SP Selçuklu İlçe Başkanı Mustafa Derbentli, Çek Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ilgili yaptığı basın toplantısında, ''Bizce olması gereken bedelli çeklerin bankalar tarafından piyasaya sürülmesidir'' dedi.
Saadet Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Av. Mustafa Derbentli, Saadet Partisi İl Teşkilatı'nda düzenlediği basın toplantısında, çekin, hukuki niteliği itibariyle bir ödeme aracı olduğunu, dolayısı ile bir borçlanma aracı olarak kullanılamayacağını belirtti. Çek kanununda yapılan değişiklikten ticari hayatın da zarar göreceğini ifade eden Derbentli, ''Çekteki cezai sorumluluğun kaldırılması ticari hayattaki güven unsurunu ortadan kaldıracaktır. Artık ticari hayatta kimse çeke güven duymayacak ve kullanmayacaktır'' dedi.
Hükümetin amacının Avrupa ülkeleri ile uyum sağlamak ve mahkemelerdeki iş yükünü hafifletmek olduğunu vurgulayan Derbentli, ''Tam incelenmeden çıkartılan bu kanun ne yazık ki ticari hayatı ciddi manada sıkıntıya sokacaktır. Çekin senetten bir farkı kalmayacak, neticede tahsil edilemeyen evrak sayısı artacak ve ne yazık ki illegal yapılanmaların önünü açacaktır. Bir taraftan borcunu ödeyemeyen, diğer taraftan alacağını tahsil edemeyen insanlar... Burada kazanan bankalar oluyor. Bizce olması gereken bedelli çeklerin bankalar tarafından piyasaya sürülmesidir. Yani çekin bedel vadesi geldiğinde ya da bankaya ibraz edildiğinde kaç lirayı temsil ediyorsa o kadar bedelin bankalar tarafından defaten ödenmesidir. Böylece bankalar her önüne gelene çek karnesi dağıtamayacaktır. Çünkü bileceklerdir ki karşılığı olmadığında çek yaprağındaki bedeli kendileri ödeyecektir. Bu şekilde çekin hukuki korunurluğu ve ticari hayattaki çıkmazı aşılabilir” diye konuştu.
BAŞBAKAN İYİ BİR SPEKÜLATÖRDÜR
Son günlerde gündemde olan ‘dindar gençlik’ söylemlerinde değinen Mustafa Derbentli, böyle bir polemiğin başbakan tarafından başlatıldığını söyledi. Başbakanın ne zaman itibarı düşse dini söylemlerle toplumu harekete geçirdiğini dile getiren Derbentli, “Başbakanın iyi bir hatip olduğu tartışma götürmez. Aynı zamanda başbakan iyi bir spekülatördür. Tabi burada CHP’nin de hakkını da yemeyelim. CHP başbakanın oyununa gelip fevaren ederek başbakanın ekmeğine yağ sürmektedir. Gerçi CHP zihniyeti bu şekilde devam ettiği sürece başbakana daha çok iş çıkaracaktır” ifadelerini kullandı. Şimdiye kadar böyle bir projenin neden öne sürülmediğini belirten Derbentli şunları kaydetti; “10 yıldır tek başına iktidar olan başbakanın nereden geldi aklına bu dindar gençlik projesi. Sonra böyle tartışma götürür bir durum için bu kadar yaygara yapmanın anlamı ne? Siz 10 yılda 10 milyon dindar bir genç yetiştirdiniz de millet mi buna mani oldu? Bu Milli Eğitim’le nasıl bir dindar gençlik yetiştireceksiniz. Toplum bitme noktasına gelmişken yeni mi aklınıza geldi bu proje? Hepsi bir muamma. Kanaatimiz odur ki dindar genç dedikleri etliye, sütlüye karışmayan, şuursuz ama dini hassasiyetleri olan bir gençlik. Yani Protestanlığa benzer dindar bir gençlik. Kaldı ki böyle bir proje zatan dinlar arası diyalog projesi ile bizim ve tüm İslam ülkeleri üzerinde uygulanmaktadır. Başbakan da herhalde bunu resmileştirecek. Gerçi şunu da belirtelim ki söylenenler hamasi bir nutuktan daha ileri gidemeyecektir. Günaydın sayın başbakan”
İBRAHİM ÇİÇEKÇİ
Saadet Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Av. Mustafa Derbentli, Saadet Partisi İl Teşkilatı'nda düzenlediği basın toplantısında, çekin, hukuki niteliği itibariyle bir ödeme aracı olduğunu, dolayısı ile bir borçlanma aracı olarak kullanılamayacağını belirtti. Çek kanununda yapılan değişiklikten ticari hayatın da zarar göreceğini ifade eden Derbentli, ''Çekteki cezai sorumluluğun kaldırılması ticari hayattaki güven unsurunu ortadan kaldıracaktır. Artık ticari hayatta kimse çeke güven duymayacak ve kullanmayacaktır'' dedi.
Hükümetin amacının Avrupa ülkeleri ile uyum sağlamak ve mahkemelerdeki iş yükünü hafifletmek olduğunu vurgulayan Derbentli, ''Tam incelenmeden çıkartılan bu kanun ne yazık ki ticari hayatı ciddi manada sıkıntıya sokacaktır. Çekin senetten bir farkı kalmayacak, neticede tahsil edilemeyen evrak sayısı artacak ve ne yazık ki illegal yapılanmaların önünü açacaktır. Bir taraftan borcunu ödeyemeyen, diğer taraftan alacağını tahsil edemeyen insanlar... Burada kazanan bankalar oluyor. Bizce olması gereken bedelli çeklerin bankalar tarafından piyasaya sürülmesidir. Yani çekin bedel vadesi geldiğinde ya da bankaya ibraz edildiğinde kaç lirayı temsil ediyorsa o kadar bedelin bankalar tarafından defaten ödenmesidir. Böylece bankalar her önüne gelene çek karnesi dağıtamayacaktır. Çünkü bileceklerdir ki karşılığı olmadığında çek yaprağındaki bedeli kendileri ödeyecektir. Bu şekilde çekin hukuki korunurluğu ve ticari hayattaki çıkmazı aşılabilir” diye konuştu.
BAŞBAKAN İYİ BİR SPEKÜLATÖRDÜR
Son günlerde gündemde olan ‘dindar gençlik’ söylemlerinde değinen Mustafa Derbentli, böyle bir polemiğin başbakan tarafından başlatıldığını söyledi. Başbakanın ne zaman itibarı düşse dini söylemlerle toplumu harekete geçirdiğini dile getiren Derbentli, “Başbakanın iyi bir hatip olduğu tartışma götürmez. Aynı zamanda başbakan iyi bir spekülatördür. Tabi burada CHP’nin de hakkını da yemeyelim. CHP başbakanın oyununa gelip fevaren ederek başbakanın ekmeğine yağ sürmektedir. Gerçi CHP zihniyeti bu şekilde devam ettiği sürece başbakana daha çok iş çıkaracaktır” ifadelerini kullandı. Şimdiye kadar böyle bir projenin neden öne sürülmediğini belirten Derbentli şunları kaydetti; “10 yıldır tek başına iktidar olan başbakanın nereden geldi aklına bu dindar gençlik projesi. Sonra böyle tartışma götürür bir durum için bu kadar yaygara yapmanın anlamı ne? Siz 10 yılda 10 milyon dindar bir genç yetiştirdiniz de millet mi buna mani oldu? Bu Milli Eğitim’le nasıl bir dindar gençlik yetiştireceksiniz. Toplum bitme noktasına gelmişken yeni mi aklınıza geldi bu proje? Hepsi bir muamma. Kanaatimiz odur ki dindar genç dedikleri etliye, sütlüye karışmayan, şuursuz ama dini hassasiyetleri olan bir gençlik. Yani Protestanlığa benzer dindar bir gençlik. Kaldı ki böyle bir proje zatan dinlar arası diyalog projesi ile bizim ve tüm İslam ülkeleri üzerinde uygulanmaktadır. Başbakan da herhalde bunu resmileştirecek. Gerçi şunu da belirtelim ki söylenenler hamasi bir nutuktan daha ileri gidemeyecektir. Günaydın sayın başbakan”
İBRAHİM ÇİÇEKÇİ