BİM gibi ünlü mağazaların deri kemer ve cüzdanlarını üreten atölye ayda 70 ila 80 bin parça ürün çıkarıyor. Mahkumlara günlük 4 ile 8 lira arası ücret ödeniyor. Anlaşmalı çalışılan markaların logosu dahi buradan basılıp hazır bir şekilde firmalara teslim ediliyor. Türkiye'nin en çok parçalı yap-bozu 24 bin parça ile Kartal Cezaevi'nde. Bir ay gibi kısa bir sürede yapılan yap-boz önümüzdeki günlerde İstanbul'daki Florya Akvaryum'da sergilenecek.
Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki tutuklu ve hükümlüler de, el sanatları ve meslek atölyelerinde ürettikleri eserlerle hem meslek öğreniyorlar hem de ek gelir elde ediyorlar. Kurum Müdürü, Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun 2000 yılında Adâlet Bakanlığının iyileştirme çalışmaları kapsamında oda sistemine dönüştürüldüğünü belirtti. Cezâevinde açtıkları kurslara tutuklu ve hükümlülerin yoğun ilgi gösterdiğini ifâde eden yetkili; ‘Bilgisayar, el sanatları, sıhhi tesisat, satranç, okuma yazma ve kadınlara yönelik ebru sanatı ile kapı kolu atölyesi ve spor kursuna toplam 233 hükümlü ve tutuklu katılıyor. Hükümlü ve tutuklu 512 kişinin yaklaşık yüzde 25'i, açık öğretim ve açık lise sınavlarına hazırlanıyor. Bu atölyelerde kuruma bağlı 11 personel görev yapıyor.’ diyerek bilgiler verdi. Kurum yetkilisi, atölyelerde meslek öğrenmek veya çalışmak isteyen tutuklu ve hükümlülere izin verildiğini belirterek, hükümlülerin el işi atölyelerinde ürettikleriyle kazanç elde ettiklerini vurguladı.
Adâlet Bakanlığının verdiği destekle tutuklu ve hükümlülerin bir sanat sâhibi olmaları için yoğun çaba gösterdiklerini anlatan ilgili şöyle devam etti; ‘Tutuklu ve hükümlülere bu tür etkinlikleri yaptırmak üzere 4 ayrı atölyemiz var. Yaptıkları ürünleri pazarlamakta sıkıntı çekiyoruz. Kendi imkanlanmızla kermeslerde ve sergilerde hükümlü ve tutuklular adına satış yapıyoruz. Adliye binâsı girişinde kurulan stantlarda da satış yapıyoruz. Faaliyetlerimizi iş yurdu etkinlikleri kapsamında değil de 'hobi atölyesi' adı altında yürütüyoruz. Üretimlerini onlar adına pazarlıyoruz. Sipariş üzerine de çalışabiliyorlar. Hükümlü ve tutuklunun yanında personelin de bu iş atölyelerine katkıları oluyor.’ Dedi.
Bilgisayar kursuna katılan hükümlüler, kurumun âdeta bir nimet olduğunu belirterek, ‘Cezâevinde bilgisayarla tanışacağımızı hayal bile edemiyorduk. Dışarı çıktığımızda, 'çocuklarımız, torunlarımız bize bilgisayar öğretebilir' diye beklerken kurumumuzun bize böyle bir kurs açması çok sevindirici. Bunun yanında kursa katıldığımız için maddi olarak bir destek de geliyor.’ dedi. Kapı kolları atölyesinde çalışan hükümlüler de 7 yıldır bir firma adına kapı kolları yedek parçası yaptıklarını anlatarak, ‘Burada hem gelir elde ediyoruz hem de vaktimizi üreterek geçiriyoruz. Ailemize yük olmuyoruz.’ Diye konuştular.
Bütün bu çalışmalar keşke her cezâevinde gerçekleştirilse ne güzel olur! Mahkumların moralleri düzelir içinde bulundukları ortamın menfiliklerinden biraz olsun kurtulmuş olurlar. Meşgûliyetler acıyı unutturur. Çalışmalar bununla da bitmiyor. Bu sefer de farklı bir boyutu sunacağız oralardan sizlere.
Halk arasında 'gardiyan' olarak bilinen infaz koruma memurları, çocuk mahkûmlar için koğuşlara girdi. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, UNICEF işbirliğiyle küçük mahkumlara tutsaklıklarını unutturacak 'AR-DEF' isimli bir proje geliştirdi. Koruma memurlarının sabah kahvaltısından yatma saatine kadar çocuklarla birlikte olduğu projede cezâevi, aktivite ve eğitimlerle dışarıdan farksız hâle getiriliyor. Ekip lideri, 'ağabey' rolü üstlenerek sosyal hayâta daha sağlıklı adapte olmalarını sağlıyor.
Projenin uygulandığı Maltepe Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu'nda 36 koğuşun 21’inde ekip lideri olarak infaz koruma memuru bulunuyor. Görevli memur, güne çocuklarla yaptığı kahvaltıyla başlıyor. Her çocuğu, kendisi için ayrı olarak belirlenmiş kurs ve eğitimlere yönlendiren ekip lideri, öğlen yemeğinde yine çocuklarla buluşuyor. Çocuklar da görevli ağabeylerini çok sevdiklerini dile getirerek ‘Dışarıda görmediğimiz ilgiyi buradaki abi ve ablalarımızdan görüyoruz.’ Diye konuşuyorlar.
Kurum Müdürü de; 'ARDEF ve geliştirilen birçok proje ile cezâevlerinde büyük değişiklik yaşandığını belirtiyor. Cezâevi bünyesinde 15 çeşit kurs olduğunu söyleyen Yetkili, çocuk cezâevinin diğerlerinden en büyük farkının, burada çocukların cezâevinde olduğu hissinin en aza indirilmesi olduğunu söylüyor.
Kurum psikologu ise; cezâevindeki çocukların yüzde onunun ailesinin ziyârete gelmediğini ve birçoğunun evsiz olduğunu ifâde ediyor. Bu nedenle çocuklarla birebir ilgilenilmesinin son derece önemli olduğuna değinen kurum psikologu; ‘Çıkardığımız risk ve ihtiyaç analiziyle çocuğun röntgenini çekerek, ona özel bir yol haritası çıkarıyoruz. Ve sonrasında çocukların kişiliğine göre özel eğitim ve iyileştirme programı hazırlıyoruz.’ diye konuşuyor. Projenin bir sonraki hedefi ise grup koçlarının 3 vardiya şeklinde 24 saat çocuklarla berâber olması. Kısa adı ‘ARDEF’ olan ‘Yasalarla İhtilâfa Düşen Çocuk ve Ergenler için Araştırma ve Değerlendirme Formu’ öncelikli olarak; Ankara, Antalya ve Maltepe Çocuk ve Gençlik Ceza ve İnfaz kurumlarında 3 yıl önce uygulamaya başlandı.
Hakikaten bu faydalı çalışmaları yapan ilgilileri kutluyoruz. Gayret bizden Tevfik Cenâb-ı Hak’tan değil mi?