Geçtiğimiz hafta beni çok heyecanlandıran bir gelişme oldu Ankara’da… Sevgili Mehmet Baykan’ın TASKK Genel Başkanı olduğu haberi ajanslara düştüğünde, gururlandım, umutlandım, kıvrandım, sevindim, heyecanlandım…
O kadar mutlu oldum ki anlatamam…
Mehmet Baykan’ı tanıdığımdan ya da yakınlığımdan değil, bu şehrin bir evladını ülke sporunun en tepe noktalarında görmekten ve cesur yürekli olmasından…
İş yaşamında aktif, iyi bir baba, sivil toplumda son derece sorumlu, Konya’yı sadece sporda değil, birçok alanda temsil eden ve daha bir sürü buradan sayamadığım meziyete sahip olan bir adam…
Ama yine de en önemsediğim, en üzerinde durduğum yüreği…
Hem de cesur yüreği…
Anladım ki, onun hayatında “ben yapamam” yok… Bu da onun cesur yüreğinden, muktedir oluşundan kaynaklanıyor…
Bence Mehmet Baykan, ekonomik travma geçiren amatör sporun kaygan zemininde, yeni bir yola çıktı, yeni bir “misyon” üstlendi ve çok büyük bir sorumluluğun altına girdi… Mehmet Baykan öyle bir noktaya geldi ki, hem TFF hem TASKK hem de ASKF’nin olmazsa olmazlarından birisi haline geldi…
Baykan’a Konfederasyon yönetiminin dışında TFF’nin de destek vermesi göz ardı edilmemeli… Bu yürekliliği gösterdiği için çok önemsediği bu şehrin de kendisine sonsuz destek göstermesi gerek… Bu desteğin kazananı kesinlikle bu şehir, bu şehir de yaşayan sen, ben, biz, siz olacağız…
Evet, TASKK yönetimi, sadece doğru bir ismi seçmedi, bu doğru ismin sporcu olması, sporun tabanından gelmesi de, onun işaret edilmesinde önemli bir pay sahibi oldu… Başka bir deyişle, onun sporcu kimliği isminin de bir adım önüne geçti…
İnsanlara verdiği güvenle farkını ortaya koydu…
Mehmet Baykan’ı Türkiye ne kadar tanıyor, ne kadar tanımak isteyecek ve ne kadar tanıyabilecek, onu zaman gösterecek…
Gönlüm olabileceğinin en iyisi olmasından, çabasının, cesaretinin bütün zorlukların üstesinden gelebilmesinden ve gerçekten o koltukta hakkını vererek oturabilmesinden yana…
Sevgili Mehmet Baykan, hangi işi yaparsa yapsın, ne kadar meşgul olursa olsun, spora hizmet etmenin sorumluluğunu bir kenara koyamayacak yapıda…
Ve daha da önemlisi, anlaşılamayan, tarif edilemeyen, tanımlanamayan bir güç, güven ve enerji, ona daha çok çalışma ve üretme keyfi veriyor…
Elinin değdiği her yerde gösterdiği farkı, ne acıdır ki bazıları göremiyor ya da görmek istemiyor… Ama benim tanıdığım Mehmet Baykan güçlü, tuttuğunu koparan bir adam…
Yürekli…
Kararlı…
Bilgili ve tutarlı…
Ve o bir Konyalı…
Var mı şu anda bu şehirde daha cesur yürekli biri, bildiğiniz?
Bence yok…
O zaman, Mehmet Baykan gibi değerlere sahip çıkalım…
Siyasette sırtı yerden kalkmayan bu şehrin en azından sporda yüzü gülsün…
Çünkü, bu şehir iyi şeylere layık…
Çünkü, bu şehirde yaşayanlar da iyi şeylere layık…
Bu şehirde yaşayan insanların doğup büyüdükleri yerle ilgili sorumlulukları ya da aidiyetlikleri vardır… Bu “sorumluluk” ve “aidiyet”lik de bir elin parmakları kadar az olan değerlere sahip çıkmakla değer kazanır.
Mehmet Baykan’ı tanıdığımdan ya da yakınlığımdan değil, bu şehrin bir evladını ülke sporunun en tepe noktalarında görmekten ve cesur yürekli olmasından…
İş yaşamında aktif, iyi bir baba, sivil toplumda son derece sorumlu, Konya’yı sadece sporda değil, birçok alanda temsil eden ve daha bir sürü buradan sayamadığım meziyete sahip olan bir adam…
Ama yine de en önemsediğim, en üzerinde durduğum yüreği…
Hem de cesur yüreği…
Anladım ki, onun hayatında “ben yapamam” yok… Bu da onun cesur yüreğinden, muktedir oluşundan kaynaklanıyor…
Bence Mehmet Baykan, ekonomik travma geçiren amatör sporun kaygan zemininde, yeni bir yola çıktı, yeni bir “misyon” üstlendi ve çok büyük bir sorumluluğun altına girdi… Mehmet Baykan öyle bir noktaya geldi ki, hem TFF hem TASKK hem de ASKF’nin olmazsa olmazlarından birisi haline geldi…
Baykan’a Konfederasyon yönetiminin dışında TFF’nin de destek vermesi göz ardı edilmemeli… Bu yürekliliği gösterdiği için çok önemsediği bu şehrin de kendisine sonsuz destek göstermesi gerek… Bu desteğin kazananı kesinlikle bu şehir, bu şehir de yaşayan sen, ben, biz, siz olacağız…
Evet, TASKK yönetimi, sadece doğru bir ismi seçmedi, bu doğru ismin sporcu olması, sporun tabanından gelmesi de, onun işaret edilmesinde önemli bir pay sahibi oldu… Başka bir deyişle, onun sporcu kimliği isminin de bir adım önüne geçti…
İnsanlara verdiği güvenle farkını ortaya koydu…
Mehmet Baykan’ı Türkiye ne kadar tanıyor, ne kadar tanımak isteyecek ve ne kadar tanıyabilecek, onu zaman gösterecek…
Gönlüm olabileceğinin en iyisi olmasından, çabasının, cesaretinin bütün zorlukların üstesinden gelebilmesinden ve gerçekten o koltukta hakkını vererek oturabilmesinden yana…
Sevgili Mehmet Baykan, hangi işi yaparsa yapsın, ne kadar meşgul olursa olsun, spora hizmet etmenin sorumluluğunu bir kenara koyamayacak yapıda…
Ve daha da önemlisi, anlaşılamayan, tarif edilemeyen, tanımlanamayan bir güç, güven ve enerji, ona daha çok çalışma ve üretme keyfi veriyor…
Elinin değdiği her yerde gösterdiği farkı, ne acıdır ki bazıları göremiyor ya da görmek istemiyor… Ama benim tanıdığım Mehmet Baykan güçlü, tuttuğunu koparan bir adam…
Yürekli…
Kararlı…
Bilgili ve tutarlı…
Ve o bir Konyalı…
Var mı şu anda bu şehirde daha cesur yürekli biri, bildiğiniz?
Bence yok…
O zaman, Mehmet Baykan gibi değerlere sahip çıkalım…
Siyasette sırtı yerden kalkmayan bu şehrin en azından sporda yüzü gülsün…
Çünkü, bu şehir iyi şeylere layık…
Çünkü, bu şehirde yaşayanlar da iyi şeylere layık…
Bu şehirde yaşayan insanların doğup büyüdükleri yerle ilgili sorumlulukları ya da aidiyetlikleri vardır… Bu “sorumluluk” ve “aidiyet”lik de bir elin parmakları kadar az olan değerlere sahip çıkmakla değer kazanır.