Son zamanların moda deyimlerinden biridir cenaze üzerinden siyaset yapmak.
İktidar partileri her zaman muhalefet partilerini, muhalefet partileri de iktidarda olan partileri şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapmakla suçlamışlardır.
Dünkü Türkiye’de durum böyle idi, bu günkü Türkiye’de de maalesef durum bu.
Korkarız ki bu toplumsal ayrışma problemi devam ettiği sürece yarınki Türkiye’de de böyle olacaktır.
İç siyasete dönük olarak yapılan bu cenaze siyaseti görüldüğü kadarı ile siyasi partilere artı bir puan getirmemiştir ve getirmeyecektir.
Yarım saat veya 1 saatlik bir cenaze töreninde iktidardaki olsun muhalefetteki olsun siyasi partilerin bindirilmiş kıtalar halinde şehit cenazelerinde slogan attıkları günler geri gelmiş durumdadır.
Son model araçları içinde milletin hissiyatına yönelik olarak bangır bangır açtıkları mehter marşı müzikleri ile cenaze törenlerine gelenlerin daha bırakın cenaze namazını bir tarafa, henüz vakit namazı kılınırken sloganlar atmaya başlamaları toplum olarak ne hale geldiğimiz göstermesi açısından son derece önemlidir.
Son yıllarda dini ve milli duygularımızdaki yaşanan erozyonun insanları bu hale getirmiş olması üzerinde ciddiyetle durulacak önemli bir konudur.
1 hafta öncesinde cesedi karaya vuran Aylan bebek için içlerinde burkulmalar yaşayanların 2 gün içinde eski alışkanlıkları üzerine zevk ve sefa ile devam ettikleri hayatları bu defa Dağlıca ve Iğdır’daki melun saldırı ile bölünmüş olsa da göreceksiniz ki çok geçmeden bu acı da unutulacak ve slogan atanlar zevk-sefa işlerine yine dönmüş olacaklardır.
Milletimize garip bir şeyler oluyor son senelerde.
Özellikle de Amerika’nın Irak’ı işgal edişinden bu yana.
Bu süreçte ülkelerin işgali televizyonlardan canlı olarak seyrediliyor.
Savaşlar nerede ise naklen yayınlanıyor.
Sadece işgal ve savaş mı?
Teknolojinin gelişmesi ile nerede bir olay olsa anında canlı bağlantılar devreye girerek depremler, tsunamiler dâhil her şey ekranlara getirili veriyor.
Teknoloji öylesine hayatımıza girdi ki toplumsal olaylarda canlı bağlantı yapılamıyorsa en ücra köşede bile olsa bir vatandaşın telefonla çektiği görüntüler çok kısa bir zamanda televizyonlarda ve sosyal medyada yayınlanır hale geldi.
Teknolojinin kötülüğü olarak algılanmasın bu yazdıklarımız.
Bizim gündeme getirmeye çalıştığımız mesele teknolojik imkânlarla servis edilen canlı görüntüleri izleyen insanların bir süre sonra bunu kanıksaması ve hissiyatlarını körelmesidir.
Bunun son zamanlardaki en canlı örneği azgınlaşan terör karşısındaki insanların tavrıdır.
Çevrenize bir kere daha bakın.
Özellikle şehitlerin cenaze törenlerine katılanların davranışlarına daha dikkatli bakın.
En geç 2 saat sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bu arada işin devlet yönüne bakıldığında ise, siyasi iktidarın dayattığı çözüm sürecinin hatalı algılanmasının getirdiği rehavetle, emniyet güçleri tarafından eli kanlı terör örgütünün çalışmaları zamanında engellenmemiş ve maalesef bu günkü acılar yaşanmıştır.
Terör örgütünün masum insanları seçerek başladığı cinayetlerinin sivil vatandaşlardan öğretmen, sağlık personeli gibi sivil devlet görevlilerine yönelmesi de gerektiği gibi anlaşılamamış, bunun sonucunda polis ve asker personele yönelik toplu katliam denecek boyutta terör eylemleri ile karşı karşıya kalınmıştır.
Siyasetin yeniden hızlandığı bu günlerde bu olayların olması tesadüf kelimesi ile geçiştirilmemelidir.
Böyle bir tavır, geri dönüşümü olmayan bir yanılgı olur.
Böyle bir yanılgı sadece terör örgütünün menfaatine olur.