Çatalhöyük heyecanı

Haziran ayında başlayarak Eylül ayı sonunda sona eren Çatalhöyük kazı çalışmalarına katılan onlarca bilim adamı 9 bin yıllık tarihin heyecanını bu yılda yaşamaya başladı.
KISA SÜREDE ÖNEMLİ MESAFE
Çatalhöyük Araştırma Projesi Stanford Üniversitesi’nden Dr. Ian Hodder Başkanlığında 1993’te başlayan kazı çalışmaları aradan geçen 16 yıl içerisinde heyecanını yitirmeden sürüyor. Her yıl Haziran ayında başlayarak Eylül ayı sonunda sona eren kazı çalışmalarının 2009 yılı dönemine katılan onlarca bilim adamı ve öğrenciler bir ay gibi kısa sürede kazı çalışmalarında önemli bir mesafe kat etti.
DOĞU ÇATALHÖYÜK HEYECANI
Çatalhöyük kazı alanı Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkileri yaptıkları açıklamada kazıların bu yılda ayrı bir heyecan oluşturacağını söyledi.  2009 yılının kazı çalışmalarında 21 farklı ülkenin yanı sıra İstanbul Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi’nin ekiplerinin de yer alacağını belirten Bakanlık yetkilileri, “2009 yılı çalışmaları 11 Haziran da başladı. İlk 6 hafta laboratuarda yayına yönelik ve laboratuarlar arası bilgi alışverişi ve bilgileri toplama konusunda çalışmalar yapılıyor. Şu anda 7 Temmuzdan itibaren batı Çatalhöyük’te Trakya Üniversitesi ekibi kazı çalışmalarına başladı. Son 6 Hafta doğu Çatalhöyük’te güney alanında çalışmalar başlayacak. Eylül ayı sonu itibari ile 2009 yılı çalışmaları tamamlanacak. Şu anda yerli ve yabancı yaklaşık 100 bilim adamı çalışmalara katıldı ve bir o kadar ekibin de kazı çalışmaları devam ediyor” dedi.
9 BİN YILLIK TARİHE TANIKLIK
Kazı çalışmalarını yerinde görmek için bölgeye akın eden yüzlerce tarih sever, Çatalhöyük’ün girişinde ilk olarak Neolitik ev ile karşılaşıyor. Çatalhöyük’te bundan 9 bin yıl önce bir evin nasıl olduğunu, insanların nasıl yaşadığını anlamaya yönelik bir deney evi olan Neolitik ev gerçek neolitik evden farklı olarak yan duvarında açılmış bir kapıya sahip. Yıllardır süren kazı çalışmalarının ardından Neolitik evlerin özellikleri de gün ışığına çıkmıştı. Yapılan araştırmalarda gerçek bir Neolitik evlere çatıdan girildiği belirlenmişti. Bunun yanı sıra yine kazılar sonucu ortaya çıkan bilgilerde kentte tüm binaların birbirine yapışık olması, evler arasında hiç sokak olmaması ya da yok denecek kadar az olması her evin içinde bir kiler kısmı, bir ocak, biraz oturma alanı ve ölüleri gömmek için ayrılmış bir alan olduğu ortaya çıkmıştı.
MEDENİYET MÜZESİ ÇALIŞMALARI
Çumra Kaymakamı Adem Yazıcı ise ilçenin Çatalhöyük gibi bir değere sahip olmasının gurur kaynağı olduğunu ifade ederken her yıl kazı çalışması için bölgeye gelen bilim adamları ile ilçenin ayrı bir hareketliliğe kavuştuğunu söyledi. Yazıcı, “İlçemizi medeniyetin beşiği, tarımın öncüsü olarak adlandırıyoruz. Çünkü gerçekten önemli tarih ve kültür mirasına sahiptir. Bundaki en büyük özellik tarihe ışık tutan, yol gösteren Çatalhöyük’tür. 9 bin yıl öncesine dayanan Çatalhöyük dünyanın ilk toplu insanlarının barındığı, ilk tarımsal faaliyetlerin yapıldığı ilk evcil hayvanların yetiştirildiği bir yer olarak ta bilinmekte. Ve birbiri üzerine inşa edilen 14 katlı bir yapıdan oluşan tarihi bir mekan” dedi.
Yazıcı,  İlçemizin tarihi derinlikleri dünya ve kültür mirasına sahip olan Çatalhöyük’ü tanıtmak için her türlü gayreti gösterdiklerini de dile getirirken, “Çatalhöyük’ü gerek ülkemize gerek dünyaya tanıtmak üzere elimizden gelen çalışmaları yapıyoruz. Çünkü Çatalhöyük’ün yeteri kadar tanınmadığına inanıyoruz. Bu kapsamda ilçemize mutlaka bir Çatalhöyük medeniyet müzesinin kurulmasını istiyoruz. Bunun için kaymakamlığımıza bağlı olan ve bir süre öncesine kadar halk evi olarak kullanılan binayı ‘Kent Müzesi’ ne dönüştürmek için çalışmalarımız var. En kısa zamanda ‘Kent Müzesi’ açacağız ve bir takım eserlerimizi burada sergileyeceğiz” dedi.
DOĞU VE BATI ARASINDAKİ DEĞİŞİM
2009 yılı kazı çalışmalarına Trakya Üniversitesi’nden katılan Doç. Dr. Burçin Erdal ise Batı Çatalhöyük’te kazı çalışmalarına ekibi ile birlikte katıldıklarını ifade ederken, “Batı Çatalhöyük’te 6500’lü yıllara ait bir bina kazısı yapıyoruz. İki katlı olduğu tahmin edilen bina dikdörtgen biçiminde görünüyor. Binanın üç tane fayandosu var. İki katlı bir bina ve içeriye doğru çöktüğü zaman fayandoya dayanıyor. Arkadaşlarımız buradan geçen bir duvarı arıyorlar. Yaptığımız çalışmalardan elde ettiğimiz bilgilere göre M.Ö 5700–6000 yıllarında Doğu Çatalhöyük terk ediliyor. Ve insanlar Batı Çatalhöyük’e yerleşmeye başlıyor. Doğu ve Batı Çatalhöyük mimarisinde ve buluntularda değişiklik oluyor. En önemli değişiklik de iki katlı fayandolu binaların yapılması. Fakat burada kullanılan malzemeler biraz daha kalitesiz. Sanki alelacele yapılmış gibi. Duvarların çok kalın olması da ilginç bir durum. Burada önemli bir özellik de boyalı çanak çömleklerin ortaya çıkması. Sığır burada evcilleştirme eğilimini tamamlamış ve evcilleştirilmiş” dedi.
Erdal, amaçlarının bu evi tam olarak açığa çıkarmak olduğunu ifade ederken, “Çünkü bu döneme ait ilk defa böyle bir eser bulunuyor. Diğer taraftan duvarların ve tavanların kırmızı renkte olduğu görülüyor. O dönemde kırmızı boya özel binalarda kullanıyor. İngiliz ve Alman ekiplerde burada çeşitli çalışmalar yapıyor. İlerleyen zamanlarda Batı Çatalhöyük’te neler olduğunu daha net anlayacağız. 2 yıl önce başladığımız kazı çalışmalarını bir hafta 10 gün kadar devam ettireceğimizi tahmin ediyorum. Bu süre içerisinde ikinci katı tamamen açmayı planlıyoruz. Vaktimiz yeterse bunun altına da inmeyi düşünüyoruz. Altında başka bir ev olabilir, bu inşa onun üzerine devam etmiş olabilir diye düşünüyoruz” diye konuştu.  n ALİ SAİT ÖGE

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Merhaba Şehir Haberleri