Çelik: Bu Sürecin Kararlılıkla Yürütülmesi Tarihimiz Açısından Bir Devrimdir

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ergenekon silahlı terör örgütü davasında mahkemenin verdiği kararlarla ilgili, "Söyleyebileceğim bir şey yok. Çünkü bu süreç devam ediyor. Tek tek kişilerle ilgili değerlendirme yapmamız doğru olmaz. Bunlar hepsi yargı kararlarıdır." dedi.

Adana Valiliği’nde kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bayramlaşan Çelik, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Ergenekon davası kararlarına yönelik soruyu Çelik, "Ben netice itibariyle meselenin büyük resmine bakıyorum. Büyük resme baktığım zaman da Türkiye Cumhuriyeti’nin darbelerle yüzleşme iradesini ortaya koyması, bu sürecin kararlılıkla yürütülmesi tarihimiz açısından bir devrimdir. Ama tek tek kişilerin aldığı cezalar, yada yürüyen yargı sürecinin bundan sonra temyiz aşamasında nasıl şekilleneceği konusu ayrı bir husustur. O yürütmenin işi değildir." şeklinde cevapladı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde darbeler yüzünden pek çok acıyla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Çelik, darbeler ülkeye büyük zarar verdiğini vurguladı. Darbe teşebbüslerinin devlet içerisindeki bazı çeteleşmeleri kalıcı hale getirdiğinin altını çizen Çelik, şöyle devam etti: "Ülke tarihi içerisinde bir hukuk devleti olmaktan çok, çeşitli çeteler tarafından paylaşılan vesayetçi bir anlayışla yönetilmiştir. Bu ülkede bundan zarar görmeyen kimse yoktur. Darbe silahlı bürokrasinin kendi ülkesini işgal etmesidir. 1960, 1970, 1980 darbesi, 28 Şubat teşebbüsü; bunların hepsi millete yapılmış büyük ihanetlerdir. Ülkenin birlik ve beraberliğine zarar vermiştir. Pek çok sorunun ortaya çıkmasında etnik veya mezhebi bir takım fay kırıklarının ortaya çıkmasında, kimliklerin, kültürlerin yasaklanmasında, ülkenin çoğulcu karakterinin yok edilmesinde vesayetçi rejimlerin büyük payı olmuştur. Dolayısı ile Anadolu’yu vatan kıldığımızdan itibaren ülkemizin başına en büyük felaketler darbeler yüzünden gelmiştir."

"DARBE TEŞEBBÜSLERİ HUKUKA HAVALE EDİLDİ"

İlk defa Cumhuriyet tarihinde bir hükümetin; AK Parti’nin milletin arzusu istikametinde darbelerle açıktan yüzleşme cesareti gösterdiğini anlatan Bakan Çelik, “Netice itibariyle bugün adı konulmuş pek çeteleşmenin üzerine gidildi. Darbe teşebbüsleri hukuka havale edildi. Burada dikkat etmemiz gereken husus şudur: Bizim yürütme ve siyasi irade olarak darbelerle hesaplaşılması konusundaki tutumumuz açık ve nettir. Milletin emanetine, kimsenin çeteci oluşumlarla ya da vesayetçi yaklaşımlarla el koymaya hakkı yoktur. Bu milletin hukukunu ve egemenliğini gasp etme girişimidir. Bunlar karşısında AK Parti hükümeti her zaman milli iradeden yana durdu.”diye konuştu.

"BİR RÖVANŞ DUYGUSU İÇERİSİNDE OLMAYIZ"

Bundan sonra Türkiye’nin önüne bir hukuk devleti, ve demokrasi vizyonu ile bakarak yürüyeceğini dile getiren Çelik, şunları söyledi: "Hiç kimsenin ceza almasını arzu etmeyiz. Cezalar yüzünden bir sevinç ve rövanş duyusu içerisinde olmayız. Ama ceza alınacak bir işlem gerçekleşmişse, hukuk devletine göre suç olan bir şey varsa, meşru hükümeti ve siyasi iradeyi gayri meşru yollarla devirmeye dönük teşebbüs, plan, oluşumlara karşı tabiî ki hukuk devleti içerisinde mücadele olacaktır. Bu konuda AK Parti’nin siyasi iradesi fevkalade yüksektir. Türkiye’nin darbelerle hesaplaşması; bu hesaplaşmanın en azından bir kısmının karar aşamasına varmış olması tarihi bir dönüm noktasıdır. Ama tek tek kişilerle ilgili alınan cezalar, bundan sonraki temyiz safhası yürütmenin ve siyasetçilerin dışında bir meseledir. Dolası ile bizim bundan sonra Türkiye’nin hukuk devleti yapısı, demokratik standartlarını daha güçlendirtecek şekilde önümüze bakmamız gerekir."

"TÜRKİYE’NİN ÇETELERLE MÜCADELESİNİ SULANDIRMAYA ÇALIŞMAK DOĞRU BİR YAKLAŞIM OLMAZ"

Ergenekon davası kararlarına muhalefetin gösterdiği tepkiye ilişkin soruyu ise Çelik, "Tabiî ki yargı kararlarının çeşitli yönleriyle ilgili eleştiriler olabilir. Türkiye açık ve şeffaf bir devlettir. Fakat dikkat edilmesi gereken mesele şudur: Yargı kararlarını eleştirirken, buradan yola çıkarak bir takım eksikliklerin, yanlışlıkların altını çizerek Türkiye’nin çetelerle ve darbelerle mücadelesini hafifsemeye, bunu sulandırmaya çalışmak doğru bir yaklaşım olmaz. Önce herkesin darbelerle, devlet içindeki vesayetçi anlayışla mücadele konusunda yüksek bir hassasiyet ortaya koyması gerekir. Ondan sonra varsa hatalar, vicdanları yaralayan bir takım unsurlar, eksik–fazla bulunan taraflar tabiî ki değerlendirilir. Ama ben muhalefetin tavrında şöyle bir şeyin tehlikesini görüyorum: Mesele usulle yada kararlarla ilgili bir takım yanılışları eleştirme noktasından çıkıp topyekun Türkiye’nin darbelerle, çetelerle ve vesayetçi rejimle mücadelesine gölge düşürme gibi bir aşırı yorum ve siyasi tutuma doğru gidiyor. Siyasi partilerin öncelikli görevi darbeler ve vesayetçi rejimle hesaplaşmak konusunda ilkesel bir tutum içerisinde olmalarıdır. Bir takım hatalardan yola çıkarak vesayet rejimi ile hesaplaşmayı gölgelemeleri doğru olmaz." açıklamasını yaptı.

Çelik, CHP Milletvekili Mehmet Haberal’ın yemenine dair soruya ise "Kişilerle ilgili yorum yapmam. Fakat kanun açıktır. Bu tip durumda dışarıya çıkmış bir milletvekilinin önünde prosedürü açıktır. Mesele yargıda halen devam etmektedir. Bundan sonra hep beraber göreceğiz.” karşılığını verdi. Ramazan Bayramı’nın herkese iyilik ve güzellikler getirmesi temennisinde bulunan Ömer Çelik, “Türkiye geçen bayramdan buyana yine pek çok tarihi dönemeci atlattı. Ülkemizin önüne çıkan bir çok zorluk, birlik beraberlik içerisinde üstesinde gelinerek atlatıldı. Görüldüğü gibi geçen sene bayram zamanında yaptığımız tartışmaları; hatırlarsınız umutsuzluğa karamsarlığa hiçbir şekilde yer yok. Milletin duası ile şu anda yürüyen süreçler daha iyiye ulaşacak. Bir sonraki bayrama Cenab–ı Allah’ın lütfü ile memleketimiz daha güzel bir şekilde girecek. Türkiye’nin sahip olduğu her güzellikle bölgesine, dünyaya daha çok hayır ve iyilik götürme yarışı da hızlanacaktır." ifadelerini kullandı.
CİHAN