Büyüme tarımla olur

Tarım sektöründeki daralma ve tarım arazilerindeki azalma ile ilgili konuşan ZMO Şube Başkanı Celil Çalış, “Eğer hedeflenen milli gelire ulaştık, ekonomik kalkınmayı gerçekleştirdik demek istiyorsak bunun adresi tarımdır” dedi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'de geçen yıl cari fiyatlarla en hızlı büyüyen sektörler finans ve sigorta faaliyetleri ile inşaat oldu. Geçen yıl itibarıyla cari fiyatlarla daralan tek sektör tarım, ormancılık ve balıkçılık oldu. Sektör yıllık bazda yüzde 1,9 gerilerken, GSYH içindeki değeri 158 milyar lira, payı da yüzde 6,1 olarak belirlendi. Ayrıca TÜİK verilerine göre Türkiye’de geçtiğimiz 10 yıllık süre içerisinde toplam 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisi amacı dışına kaydı. 2004 yılında 265.9 milyon dekar olan tarım arazisi varlığı, 2013 sonu itibariyle 238.1 milyon dekara düştü. Türkiye son 10 yılda tarım topraklarının yüzde 10.46'sını kaybetti. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Celil Çalış, tarım sektöründeki daralmayı ve tarım alanlarının amacı dışında kullanımını Merhaba Gazetesi’ne değerlendirdi.

SOSYAL SORUN ÇÖZÜLMELİ

Üretim manasında tarımda bir daralma olmadığını fakat tarımdan bir kaçış olduğunun altını çizen Celil Çalış, “Daralmayı buna bağlayabiliriz. ikinci olarak özellikle bölgemizde ve ülkemizde bir yağış azlığı, kuraklık vardı. Konya’da azımsanmayacak miktarda arazi, yağış azlığı nedeni ile biçer girmeden sürüldü. Hayvancılık başta olmak üzere, tarımdan bir kaçış var” dedi. Tarımdan kaçışın önlenmesi için çalışma yapılması gerektiğini söyleyen Çalış, şöyle konuştu: “Büyükşehir Yasası sonrası Büyükşehir Belediyemiz, Tarım Bakanlığı, projeler üreterek, çiftçiliğin teşvik edilmesi, bir meslek haline getirilmesi noktasında çalışmalar yapmalı. İnsanları üretim bölgesinde tutmak, doğdukları yerde tutmak için projeler üretilmeli. Büyükşehir Belediyeleri artık yol, su, kanalizasyonun dışında insanları üretim bölgelerinde tutacak, şehri bir arada ele alıp, sosyal projeler üretmeli. Büyükşehir belediyelerinin dışında Kalkınma, Tarım Bakanlıkları koordineli olarak bu konuşu ele almalı.”

VATANDAŞ İHTİYACINI YERİNDE GÖRMELİ

Tarımdan kaçışın kazancın azlığı mevzusu olmadığını ifade eden Çalış, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanlar daha çık şehirde yaşamak istiyor. Köy yerinde yaşayıp maddi durumu iyi olan fakat evlenecek kız bulamadığı için şehre göçen insanlarımız var. Olayı sosyal olarak ele almak lazım. Sadece kazanç değil. Bundan dolayı tüm kurum kuruluşların STK’ların bir araya gelip insanları üretim bölgelerinde tutacak sosyal projeleri ortaya koyması lazım.  Köy yerlerinde insanların ihtiyaçlarını giderebileceği çözümler oluşturulabilir. Bu her köyde olmasa da bir köyde sağlık, bir köyde sosyal ihtiyaçlarını gidereceği alanlar oluşturularak çözülebilir. Ülkemiz bir tarım ülkesi. Eğer bu ülkeyi yöneten insanlar, hedeflenen milli gelire ulaştık, ekonomik kalkınmayı gerçekleştirdik demek istiyorsa bunun adresi tarımdır. Her bölgemizin kendine has tarımsal özellikleri var. Türk toplumunun tarımdan gelen bir geçmişi var. İnsanlar üretim bölgelerinde tutulmalı. 2018’de yürürlüğe girecek ‘Milli Tarım’ projesinde bahsettiğimiz sosyal çözümler de ele alınmalı.”

TOPRAK BİR EMANETTİR

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına da değinen çalış, şöyle konuştu: “1970’li yıllarda Türkiye 50 milyon nüfus 28,5 milyon hektar arazi ile besleniyordu. Şimdi 80 milyon nüfus 5 milyon sığınmacı 15 milyon turistimiz var. Yaklaşık 100 milyon nüfus var fakat elimizdeki 28,5 milyon hektar arazi 24,5’a düştü. Bu tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasından dolayıdır. Elimizde 2005 yılında çıkarılan Toprak ve Arazi kullanım kanunun var. Bu kanun zaten çok güzel hazırlanmış fakat biz bu kanunun sadece 1 maddesine bakıyoruz. O da tarım arazileri amaç dışı kullanılsın mı kullanılmasın mı diye. Diğer maddeleri de uygulamak lazım. Şu an bir kamu spotu yayınlanıyor. “Tarım arazileri bize atalarımızdan miras değil, torunlarımızın emanetidir”, bu önemli. Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyada hiçbir ülkenin ihmal edemeyeceği bir sektördür tarım sektörü.  Her şeyi ötelersiniz fakat beslenme ötelenemez. Dünya nüfusu 7 milyar. 2050’de 12 milyara çıkacağı söyleniyor. Bu yapıyı beslemek için mevcut üretimi iki katına çıkarmamız lazım. Bizim tarihten gelen bölgemizdeki aç ve açıktan gelenleri doyurmak gibi bir görevimiz var. Biz elimizdeki araziye çok daha iyi bakıp, gıda güvenliğinin ön planda olduğu, en az 200 milyon insana yetecek üretimi yapmalı ve toprağımıza sahip çıkmalıyız.”

HÂLİD ŞEN merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri