Çetin Doğan, 'İstanbul'a Çökerim'i Mehmet Cengiz'in Küfürlü Sözüyle Savundu

Balyoz davası hükümlüsü eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, darbe planlandığı idia edilen seminerle ilgili ses kaydında 'İstanbul’a çökerim' ve kendisinin ifade ettiği, 'acıma yok tepeleme var' ifadelerini yolsuzluk soruşturmasının şüphelilerinden...

Balyoz davası hükümlüsü eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, darbe planlandığı idia edilen seminerle ilgili ses kaydında 'İstanbul’a çökerim' ve kendisinin ifade ettiği, 'acıma yok tepeleme var' ifadelerini yolsuzluk soruşturmasının şüphelilerinden işadamı Mehmet Cengiz’in millete yönelik sinkaflı sözleriyle savundu. Bu ifadelerin irticalen yapıldığını öne süren Doğan, “Arkadaşımızın kullandığı tabir, onun raconu, şifai ağzından kaçan rakam, sevimsiz de görünse. ‘İstanbul’a çökerim, İstanbul’u bilmem ne yaparım’ diye değil. Milletin anasını halledeceğiz diyen adamlar var. Bunun öyle bir sözü yok.” dedi.

Balyoz davasından aldığı 20 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, Balyoz davasının kumpas olduğu iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında savcı Gökalp Kökçü’ye ifade verdi. Doğan, adliye çıkışında soruları cevapladı. Savcıya Balyoz soruşturmasından görev alan polis, savcı ve bazı sivillerin isimlerini verdiklerini ifade eden Doğan, “Eldeki somut verilerle, hangi polisler hangi belgeyi çarpıtmışlar, nereden almışlar, nasıl yapmışlar bunu ortaya koyduk. Daha doğrusu sahte Balyoz Darbe Planını kurgulayanların parmak izlerini ortaya koyduk.” dedi.

Çetin Doğan, “Bunların başka uzantıları var. Savcıları ve hakimleri var. Bilinen paralel yapı var. Türkiye bu paralel yapının üzerine gitmedikçe hiçbir sorun çözülemez.” şeklinde konuştu.

Darbe toplantısı olduğu iddia edilen seminerdeki ses kaydını kendilerinin aldığını hatırlatan Doğan, “Karargah toplantısında bütün faaliyetler açıklanıyor. Neler yapıyoruz ne ediyoruz, düşüncele, her kısım kendi brifingini veriyor falan. Benim verdiğim brifingin sonunda verdiğim direktif banda alınmış, doğrudur. Bizim tarafımızdan alınıyor ve genel sekreter dağıtmış. Bu bir darbe toplantısı deniyor. Ordu evlerine sakallı girilmesine müsaade edilmesi konusu bile var. Sakallıları kışladan çevirmeyelim diye yazı yazmışım. Eğitim veyahut kışta kıyamette diyorum ki halkı kardan soğuktan, araçları şey oluyor gerekirse tankınızı, topunuzu her şeyinizi kullanın. Can kurtarmak için milletin malını millete tahsis edelim anlamında bir sürü konuşma var. Darbenin d’si yok.” ifadelerini kullandı.

Savcının yerinde kalması ve elindeki diğer dosyaların alınarak yükünün hafifletilmesi durumunda ağırlığını bu dosyaya verebileceğini söyleyen Doğan, bu durumda soruşturmanın kısa zamanda sonuçlandırılabileceğini kaydetti.

Söz konusu seminere ilişkin ses kaydında dönemin 5. Kolordu Komutanı Korgeneral Şükrü Sarıışık’ın, "İstanbul'un üzerine çökerim. Bu ülkeyi başka bir rejimin içerisine taşımaya kararlı olan bir halka karşı da acımasızca hareket etmek bizim görevimizdir." ifadelerindeki ‘İstanbula çökerim’ ve kendisine ait olduğu belirtilen 'acıma yok, tepeleme var' ifadelerinin ne anlama geldiği soruldu. Doğan, “Cımbızla bir şey alırsınız istediğiniz şeye. Arkadaşımızın irticalen yaptığı bir açıklamada kendisinin ileri bölgede bir görevi var, geri bölge emniyeti alınmadan birşey yapamam. Kullandığı tabir, onun raconu, şifai ağzından kaçan rakam, sevimsiz de görünse. İstanbul’a çökerim, İstanbul’u bilmem ne yaparım diye değil. Milletin anasını halledeceğiz diyen adamlar var. Bunun öyle bir sözü yok. Şimdi onların peşinde gidin. Arkadaşımızın önünü arkasını bağlayın. Bütün ses konuşmalarında darbenin d’si Balyoz’un b’si yok. 162 kişi bu semineri izliyor, sadece sanık sıfatıyla 52 kişi vardı. Tutuklu olan seminerden dolayı değil, seminerde suç unsuru olmadığı mahkemece de kabul edilmiş durumda.” cevabını verdi.

“Paralelden kastınız nedir ve kimler?” sorusuna Doğan, “Bu tabir bizim tabirimiz değil. Devlete paralel bir yapılanma, devletin içerisinde hiçbir siyasi sorumluluğu olmayan belli bir kesimin yetiştirilip yerleştirilmiş olması.” dedi.

Balyoz dosyasının yolsuzluğu örtmek için kullanılamayacağını da vurgulayan Doğan, “Siyasi mülahazalar güdülmeden bütün partilerin bu konuda işbirliği yapması lazım. ‘Efedim bu bunun işine geliyor, bunun haberi vardı’ yok. Bizim söylediğimiz kumpas, balyoz davası başka yapılan herhangi bir iğrençlik, yolsuzluk varsa onları örtmek için kullanılamaz.” diye konuştu.

Doğan, savcıya verdiği ifadesinde ise Balyoz darbe planı CD’lerinde tarih çelişkileri bulunduğunu iddia etti. Doğan, “İddianamenin şüpheliler bölümünde bir kısmının ikametgah adresleri güncel MERNİS adresleri olmayıp 2005/2006/2007/2008 tarihlerinde bulundukları ikametgah adresleri olarak gösterilmiştir. Bu husus soruşturmanın Balyoz CD’lerinin tesliminden çok önce başlatılmış olduğunu ve soruşturmanın bir kumpas olduğunu ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı.

Balyoz yargılamasını yapan hakimlerin sanıkların lehine olan delilleri sakladığını ileri süren Doğan, gazeteci Mehmet Baransu’nun savcılara teslim ettiği delil CD’lerinin de TSK’ya komplo için üretildiğini öne sürdü.

Doğan, yerel mahkemede ve Yargıtay’da da benzer savunmaları yapmıştı. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi cezayı onamıştı. Dijital delillerdeki sahteciliğin sanıklar tarafından yapılabileceğini ifade eden daire, Hizbullah davasında da dijital verilerden yola çıkılarak ceza verildiğini hatırlamıştı.

Anayasa Mahkemesi, 18 Haziran 2014’te Balyoz seminerinin yapıldığı dönemde Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmediği gerekçesiyle sanıkların haklarının ihlal edildiği kararı vermişti. İstanbul Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin kararına uyarak sanıkların yeniden yargılamasına hükmetmişti.

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri